BilişimCin.TK AÇILDI !!

YENİ SİTEMİZE BEKLERİZ


10.sınıf Cografya Kitabı Cevapları 2009-2010

10.Sınıf SAYFA 15 ÖLÇME DEĞERLENDİRME CEVAPLARI TOPOĞRAFYA VE KAYAÇLAR ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME (SAYFA 15)

Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri uygun kelimelerle doldurunuz.

1. Tor topoğrafyası …… granit…bloklarından oluşur.
2. Tortul kayaçlar …..sıcaklık… ve …basınç…etkisi ile metamorfik kayaçlara dönüşür.
3. Mağma …soğuma… ve …katılaşma… sonucu püskürük kayaçlara dönüşür.
4. Sıcaklık ve basınç altında formasyona uğrayarak oluşan kayaçlara ….başkalaşım kayaçları…adı verilir.
5. Pamukkale travertenleri oluşum bakımından ….kimyasal tortul…kayaçlar grubuna girer.

Aşağıdaki ifadelerin doğru veya yanlışlığını belirtiniz.
1. Kalkerli arazide peri bacaları oluşur (Y)
2. Kireç taşlarının çözülmesi ile karstik mağaralar oluşmuştur. (D)
3. Kömürün metamorfizmaya uğraması sonucu elmas oluşur. (D)
4. Kolay aşınan ve parçalanan kayaçlar alçak ve belirgin olmayan yer şekilleri meydana getirir.(D)

10.SINIF SAYFA 22 VOLKANİZMA VE DEPREMLER ETKİNLİK ÇALIŞMASI CEVAPLARI
LİSE 2. SINIFLAR SAYFA 22 VOLKANİZMA VE DEPREMLER ETKİNLİK ÇALIŞMASI
Tabloda belirtilen ülkelerdeki sıcak su kaynaklarının oluşumunda etkili olan faktörü dünya deprem ve volkan haritalarından faydalanarak bulunuz.?
Fay ve volkanizma Deprem Volkanizma
HAWAİİ: X
JAPONYA: X
TÜRKİYE: X
İTALYA: X
YENİ ZELENDA: X
İZLANDA: X
FAS: X
Konu ile ilgili açıklama: Dünya üzerindeki volkanik alanlarla; deprem bölgeleri, fay hatları, genç kıvrım dağları ve sıcak su kaynakları arasında bir paralellik vardır. Bu alanların çoğu Kıta veya levha sınırlarında yer alır. Genç sıradağlar, Volkanlar, volkanik ada yayları, Okyanus ortası sırtları, Büyük trans form faylar, grabenler, sıcak su kaynakları, deprem zonlarının hemen hepsi bu hatlardadır. Sebebi bu alanlarda yer kabuğunun hareket halinde olmasıdır.
Ancak volkanik kökenli olan Hawaii adaları ve çevresinde levha sınırlarına çok uzak volkanik sahalarda oluşabilir.Bunlar mantoda sıcaklığı çok yüksek olan ve bu nedenle sıcak nokta adı verilen küçük noktalardan yerkebuğu dışına kadar yükselen mağma etkisiyle oluşur.Levhalar hareketli ancak sıcak noktalar sabit olduğu için yer yer yanardağlar yada yanardağ adaları ortaya çıkar.
Birbirin den uzaklaşan levhaların olduğu noktalarda (İZLANDA) ise okyanus sırtları oluşur bu noktalarda yeteri kadar enerji açığa çıkmayacağı için volkanizma ön plana çıkar deprem faaliyetleri biraz daha geri planda kalır.Yeni Zelanda ise eski kara kütlesi özelliği gösterir.
Sorunun köküne dikkat edilmeli soruda sıcak su oluşumunda etkii olan faktör sorulmuş yoksa belirtilen yerlerde voknanizma ve deprem olup olmadığı değil.Cevaplamaları bu noktada değerledirmek lazım.

ÖLÇME DEĞERLENDİRME SORULARI LİSE 2. SINIF SAYFA (24-25) CEVAPLARI

AŞAĞIDAKİ SORULARI CEVAPLAYINIZ.
SORU-1-Yeryüzünde depremler ve volkanik olaylar neden levha sınırlarında yoğunlaşmıştır.
Cevap-1 Gerek deprem hatları, gerekse volkanik alanların ikisinin de levha sınırlarında yoğunlaştığı görülmektedir.
Özellikle deprem alanları ile levha sınırları aynen birbiri üzerine oturmaktadır. Volkanik alanlarda genel olarak aynı dağılışa
uygun düşmekte, genel olarak ta kavuşan veya ayrılan levhaların sınırlarını takip etmektedir.
Not: Dünya üzerindeki volkanik alanlarla; deprem bölgeleri, fay hatları, genç kıvrım dağları ve sıcak su kaynakları arasında bir paralellik vardır.
Bu alanların çoğu Kıta veya levha sınırlarında yer alır. Genç sıradağlar, Volkanlar, volkanik ada yayları, Okyanus ortası sırtları,
Büyük trans form faylar, grabenler, sıcak su kaynakları, deprem zonlarının hemen hepsi bu hatlardadır. Sebebi bu alanlarda yer kabuğunun hareket halinde olmasıdır.
Tektonik depremler özellikle son jeolojik devirlerde oluşmuş arazilerde daha çok görülür. Çünkü bu gibi alanlarda yer katmanları henüz tam yerine oturmamıştır ve kırıklarla parçalanmıştır.
SORU-2-Dünyada deprem riskinin az olduğu alanlar nerelerdir.Nedenini açıklayınız.
Cevap-2-Deprem riskinin az olduğu alanlar levha karşılaşma alanlarından uzakta kalan oluşumunu tamamlamış eski kara kütlelerinin olduğu noktalardır.
Buralar artık tam olarak oturmuş noktalardır tektonik hareketlere çok fazla uygunluk göstermez.Kitabınızdaki haritalardan yararlanarak bu alanları yazabilirsiniz.
Örnek:Amerika kıtasının doğusu,Afrika’nın batısı Asya kıtasının kuzey kesimleri örnek verilebilir.

SORU-3-Endonezya depreminde etkili olan levhalar hangileridir.
Cevap-3-HinT,Avustralya,Filipin,Avrasya levhaları etkilidir.

SORU-4-İzlanda’nın kutba yakın olmasına rağmen sıcak su kaynaklarına sahip olmasının sebebini açıklayınız.
Cevap-4-İzlandanın bulunduğu noktadan sayfa 18-19 daki haritalarda levha hareketleri görülür bu nedenle bölgede volkanik faaliyetler görülür.
Volkanizma faaliyetleri sıcak su kaynaklarını destekleyici bir etkiye sahiptir.Burası birbirinden uzaklaşan levha özelliği gösterir okyanus sırtı oluşturur volkanizma ön plana çıkar.

SORU-5-Sıcak su kaynakları dünyanın neresinde yoğunlaşmıştır.
Cevap-5-Sayfa 21 deki haritadan ve atlaslarınızdan faydalanarak cevaplayabilirsiniz.

AŞAĞIDAKİ CÜMLELERDE BOŞ BIRAKILAN YERLERİ UYGUN KELİMELERLE DOLDURUNUZ.

1-Depremsellik
2-Levha sınırlarının karşılaşma alanları

3-Yükselti ve derinlik

AŞAĞIDAKİ İFADELERİN DOĞRU VEYA YANLIŞLIĞINI YANLARINDAKİ KUTUCUKLARA İŞARETLEYİNİZ.

1-Y 2-D 3-Y 4-D 5-Y 6-D 7-Y 8-Y

1-A 2-C 3-E 4-E 5-D 6-A 7-B

LİSE 2. SINIFLAR SAYFA 28-29-30 ETKİNLİK ÇALIŞMALARI

SAYFA 28 ETKİNLİK ÇALIŞMASI:

1-Su kaynakları bir döngü içerisinde birbiriyle bağlantılı şekilde ilişkisini devam ettirir.Bu döngü içerisinde meydana gelebilecek bir dengesizlik mevcut bağlantılarını olumsuz etkiler.Isınma sonucu buharlaşarak gökyüzüne çıkar yoğunlaşma sonucu yeryüzüne inerek birbirlerini dengeler.

2-Okyanus ve denizler ile bazı göllerde acı su veya tuzlu su olarak, akarsu ve göllerin bazıları ile yeraltı sularının genelinde tatlı su olarak, ayrıca kutup bölgelerinde ve yüksek dağ zirvelerinde katı su ( buz) olarak, Atmosferde ise su buharı( Gaz) olarak bulunmaktadır.Katı sıvı gaz hallerinde bulunur.

3- Dünyadaki yeraltı ve yer üstü su kaynakları su kaynakları kavram haritası:

Kaynak:[Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilir.ForumTR üyesi olmak için tıklayınız]

SAYFA 29 ETKİNLİK ÇALIŞMASI:
Aşağıdaki soruları Dünya’da kişi başına düşen tatlı su dağılımı haritasını ve grafik 2.deki bilgileri dikkate alarak cevaplandırınız.

Dünyada suların dağılımı grafikleri ve tatlı su dağılım haritalarının yorumlanması.
Not:Dünyada sular alan ve kütle olarak fazla olmasına karşı insanın kullanabileceği tatlı su miktarı oldukça azdır. Yeryüzündeki su kaynaklarının % 97 denizlerin ve okyanusların tuzlu sularından oluşur. Su kaynaklarının % 3’i kadarı tatlıdır. Tatlı suların %68 den fazlası buzullar ve buzul dağlarında bulunur.%31,4 ü yeraltı sularında % 0,3 ü ise yüzey sularıdır. Yüzey sularının da %87 si göllerde, % 11’i ,% 2’si nehirlerde bulunmaktadır.

Ancak insanlar tarafından kullanılan sular kimyasal maddeler, fabrika atıkları, nükleer atıklar, tarım ilaçları, yapay gübreler vb. unsurlarla kirletilirler. Kirletilen bu sular yağışlarla yeraltı suyu ve içme sularına karışır. Doğal döngü içinde de yeterince temizlenemez ve canlılar için büyük bir tehlike oluşturmaktadır.

1- Yeryüzündeki toplam suyun % 3 ü kadardır.Yeryüzünde su kaynakları dengesiz bir şekilde dağılmıştır. Özellikle de tatlı su miktarı oldukça düşüktür.Bu noktadan yola çıkarak nekadar dikkatli kullanmamız gerektiğini tekrar düşünmeliyiz.
2- Yeryüzünde en fazla suya sahip kaynak okyanuslardır.
3- Yeryüzünde en fazla tatlı suya sahip alanlar: Kuzey Amerika Özellikle kanada, Orta ve Güney Amerika, Avrupa’nın kuzey i ve yer yer batı kesimleri, Asya’nın kuzeyi özellikle Sibirya, Asya’nın güneyi ve güneyindeki ekvatoral yağışa sahip adalar ( Endonezya, Malezya, Filipinler vb.), Avustralya kıtaları tatlı suların en fazla olduğu sahalardır.

Yeryüzünde en az tatlı suya sahip alanlar: Tatlı su kaynağı az olan yerler özellikle dönenceler çevrelerinde yer alan çöl alanlarıdır. Özellikle Kuzey Afrika( Büyük Sahra), Afrika’nın Doğu ve güney kısımları( Kenya, Güney Afrika ( Kalahari Çölü),Zimbapve,) Asya’da Arabistan çöl bölgesi, Pakistan, Avrupa’da Polonya çevresi kişi başına tatlı miktarının en az olduğun yerlerdir.

4-Yeryüzündeki tatlı su kaynakları giderek azalmaktadır. Gerek iklim şartlarında meydana gelen değişmeler, gerekse insanoğlunun doğal dengeyi bozması ve çölleşme, ayrıca her geçen gün artan aşırı nüfus ve artan tatlı su ihtiyacı, gerekse de çevre kirlenmesinin her geçen gün hızla artması tatlı suları azalmakta ve ihtiyacında sürekli artması tatlı su kaynaklarının tükenmekte olduğunu göstermektedir.

Örnek:Ülkemizde kişi başına yıllık yenilenebilir tatlı su miktarı sürekli düşmektedir. 1955 ‘ de 8503 metreküp, 1990 ‘da 3026 metreküp, 2025 ‘de 2186 metreküp olacağı tahmin edilmektedir.

SAYFA 30 ETKİNLİK ÇALIŞMASI:
Aşağıdaki resim küçültülmüştür. Buraya tıklayarak büyütebilirsiniz. Resmin orijinal boyutları 776×532.

Haritanın büyük hali için tıklayınız

1- Dünyada kara ve denizlerin oranları: Dünya alanının % 71 lik kısmını kaplarlar. ( 361 milyon km² si deniz ve okyanus, 149 milyon km² si karadır. ) Tek başına büyük okyanus tüm karalardan fazladır.
2- Okyanusların büyüklüğe göre sıralanışı:
1- Büyük Okyanus: 180 milyon km² ( % 50),
2- Atlas Okyanusu: 106 milyon km² ( %29),
3- Hint Okyanusu: 75 milyon km² ( %21) alana sahiptir.

3- Okyanus isimleri sayfa 30- harita 2- üzerine yerleştirilecek.
4- Büyük Okyanus: Kuzey ve Güney Amerika, Antarktika, Asya, Avustralya,
Atlas Okyanusu: Kuzey ve Güney Amerika, Avrupa, Afrika, Antarktika
Hint Okyanusu: Afrika, Asya, Antarktika, Avustralya,
5-Okyanuslar en çok Güney Yarımkürede yer almaktadır.( % 81 deniz ve okyanus, %19 ‘u kara), Kuzey Yarımkürede ise (% 61 deniz ve okyanus, %39 ‘u kara) okyanuslar oran olarak fazla olmasına rağmen karaların oranı güney yarımküreden daha fazladır.

10.SINIF SAYFA 33 -34-35 ETKİNLİK ÇALIŞMALARI CEVAPLARI KİMYASAL ÖZELLİKLERİNE GÖRE GÖLLER

1-Tuzlu 2-Tatlı 3-Acı 4-Sodalı

Oluşumlarına göre:

1-Doğal Göller 2- Yapay Göller (Baraj gölleri)

Doğal göller:

1- Tektonik 2-Karstik 3-Set Gölleri 4-Buzul Gölleri 5-Volkanik Göl

Set Gölleri:
1-Heyelan set gölü 2-Lgün Kıyı set gölü 3-Lav Set Gölü 4-Alüvyon Set Gölü
5-Moren Set Gölü

Toprak Kayması (Heyelan)
Dalga ve Akıntılar(Kıyıset)
Lav Akıntısı (Lavların çukurluk önü kapatması)
Alüvyon (Alüvyon set Akarsuyun taşıdığı verimli toprak)
Moren (Buzul taşlarının çukurluğun önünü kapatması)
SAYFA 35 ETKİNLİK:

Akarsu beslenme kaynakları

Kaynak,göl,yağmur suları,yağmur suları,yer altı suları

Akım düzenine göre akarsular:

Düzenli rejim ,Düzensiz rejim,

Akarsuyun döküldüğü yer:

Okyanus Deniz Göl Bataklık

Açık havza Kapalı havza

0. SINIF YER ALTI SULARI VE KAYNAKLAR ETKİNLİK SAYFA 36
YER ALTI SULARI VE KAYNAKLAR

Etkinlik çalışması sayfa 36 lise 2

SORU-1-Yer altı suları nasıl beslenir?

vYağışlar,
vAkarsular ve göller,
vEriyen kar ve buz sularıdır.

SORU-2-Yer altındaki sular yeryüzüne nerelerden ve nasıl çıkar?

Yeraltı suları kayaların çatlaklarından veya tabakaların yamaç, vadi, faylar tarafından kesildiği yerlerden, ya da çeşitli şekillerde insanların açtığı kuyulardan yeryüzüne çıkar. Yeraltı sularının kendiliğinden yüzeye çıktığı yerlere de “kaynak” ( Göze, eşme, memba, pınar)denir.
SORU-3-Yer altı sularının özelliklerini etkileyen faktörler nelerdir?

Kaynak sularının kalitesini suyun geldiği kayanın kimyasal özelliği belirler. Silis miktarının fazla olduğu sular tatlıdır. Örnek:İzmir Uludağ, Niksar, Tokat suları örnek verilebilir. Kireçli arazilerden çıkan kaynak suları kireçli, Jipsli sahalarınki ise acı olup içme suyu olarak kullanılamaz.Sıcaklık durumuda bulunduğu bölgedeki fay hatlarına bağlı olarak değişir.Sıcak olması suyun yapısı üzerine etkilidir.

SORU-4-
Genel cevap olarak (Yakın çevremizde artezyen kaynaklar, yamaç, tabaka ve vadi kaynakları ile fay kaynakları bulunmaktadır. Artezyen kuyularından çekilen sularla içme ve tarımda sulamada, fay kaynaklarından sağlık ve turizmde, diğerlerinden ise içme ve kullanmada faydalanılmaktadır.) yazılabilir.

SORU-5-Çevrenizde kaynaklardan nasıl yararlanılmaktadır?

vİçme ve kullanma suyu temininde,
vYarı kurak ülkemizde yaz kuraklığında tarım alanlarının sulanması,
vSağlık ve turizm açısından önemli yeri vardır.
vKültür balıkçılığı ve son yıllarda paketlenip ihracatta önemli yer tutar.

LİSE 2.SINIFLAR TOPRAĞIN HİKAYESİ ETKİNLİK
ÇALIŞMASI SAYFA 38-39

Soru-1-Yeryüzünde farklı renkte toprak bulunmasının nedenlerini yazınız?

Bunun en büyük nedeni iklim şartlarıdır. Çünkü farklı iklim şartlarında farklı sıcaklık ve yağış şartları vardır. Bitki örtüleri ve toprağa verdikleri organik madde miktarları da farklıdır.
Genel olarak bitki örtülerinin gür olduğu bölgelerde bitki kalıntıları toprağa karışarak koyu renk almasına yol açmaktadır. Buna karşılık bitki örtüsünce fakir alanlarda humus miktarı az olan sahalarda toprak açık renkli olmaktadır.

Soğuk ve nemli bölgelerde bitki örtülerinin kalıntıları sıcaklık yetersiz olduğu için ayrışamamakta ve toprağın üst kısmında organik madde katı olarak birikip koyu renkli toprakları oluşturmaktadır.

Ayrıca sıcak ve yağışlı bölgelerde toprak aşırı şekilde yıkanmaktadır. Buda bitki kalıntılarını götürmektedir ve rengi açmaktadır. Bundan başka bir olayda sıcak kuşak alanlarında toprak içinde bulunan demir ve alüminyum elementler oksitlenerek toprakların kızıl renk almasına yol açmaktadır.

Ana kayanın farklı yapılarda olması da üzerinde oluşan topraklara damgasını vurabilmektedir. Özellikle bu durum kurak ve yarı kurak bölgelerde daha etkili olabilmektedir.
SORU-2-1 cm. kalınlıkta bir toprak oluşabilmesi için ne kadar süre geçmesi gereklidir?

Toprak oluşumu oldukça uzun bir süreçtir. 1 cm. kalınlıkta toprak için yüzlerce yıl geçmesi gerekir ( 200- 1000 yıl arası). Ana kayanın ayrışması, ayrışan bu kısma canlıların yerleşmesi, canlıların kalıntılarının humusa dönüşmesi, toprağa başka maddelerin katılması ve toprakta yıkanma –birikme olaylarının oluşup toprak katmanlarının meydana geldiği olgun bir toprak profiline ulaşmak için yüzlerce yıllık süreye ihtiyaç vardır. Ayrıca bunda yaşanan şartlar ( İklim, arazi, ana kaya yapısı) uygun değilse bu süre binlerce yıla kadar uzayabilmektedir.

SAYFA 39 ETKİNLİK ÇALIŞMASI

Soru-1-Soğuk bardak içine sıcak su doldurulduğunda bardak çatlar. Neden?

Sıcaklık farkının fazla olması ve sıcaklığın ani değişmesi sonucu genleşme için yeterli vakti olmaması sonucu bardak çatlar.

Soru-2- Aynı olaylar kayaçlar üzerinde nasıl etkili olabilmektedir?

Aynı olaylar kayaçlar üzerinde farklı etkiye sahip olabilmektedir. Çünkü kayaçların yapıları, kimyasal dokuları ve aşınmaya karşı dirençleri ve içerisindeki mineral yapıları farklıdır. Bazı kayalar kimyasal özelliklerinden dolayı sıcaklık ve suyla eriyebilmektedir. Bazıları ise eriyememektedir.

Bazı kayaların aşınmaya karşı direnci düşük olup ( Kumtaşı kil taşı, marn gibi) kolay parçalanmaktadır. Bazı kayalarda aşınmaya karşı dirençli olup ( Granit, mermer vb) ayrışması çok uzun sürebilmektedir.

Bazı kayaların yapıları çok silisli olup bunlar ayrıştığında bitki besin maddesi az olmakta( granit), bazıları ise besin maddesi yönünden zengin olmakta( bazalt, Volkanik tüf) buda bitkilerin yerleşmesi, organik madde oluşumu ve toprak gelişimini yakından etkileyebilmektedir.
Soru-3-Resim 16 da hangi parçalanma etkili olmuştur.Bu parçalanmada iklimin hangi özellikleri etkilidir?

Fizikse parçalanma etkili olmuştur. Burada iklimin sıcaklık etkisi kendini göstermiştir. Bu bölgede sıcaklık farklarının fazla olması nem azlığı aşırı ısınma ve soğuma bu tür çözülmeye yol açmaktadır.

Soru-4- Şekerin ve tuzun suda çözünmesi hangi olaya örnek verilebilir.

Şekerin ve tuzun suda çözünmesi fiziksel çözülmeye örnektir.Ancak konu ile ilgili kimyasal çözünme olduğuna dair çeşitli yorumlar yapılmaktadır.Ancak maddenin kimyasal çözünmeye uğraması halinde kimyasal formülünün yapısının değişmesi gerektiğini söyledi.Böyle bir olay olmamaktadır bu nedenle Fiziksel çözünme cevabı doğrudur.

10 SINIF SAYFA 42 VE 44 ETKİNLİK ÇALIŞMASI

SAYFA 42 ETKİNLİK ÇALIŞMASI

SORU-1-Toprağın üst kısmı neden koyudur.

Toprağın üst kısmı organik madde bakımından ölen hayvan ve bitki kalıntılarının ilk bulunduğu yer dir bunlar ayrışma sonucu humusa dönüşür bu nedenle daha koyudur.
SORU-2-Çiçek yetiştirmek isterseniz hangi katı tercih edersiniz.

A katmanı, Çünkü burası besin maddesi yönünden zengin, bitkilere zararlı olabilecek tuz kireç vb. maddelerce yıkanmış, geçirgen kısımdır.

SORU-3-İnşaat temelinde çıkarılan toprağın bitki yetiştirilmesinde kullanılmamasının nedeni ne olabilir.

Çünkü bu derinlerden çıkmakta ve toprağın alt katlarından oluşmaktadır. Bu topraklar organik ve besin maddesince fakir ve üstten yıkanan zararlı maddelerin biriktiği kısımlardır.

10 SINIF SAYFA 46 ETKİNLİK ÇALIŞMASI CEVAPLARI:

Kitabınızdaki harita ve fotoğrafları inceleyerek aşağıdaki soruları cevaplandırınız.

SORU-1-Akdeniz kıyılarında görülen maki Avustralya2nın güneyinde ve Güney Afrika’nın kap bölgesinde görülmesinin nedenini açıklayınız.

Büyük hali için resme tıklayınız

Bu bölgelerde de Akdeniz ikliminin özelliklerinin görülmesidir.Ürünler benzerse iklimlerde aynıdır.
SORU-2- Dönenceler çevresinde bitki örtüsünün seyrek olmasının sebebi nedir.

Dönence çölleri
Dönenceler bölgesi dünyanın günlük hareketinden dolayı şıkışarak alçalan hava kütlelerinin oluşturduğu dinamik yüksek basınç alanlarıdır.Burda alçalan hava ile birlikte havanın ısınması ve nem açığının artması buraları çöl özellikte bir yapıya getirir.Çöl özellik göstermesi de bitki örtüsünün seyrelmesine neden olur.

SORU-3-Bitki topluluklarının dağılış alanlarına bakarak yeryüzünde en çok yağış alan yerleri belirleyiniz.

En çok yağış alan yerler ekvator bölgesi,60 derece enlemleri,Muson Asyası denilebilir…

10.SINIF SAYFA 48 ETKİNLİK ÇALIŞMASI

DÜNYAYI KAPLAYAN ÖRTÜ:
BİTKİLER
Dünya Bitki Örtüsü Haritası

Dünya üzerindeki iklim tiplerine bağlı olarak bitki örtüsü ekvatordan kutuplara doğru

Geniş yapraklı ormanlar
Savanlar
Kaktüs
Bozkır
Maki
Orman-çayır
İğne yapraklı ormanlar
Tayga ormanları
Tundra

Şeklinde sıralanır.

Her bitkinin kendine has bir iklim özelliği vardır. Başka bir ifadeyle benzer iklim şartlarında benzer bitki türleri görülür.(kutup iklimi hariç)
Farklı bölgedeki iklimin benzerliği tabii bitki örtüsünün benzerliğini kanıtlar.
Yer şekillerinin kısa mesafeler dâhilinde değişmesi bitki örtülerinin de kısa mesafeler dâhilinde değişmesini sağlar.
Bitki örtüleri yeryüzüne dağılışlarında aralıksız kuşaklar oluşturmazlar.
Enlem farkı arttıkça ve farklı enlemlerden oluştukça bitki örtüsüde çeşitlenir.
Bitki örtüsü iklimin bir nedeni değil iklimin bir sonucudur.
Bitki Topluluklarının Coğrafi Dağılışı
Ekvatoral yağmur ormanları

Amazon Havzası, Senegal’den Gine körfezine kadar olan saha
Kongo Havzası, Güneydoğu Asya adaları
Aşağıdaki resim küçültülmüştür. Buraya tıklayarak büyütebilirsiniz. Resmin orijinal boyutları 800×600.

Muson Ormanları

Güneydoğu ve Doğu Asya’da Hindistan, Japonya, Tayland, Vietnam,Endonezya, Doğu Çin, Kore, Avustralya’nın kuzeybatısı, Filipinler, Güneydoğu Afrika

MUSON ORMANLARI VE PİRİNÇ TARLALARI

Batı Rüzgarları sebebiyle Ilıman Kuşak karalarının batısında görülür (Batı ve K.Batı Avrupa, Amerika’nın batısı). Yurdumuzda ise Karadeniz kıyılarında etkilidir

Tayga Ormanları
Deniz etkisinden uzak kara içlerinde ve ılıman kuşak karalarının doğu kıyılarında (soğuk su akıntısından dolayı) görülür. Orta ve doğu Avrupa Asya’nın kuzeyi(Sibirya) Kanada ve ABD nin kuzeyinde görülür.

Maki

Akdeniz’e kıyısı olan ülkeler (Libya, Mısır ve Lübnan hariç. Buralarda görülmeme sebebi yer şekillerinin engebesiz olmasıdır.), Avustralya’nın güneybatısı, G. Afrika Cumhuriyetinde Kap bölgesi, Şili’nin orta kesimleri Kuzey Amerika’da Kaliforniya çevresinde etkilidir.
En geniş anlamıyla 30-40 derece enlemleri arasında kıtaların özellikle batı kıyıları

Savan

Güney ve Orta Afrika, Sudan,Güney Amerika‘da Brezilya’daVenezüella, Kolombiya, Peru ve Bolivya’da etkilidir. Ekvatoral iklim ile çöl iklimi arasında
(10-20° kuzey ve güney enlemleri arasında görülür)

Bozkır(Step)
Sıcak ve ılıman kuşak kara içlerinde görülür.
Yurdumuzda İç Anadolu Bölgesinde ve Ergene Bölümünde görülen karasal iklim buna örnektir.

Çayır
Batı Rüzgarları sebebiyle Ilıman Kuşak karalarının batısında görülür (Batı ve K.Batı Avrupa, Amerika’nın batısı).
Alpin çayırlar dağların yüksek kesimlerinde görülür

Tundra

Sibirya, İskandinavya Yarımadasının kuzeyinde, Kanada’nın kuzeyinde,
Grönland adasının kıyı kesimleri.Yaklaşık olarak 70-80 enlemleri çevresinde görülür.Güney yarımküredeki etki alanı KYK dekine oranla çok azdır bunun nedeni GYK de okyanusların geniş alan kaplamasıdır.

Çöl Bitkileri

Kızılkum (Özbekistan), Karakum (Türkmenistan), Gobi (Moğolistan), Taklamakan (Çin) , Arizona (A.B.D) çölleri,Kuzey AfrikaArap yarımadası
Avustralya’nın iç kesimleri

Şekildeki iklim grafiklerini inceleyerek hangi iklim bölgesine ait oldukları ve bitki örtülerini yazınız.

1.GRAFİK:

Yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlı geçen Akdeniz ikliminin grafiğidir. Bitki örtüsü makiler olup yükseklerde ormanlar görülür.

2.GRAFİK:

Yazları yağışlı, kışları kurak olan ancak yıl boyu sıcak olan tropikal iklimin grafiğidir. Buralarda savan bitkileri yer alır. Ayrıca akarsu boylarında Galeri ormanları görülür.

3.GRAFİK:

Yazları sıcak kurak kışları soğuk karlı yağışa sahip karasal iklim ( Step) grafiğidir. Bu iklimde azami yağışlar ilkbahar aylarında görülmektedir. Bu iklimin bitki örtüsü bozkırlardır. (step)

4.GRAFİK:

Bu grafik yıl boyu sıcak ve yağışlı olan ekvatoral iklimin grafiği olup, bu iklimin bitki örtüsü ekvatoral ormanlardır.

10.SINIF SAYFA 51 ETKİNLİK ÇALIŞMASI

SORU-1-Ormanların Ekvatordan Kutuplara doğru farklı kuşaklar oluşturmasının nedenleri nelerdir?

Ekvatordan kutuplara doğru gidildikçe sıcaklık ve yağış şartları birbirinden farklı iklim kuşakları bulunmaktadır. Her bitkinin kendine has bir iklim isteği özelliği vardır. Başka bir ifadeyle benzer iklim şartlarında benzer bitki türleri görülür. Bu nedenle bitkiler kuşaklaşma gösterir.

SORU-2- Yükseltinin artmasıyla bitki örtüsü kuşaklarında görülen değişimin nedenleri nelerdir?
Atmosferde alçaklardan yukarı doğru çıkıldıkça sıcaklık azalmaktadır. Bundan dolayı yukarılara doğru sıcaklık isteği az ve soğuğa dayanıklı bitkiler, ayrıca yukarı doğru yağış arttığı için suyu nemi seven bitkiler yukarılara doğru sıralanacaktır. Bu nedenle aşağıda sıcaklık isteği fazla ve su isteği az bitkiler bulunurken, yukarıda soğuğu seven ve dayanıklı ve su isteği bitkiler kümeleşir.

Bulmaca etkinlik soruları:

1-Göl 2-Tuzlu 3-Amazon 4-Kar 5-Kimyasal 6-Laterit 7-Podzol 8-Tundra

10.SINIFLAR SAYFA 52-53 ÖLÇME DEĞERLENDİRME SORULARI

Kitabınızdaki kavramları şemadaki kutulara yerleştiriniz.

Yer kabuğundaki büyük çanaklar
Yeryüzündeki vadi içlerinde akar
OKYANUS
AKARSU
Kara içinde çukur alanlarda oluşur
Yer altındaki tabakaların içinde oluşur
GÖL
YER ALTI SUYU

Aşağıdaki soruları cevaplayınız…

SORU-1-Yeryüzündeki sular hangi kaynaklardan beslenir.

Su döngüsü ile oluşan yağışlar la beslenir.Kar ve buz erimeleriyle beslenir.

SORU-2-Yer altı suyu bakımından zengin alanlar hangileridir.Bu alanları yer şekilleri ve iklim özellikleri bakımından değerlendiriniz.

Bol yağışlı ve zemini geçirimli taşlardan oluşan alanlarda yer altı suyu fazladır. Az yağış alan, eğimi fazla ve geçirimsiz zeminlerde ise, yer altı suyunun oluşumu zordur. Kum, çakıl, kumtaşı konglomera, kalker, volkanik tüfler, alüvyonlar, geçirimli zeminleri oluşturur. Bu nedenle alüvyal ovalar ve karstik yöreler yer altı suyu bakımından zengin alanlardır. Kil, marn, şist, granit gibi taşlar ise geçirimsizdir. Yer altı suyu oluşumunu engeller

SORU-3-Göl sularının farklı kimyasal özelliklere sahip olmasının sebeblerini yazınız.

İklim,beslenme kaynakları,gölün bulunduğu arazi yapısı,gölün büyüklüğü,derinliği,ve gideğeninin olup olmamasıyla ilgilidir.

SORU-4-Toprak oluşumunda etkili olan faktörleri yazınız…

İklim,ana kaya,zaman,yer şekilleri,canlılar ve bitki örtüsü etkili olur.

SORU-5-Canlıların toprak oluşumuna etkilerini yazınız.
Toprak yüzeyine düşen dal,yaprak ,meyve gibi bitki kalıntıları ,canlı organizmaların artıkları ve leşleri toprak için önemli bir karışım malzemesi olarak toprağı humus bakımından zenginleştirir.Yine canlılar toprakdaki humus dağılımını ve toprağın havalanmasını sağlar.

SORU-6-Ekvatordan kutuplara gidildikçe bitki örtüsünün kuşaklar şeklinde değişmesinin nedenlerini yazınız.

Ekvatordan kutuplara gidildikçe sıcaklık ,yağış şartlarının değişiklik göstermesi bitki örtüsü kuşaklarının değişiklik göstermesine sebeb olur.

SORU-7-Bitki örtüsü benzer olan bir bölgede başka hangi koşullar benzer olabilir.

Bitki örtüsü benzer olan bölgelerin iklimleri de benzerlik gösterir.Bununla bağlantılı olarak ekonomik faaliyetlerde benzerlikler göürlebilir.

SORU-8-Kuzey yarım kürede dağların güneye bakan yamaçlarında orman üst sınırı daha yüksektir nedenini belirtiniz…

Kuzey Yarım Küre’de güneye bakan yamaçlar kuzeye bakan yamaçlara oranla güneşi daha fazla görür ve sıcaklık şartları daha elverişli olduğundan ormanlar daha yüksek bölgelere kadar yetişme koşulu bulur.Buda orman üst sınırını yükseklere çeker.

SORU-9-Çöllerin bazı kesimlerinde hurma palmiye gibi ağaçların yetişmesi ,vaha denilen yerlerin bulunması nasıl açıklanır.

Çöllerde Suyun bulunduğu, Bitkilerin yetişebildiği, insanların yerleşip barındığı yerdir. Vahalar akarsu boylarında, kuyuların açıldığı yerlerde, büyük su kaynakları yanında gelişmiştir.

Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri uygun kelimelerle doldurunuz.

1-Düzenli 2-Yer Altı Suları ve Yer Üstü Suları 3-Boğazlardır 4-Tatlı
5-Su 6-Erozyon 7-Sıcak ve Nemli 8-Yıl boyu 9-Sıcaklık,yağış,nem 10-Tundra 11-Geniş ve iğne 12-Savan

Aşağıdaki ifadelerden doğru ve yanlışlığını yanlarındaki kutucuklara yazınız.

1-D 2-Y 3-D Acı ,tatlı,tuzlu,ve sodalıdır. 4-D 5-D 6-D 7-Y 8-Y 9-D 10-Y 11-D 12-D 13-Y 14-Y 15-D

Aşağıdaki çoktan seçme soruları cevaplayınız.

1-D 2-D

LİSE 2. SINIF SAYFA 56 ETKİNLİK ÇALIŞMASI

Aşağıdaki tablodan faydalanarak verilen soruları cevaplayınız…

Nüfus Kategorilerine göre Nüfus miktarı

Nüfus Kategorileri
Nüfus Miktarı
Erkek nüfus
22.200.000
Kadın nüfus
21.800.000
Kent nüfusu
24.000.000
Kır nüfusu
20.000.000
Çalışan nüfus
15.000.000
Çalışmayan nüfus
29.000.000
Okuma yazma bilen nüfus
39.600.000
SORU-1-Okuma yazma bilmeyenlerin sayısı: 22.200.000+21.800.000: 44.000.000 toplam nüfus – 39.600.000 (Okuma yazma bilen nüfus) :4.400.000 okuma yazma bilmeyen nüfus

Soru-2-Toplam nüfus 44.000.000 çalışan 15.000.000 yani 1/3 ü kadar.İşsizlik oranı yaklaşık %60-65 arasındadır.

Soru-3-Kır ve kent nüfusundan faydalanarak bu ülkedeki ekonomik etkinlikler hakkında bilgi veriniz.

Bu ülkede nüfusun yaklaşık %48 i kırsal kesimde yaşamaktadır. Nüfusun bu oranda kırsal alanda yaşadığı ülkelerde hayvancılık ve tarım etkinlikleri hala önemini korumaktadır. Ancak kır nüfusu ile kent nüfusu arasındaki farkın fazla olmaması bu ülkenin gelişmekte olan bir ülke olduğunu ortaya koyar. Bu ülkelerde tarım ve hayvancılık ana geçim kaynağı olmakla birlikte şehir merkezleri için sanayi ve hizmet sektörlerinin de gelişmekte olduğu ve nüfusun yavaş yavaş bu sektörlere kaymaya başladığı da söylenebilir.

SAYFA 57 ETKİNLİK ÇALIŞMASI

Kitabınızda 2. yüzyıl öncesi nüfus sayımlarının amaçlarına örnekler verilmiştir.

20. yüzyıl öncesi nüfus sayımlarının amaçları
Modern nüfus sayımlarının amaçları
·Asker sayısını belirlemek,
·Vergi yükümlülerini belirlemek
·Devlete belirli hizmetler yapmakla yükümlü memur ve sipahilere bırakılan gelir kaynaklarının nicelik ve değişmelerini saptamak amacıyla,
Tarım ve arazi konularında bilgi toplanmaya çalışılması,
·Okuma yazma bilmeyen nüfusun belirlenmesi ve buna göre okuma yazma seferberliğine başlanması,
·İşsizlerin sayısının belirlenmesi ve buna göre iş sahalarının açılması,
·Okula başlayacak çocuk sayısının belirlenmesi ve ona göre okul ve derslik yapılması,
·Ülkelerin ihtiyacı olan öğretmen, doktor, mühendis vb. ihtiyacını belirlemek,
·Ülkelerin nüfus artış hızını tespit etmek ve nüfus planlamasının yapılması veya nüfus artırma çalışmalarına başlanması,
·Ülke kaynaklarının tespiti ve nüfusa göre kullanımının planlanması,
·Ülkelerde meydana gelen nüfus hareketlerini tespit etmek ve bunun ortaya koyacağı sonuçlara gerekli önlemler almak,
Asker sayısı ve askerlik sürelerinin belirlenmesi,

LİSE 2. SINIFLAR SAYFA 59-60 ETKİNLİK ÇALIŞMALARI

SORU-1-Dünyada ne kadar insan yaşamaktadır?

2000- yılı itibari ile 6.060 milyar olup, günümüzde 6,5 milyarın üzerindedir.
2006- 6.644.000.000(Kasım)

SORU-2-Dünyada nüfus artışında etkili olan faktörler nelerdir?

Nüfus artışını etkileyen faktörler: 1- Doğumlar 2- Ölümler
Açıklamak gerekirse geri kalmışlıktan dolayı yeterli nüfus planlamasının yapılamaması özellikle Afrika kıtasında ,mevcut savaşlar sonrası ölümler,gelişmiş ülkelerdeki yaşam standartları sonrası doğum oranlarının düşmesi,Sağlık hizmetlerindeki gelişmeler sonrası doğan bebek ölüm oranlarının azalması etkili faktörlerden biridir.

Burada dikkat edilmelidir ki göçler ve ülke sınırlarının değişmesi sadece ülke yada bu olayların gerçekleştiği bölgeleri etkiler artan nüfus mevcut dünyadaki nüfustur değişmez yani A yada B ülkesine göç dünya nüfusunu değil o bölge nüfusunu değiştirir.

SAYFA 60 ETKİNLİK ÇALIŞMASI

Dünya nüfusunu gösteren tablo 1 ve kitabınızdaki grafik 2 yi inceleyerek aşağıdaki soruları cevaplandırınız.

Yıllar
Dünya nüfusu
1000
310 milyon
1250
400 milyon
1650
500 milyon
1700
610 milyon
1750
790 milyon
1800
980 milyon
1850
1.260 milyar
1900
1.650 milyar
1910
1.750 milyar
1920
1.860 milyar
1930
2.070 milyar
1940
2.300 milyar
1950
2.520 milyar
1960
3.020 milyar
1970
3.700 milyar
1980
4.440 milyar
1990
5.270 milyar
2000
6.060 milyar

SORU-1- Hangi yıldan sonra dünya nüfusundaki artış belirginleşmiştir?
1950 yılından sonra en fazla nüfus artışlı olmuştur.

Tablo incelendiğinde en çok artış 1950 den sonrasında görülmüş ancak başlangıç noktası olarak 1850 den sonra sanayi devrimi sonrası dünyamız kısmen hızlı bir nüfus artışına girmiştir.

SORU-2- 1930- 1950 yılları arasında nüfus artında meydana gelen yavaşlamanın nedenleri nelerdir?
Bu dönem dünyada siyasi ve ekonomik istikrarsızlıklar dönemidir. Bunun öncesinde 1914- 1918 yılları arası yaşanan 1. Dünya Savaşı ve bunun ortaya koyduğu ekonomik, siyasi ve sosyal yıkımları etkisi henüz bitmeden dünyanın 1930 lu yıllardan sonra başlayan siyasi çekişmeler ve 1940 ta başlayan II. Dünya savaşı yıllarının ortaya koyduğun siyasi sosyal, ekonomik sorunlar, mal ve can kayıpları ve hastalık ve ölümlerdir. Bu yıllarda güvende olmayan insanlarda doğumlar azalmış, genç nüfus silâh altında oluğu evlilikler azalmış ve savaşın yol açtığı yıkımlar ve can kayıplarıdır.

SORU-3–1960 yılından sonra dünya nüfusu daha hızlı bir artış sürecine girmesinin nedenleri nelerdir?
1- Tarımdaki Gelişme ve Endüstrileşme: Tarım ve endüstri alanındaki gelişmelere yasam koşullarının iyileşmesini sağlamıştır. Böylece kötü beslenmeden kaynaklanan ölümler azalmıştır.(Gelir düzeyinin artması, Beslenme düzeyinin artması)
2- Tıp Bilimindeki gelişmeler: Tıp bilimindeki gelişmelere bağlı olarak doğum oranlarının artması ve ölüm oranlarının azalması nüfus artışına yol açmıştır.(Aşılama çalışmalarının artması, Bulaşıcı hastalıklara karşı etkili ilaçların bulunması),

3-Teknolojik Gelişmeler: Teknolojik gelişmeler, yasam koşullarını iyileştirerek, nüfus artışına dolaylı olarak etki eder.
4-Kadınların eğilim düzeyinin ve ekonomik bağımsızlıklarının artması,

LİSE 2.SINIFLAR SAYFA 63 ETKİNLİK ÇALIŞMASI

DÜNYADA NÜFUSUN ALANSAL DAĞILIŞI

Nüfus Dağılışı: Belirli bir yerdeki nüfusun sık veya seyrek olma durumudur. Nüfusun sayısı ve özellikleri yanında dağılışının da iyi bilinmesi gerekir. Çünkü dünya genelinde veya dünyanın herhangi bir alanında ekonomik ve sosyal özelliklerin ve sorunların tespit edilmesi, çözülmesi açısından nüfusun mekânsal dağılışını iyi bilmek gereklidir.

Nüfusun dağılışında kullanılan kavramlar
Nüfusu fazla olan yerler için- Yoğun nüfuslu ( Sık nüfuslu)
Nüfusu fazla olmayan yerler için – Orta nüfuslu ( Orta yoğunlukta veya sıklıkta)
Nüfusu az olan yerler için – Seyrek nüfuslu ifadeleri kullanılır.( Tenha)

Dünyada nüfusunda geçmişten bu güne doğru sürekli bir değişim yaşanmıştır. Bu değişimlerden bir de dünyada nüfusun alansal dağılışıdır.

Dünya nüfusu yeryüzünde eşit ve dengeli bir şekilde dağılmamıştır. Nüfus kıtalara, ülkelere, ülkeler içerisinde bölgelere ve illere göre de farklılıklar gösterir. Dünya nüfusunun yeryüzündeki dağılımı çok dengesiz bir şekilde olup, İnsanların üçte ikisi karaların onda birinden daha az topraklar üzerinde toplanmıştır. Diğer taraftan kuzey yarı küre insanların 90’nını, eski dünya karaları da %85 ini barındırmaktadır.

Dünya nüfusunda tarih boyunca sürekli artış yaşanırken, bu artışlar kıtalara göre aynı olmamıştır.
NÜFUS DAĞILIŞINI ETKİLEYEN ETMENLER
Nüfus Dağılışını etkileyen doğal Faktörlerin başlıcaları şunlardır:
Aşağıdaki resim küçültülmüştür. Buraya tıklayarak büyütebilirsiniz. Resmin orijinal boyutları 1076×401.

A) Yer şekilleri (Topografik özellikler):

1 -Yükselti: Genel olarak yükselti arttıkça nüfus yoğunluğu azalır. Dağlık alanlarda nüfus az ve dağınıktır. Yüksek dağ ve platolarda 1500 m ‘den sonrası yaklaşık olarak boştur. Bunun nedeni, kışların uzun yazların kısa sürmesi, tarımsal etkinliklerin kısıtlanmasıdır. Ulaşım güçlükleri de nüfuslanmanın az olmasında etkilidir.

Ekvatoral bölgede alçak kesimler çok yağışlı, nemli ve sıcak olmasından dolayı bu bölgelerde nüfus, iklim koşullarının elverişli olduğu yüksek kesimlerde toplanmıştır.

2 -Eğim ve Bakı: Dünyada eğimi az olan ve düz alanları sık nüfusludur. Çünkü buralardaki iklim ve arazi şartları Tarıma müsait, ulaşım imkânları da gelişmiştir. Eğimin fazla olduğu engebeli sahalar seyrek nüfusludur. Kuzey Yarımkürede dağların güneye bakan yamaçları daha fazla ısınır. Güney yarım kürede ise dağların Kuzeye bakan yamaçları daha fazla ısınır Bu yüzden dünyada Kuzey Yarımkürede dağların güneye bakan yamaçlar, kuzeye bakan yamaçlara göre daha sık nüfuslanmıştır.

3-Dağların Uzanış doğrultusu: Kıyı paralel uzanan dağların denize bakan yamaçları deniz etkisi ile daha nemli, ılıman şartlara sahiptir. Genel olarak sıcaklık yüksektir. Bu yüzden dağların denize bakan yamaçları sık nüfuslu iken, içlere bakan yamaçları seyrek nüfusludur.

B-)İklim şartları: İklim elemanlarından SICAKLIK ve YAĞIŞ nüfus dağılışında en etkili olanlardır. Ilıman ve yeterli yağış alan yerler sık nüfusludur. Dünya nüfusunun zaten çoğu ılıman iklim kuşağında yaşar. İklim koşullarının insan yaşamına uygun olmadığı soğuk iklim, çöl iklimi, karasal iklim, çok aşırı sıcak ve yağışlı ekvatoral iklimle kutup altı iklim bölgeleri seyrek nüfusludur.

C)Bitki örtüsü: Bitki örtüsünün, özellikle ormanların sık ve gür olduğu alanlarda nüfus az ve seyrektir. Çünkü ormanlık alanlarda tarıma ve yerleşmeye elverişli alanlar sınırlıdır.

D)Toprak verimliliği: Kıyılardaki verimli düzlükler, delta ovaları ve verimli iç ovalar nüfusun yoğun olduğu alanlardır. Kalkerli arazinin yaygın olduğu alanlar, tuzlu, çorak, jipsli ve aşırı yıkanmış verimi az topraklar tarıma uygun olmadığı için seyrek nüfusludur.

E)-Su kaynakları: İçme ve kullanma suyu temini, tarım ve sanayide suya ihtiyaç duyulması nedeniyle nüfusun çoğu, akarsu, göl vb. su kaynakları çevresinde yoğunlaşmıştır.

F)- Enlem: Dünyada insanlar çok sıcak şartların yaşandığı ekvatoral iklim bölgesi ( Sıcak kuşak) ta, çok soğuk şartların yaşandığı kutup bölgeleri insan yaşamına uygun olmadığı seyrek nüfusludur.

Buna karşın insanların çoğu ılıman kuşakta yaşar. Sıcak ve soğuk kuşakların az, ılıman kuşağın sık nüfuslu olmasının temel nedeni iklimdir.

Nüfus Dağılışını Etkileyen Beşeri ve Ekonomik faktörlerin başlıcaları şunlardır:

A- Tarihi, İdari faktörler ve Askeri Faktörler: Dünyada eskiden beri yerleşme alanı olan ve çok eski dönemlerden beri ticaret yollarının kavşak noktası yerler ve buralarda kurulan yerleşmeler daha sık bir nüfusa sahiptir.

Dünyada bazı kentler başkentlik yapmış olmaları sayesinde, bazı kentler de tarihten günümüze gelen askeri önemi ile yoğun nüfuslanmıştır.

B-Ekonomik faktörler: Dünyada bazı alanlar da sanayi, madencilik, tarım, turizm, ticaret, hizmet ve ulaşım şartlarının iyi olması veya önemli kara, demir, deniz yolları, önemli havaalanları ve limanları ile insanları kendine çok çekmiş ve yoğun nüfuslanmıştır.

Dünyada sık nüfuslu alanların ortak özellikleri:
1- Arazisi düz ve verimli alanlardır.
2-İklim şartlarının uygun olduğu alanlardır.
3- Endüstrinin geliştiği alanlardır.
4- Ulaşımın kolay olduğu alanlardır.
5-Yeraltı ve yer üstü kaynakları bol olan alanlardır.
6- Tarım, hayvancılık, ticaret, turizm etkinliklerinin yoğunlaştığı alanlar.
Dünyada seyrek nüfuslu alanların ortak özellikleri:
1- Arazinin yüksek, engebeli ve eğimli alanlar ile toprağı verimsiz alanlar.
2- Ulaşımın zor yapıldığı yerler.
3-İklimin sert, yağışın az, kuraklığın fazla olduğu yerler.
4- Sanayi, ticaret, turizm ve bayındırlık çalışmalarının gelişmediği alanlar.
5- Sık ve gür ormanların olduğu alanlarda nüfus seyrektir.
6- Kurak karakterli çöl alanları,
7- Buzullarla kaplı kutup bölgeleri.
Dünya üzerinde en sık ve seyrek nüfuslanmış yerler ve nedenleri:

A-Sık Nüfuslanmış Yerler:

Dünya nüfusunun büyük bir bölümü uygun yasama koşulları taşıyan ılıman iklim kuşağında toplanmıştır.

Muson Asyası: Asya kıtasının güney ve güneydoğusundaki ülkeleri kapsayan bu bölgede, bol yağışlı iklim nedeniyle pirinç ve çay tarımı önem taşır.

Dünya’nın en kalabalık ülkeleri olan Çin Halk Cumhuriyeti ve Hindistan bu bölgede bulunmaktadır. ( tarım) Japonya: Sanayileşmenin ve kısmen madenciliğin etkisiyle sık nüfuslanmıştır.

Akarsu Havzaları: Tarım koşullarının elverişli olduğu Ganj, İndus, Fırat, Nil gibi akarsu havzaları sık nüfuslanmıştır.

Akarsu boyları enleme göre farklı nüfus yo*ğunluğuna sahiptir. Örneğin sıcak kuşakta Amazon, Kongo nehirlerinin havzası seyrek nüfuslu iken, orta kuşakta, Tuna, Ren, Fırat nehirlerinin havzası yoğun nüfusludur.

Güney ve Batı Avrupa: Madencilik, endüstri ve ticaretin çok geliştiği Avrupa’nın bütünü sık nüfuslanmıştır.

Amerika: Kuzey Amerika’nın kuzeydoğu kıyıları; Sanayi, tarım imkânları, deniz etkisi, uygun iklim şartları ve ulaşım kolaylığı.

B-Seyrek Nüfuslanmış Yerler
İklim şartlarının olumsuzluğuna bağlı olarak nüfusun çok az olduğu, tenha yerlerdir.
Soğuk Bölgeler: Kuzey Kutup Dairesi içinde bulunan Gröndland, Alaska, Kanada’nın Kuzeyi, İskandinav Yarımadası ve Sibirya’nın kuzey bölgeleri düşük sıcaklık nedeniyle seyrek nüfuslanmıştır.

Yüksek Dağlar: İklim koşullarının her türlü ekonomik faaliyeti, özellikle tarımı sınırlamasına bağlı olarak seyrek nüfuslanmıştır. ( Himalayalar)
Sıcak ve Nemli Ekvatoral Bölgeler: Tropikal kuşakta, Amazon, Kongo havzaları gibi alçak yerler, yüksek sıcaklık, aşırı nemlilik, sık ormanlar ve geniş alan kaplayan bataklıklar nedeniyle az nüfuslanmıştır.

C-Nüfuslanmamış Yerler
İklim ve zemin koşulları nedeniyle insanlarin yerleşmesine elverişli olmayan, nüfuslanmamış yerlerdir.

Kutup Bölgeleri: Güney Kutup Bölgesi’nde bulunan Antarktika Kıtası 14 milyon km2 genişliktedir. Kalın buzullarla kaplı bir kıta olduğu için nüfuslanmamıştır.

Bataklıklar: Bataklık, yağış miktarının fazlalığı nedeniyle, toprağın çok ıslak olduğu, yer yer suların yüzeyde biriktiği yerlerdir. Yerleşmeyi ve ekonomik faaliyeti sınırlandırdıkları için nüfuslanmamıştır.

Çöller: Dönenceler çevresindeki Meksika, Büyük Sahra, Arabistan, Kalahari, Avusturalya çölleri ile Asya’nın iç kesimlerindeki Iran, Kızıllkum, Kara kum, Taklamakan ve Gobi çölleri, insanlarin yaşamasına ve yerleşmesine uygun değildir.
Bu nedenle nüfuslanmamıştır. Ancak vaha adi verilen sulak yerlerde az da olsa nüfuslanma görülür.

LİSE 2. SINIFLAR SAYFA 64-65 ETKİNLİK ÇALIŞMASI

Aşağıdaki soruları dünya iklim,fiziki,ve nüfus dağılışı haritalarından yararlanarak cevaplayınız.

SORU-1- Kitabınızdaki haritada nüfusun en yoğun ve en seyrek olduğu yerlerden bazıları oklarla gösterilmiştir.Amazon ormanlarının seyrek Batı Avrupa’nın sık nüfuslu olmasının nedenlerini açıklayınız…

A-Amazon Ormanları: Yıl boyu bol yağışlı ve aşırı sıcaktır. Buralarda çok sık ve gür yağmur ormanları bulunur. Ormanların tabanları güneş görmez ve aşırı nem, küf ve hastalıklar mevcuttur. Tarım yapılacak arazi yoktur. Burarda yaşam şartları iletişim ve ulaşım çok zordur. Diğer ekonomik faaliyetlerde gelişmemiştir. Bu yüzden nüfus ve yerleşmeye uygun değildirler.

nilankazbuzcom.azbuz.com/blog/yazi/oku/500000…

B-Batı Avrupa:
Burada iklim şartları ılımandır. Yağışlar yeterince vardır. Arazileri düz ve tarıma elverişlidir.Buralarda madencilik, endüstri ve ticaret çok gelişmiştir.

SORU-2-Diğer dört alandaki nüfus dağılımını inceleyerek yoğun yada seyrek nüfuslu olmalarının nedenlerini açıklayınız.

Himalaya dağları: Buraları çok yüksek sahalardır. Yüksek olmasından dolayı çok soğuk ve kar yağışlı sert bir karasal iklim özellikleri görülür. Ayrıca belli yükseklerden sonra buzullarla kaplıdır. Yükseklikten dolayı, belli yükseltiden sonra tarım, yerleşme, orman ve üst sınırlara ulaşılır. Arazi dağlık ve engebeli tarım alanları yok denilecek kadar azdır. Dağlık olması ve şiddetli kış şartlarından dolayı ulaşım çok zordur. İklim koşullarının her türlü ekonomik faaliyeti, özellikle tarımı sınırlamasına bağlı olarak seyrek nüfuslanmıştır.

Güneydoğu Asya:Buralarda sıcak karakterli muson iklimi etkilidir. Sıcaklık ve yağış bol ve tarıma uygun önemli ovalar ve düzlük alanlar bulunur. Ayrıca buralar tarihten kaynaklanan eski dünya olmasından dolayı da eskiden beri terleşme alanlarıdır. Buralarda zengin yeraltı ve yer üstü kaynakları bulunur. Bu bölge ülkeleri nüfus özelliği olarak eğitim seviyesi az ve doğum oranlarının yüksek olduğu ülkelerdir. Bol yağışlı iklim nedeniyle pirinç ve çay tarımı önem taşır. Dünya’nın en kalabalık ülkeleri olan Çin Halk Cumhuriyeti ve Hindistan bu bölgede bulunmaktadır.

Kutup Bölgesi- Antarktika: Güney Kutup Bölgesi’nde bulunan Antarktika Kıtası 14 milyon km2 genişliktedir. Soğuk iklim şartlarında oluşan örtü buzulları ile kaplıdır. Gerek iklim şartları olumsuzluğu, gerekse de toprağın olmaması ve diğer geçim kaynaklarının bulunmamasından dolayı, kalın buzullarla kaplı nüfuslanmamıştır. Yani nüfus yönünden boştur.

Sahra Çölü:Buralar yeryüzünün sıcak ve kurak alanlarıdır. Gerek yağış ve su yetersizliği, gerekse aşırı sıcaklık ve sıcaklık farkları, kum fırtınaları, toprak oluşumunun olmaması gibi nedenlerle başta tarım olmak üzere ekonomik faaliyetlere uygun sahalar değildirler. insanlarin yaşamasına ve yerleşmesine uygun olmayan bu tür alanlar nüfuslanmamıştır. Yani nüfus yönünden boş alanlardır. Ancak vaha adı verilen sulak yerlerde az da olsa nüfuslanma görülür.

9. sınıf tarih kitabı cevapları, lise 1. sınıf tarih kitabının sorularının cevapları, etkinlikler ve cevapları

Tarihin bilimsel tanımını yapınız?
2_Olgu ve olay kavramlarını açıklayıp örnek veriniz?
3_Tarih biliminin yöntemini diger bilimlerle karşılaştırınız?
4_Tarihçi bir olayla ilgili belgeleri hangi aşamalardan geçirerek degerlendiriniz?
5_Tarih neden nasıl sınıflandırılmıştır?

1- TARİHİN TANIMI: Tarih geçmiş zamanlarda yaşayan insan topluluklarının her türlü faaliyetlerini YER VE ZAMAN bildirerek, SEBEP-SONUÇ ilişkisi içinde anlatan bilim dalıdır.

2- Olgu, bilimsel verilere dayalı, kanıtlanabilir özellikteki bilgidir.

örnekler:

Atatürk 1881 yılında doğmuştur.
Türklerin ilk sözlüğü Divan-ı Lugat-it Türk’tür.
Atatürk 19 Mayıs 1919′da Samsuna çıkmıştır.
Türkiye’nin başkenti Ankara’dır.
Atatürk 10 Kasım 1938′de vefat etmiştir.
“savaş” bir olgudur ama “1.dünya savaşı” bir olaydır…

5- dünyada belli başlı olaylar yaşanmıştır. bu olaylar tüm dünyayı derinden etkileyen olaylar olduğu için tarih sınırlandırılmıştır

sayfa 11
soRu 1) cevap:seyahatname
soru 2 ” :yazıLı
sayfa 12
istanbulda insanların evleri düzgün gecekondulaşma yok görünüş bakımından kirlilik yaratmamakta ve dier resimden daha ileride yani daha çok gelişmiş etipyo ise istanbula göre geride kalmış gelişmemiş bir yer görüntü kirliliği yaratmakta gecekondulaşma var.

tarih 15.sayfadaki sorular??

——————————————————————————–

1)türklerin hicri takvimi kullanmalarının sebebi ne olabilir?
2)celali takvimin 12 hayvanlı türk takvimi ile bnzer ve farklı yönleri nelerdir?
3)miladi takvim ile hicri takvim arasındaki farklar nelerdir ???

1. sorunun cevabı:hicri takvim islamiyetten sonra hz.muhammedin mekkeden medineye hicretiyle başlamıştır.türklerin bu takvimi kullanması peygamberize ve islamiyeti benimsemesidir.

Oniki Hayvanlı Takvimi
İslamiyet öncesi Türk Devletleri ve toplulukları tarafından kullanılmış Çin takvimi. Güneş yılı esasına göre hazırlanan bir takvimdir. Bir yıl 365 gün olarak hesaplanmış ve her yıl bir hayvan ismiyle anılmıştır. Çin kökenli olan bu takvim Türkler’den başka Japon, Kore, Moğol, Hint ve Tibetliler tarafından da kullanılmıştır. Günümüzde Asya’nın bazı bölgelerinde hâlâ kullanılmaktadır…

Celali Takvimi (meliki takvim)
Büyük Selçuklularda Celaleddin Melikşah zamanında eski İran takvimi esas alınarak mali işlerde kullanılmak üzere hazırlanmıştır.

Celali takvim Büyük Selçuklu Sultanı Melikşah adına yapılmıştır.sadece onun hayatta olduğu dönemde kullanılmıştır. Güneş yılı esaslıdır.

HİCRİ TAKVİMLE MİLADİ TAKVİM ARASINDAKİ FARKLAR NELERDİR?

1)- Hicri Takvim AY yılını, Miladi Takvim GÜNEŞ yılını esas alır. Bu yüzden ikisi arasında 11 gün fark vardır.
2)- Başlangıç tarihleri farklıdır. Hicri Takvimde başlangıç tarihi Hazreti Muhammed’in Mekke’den Medine’ye hicret ettiği tarih olan 622 yılıdır. Miladi Takvimde ise başlangıç Hz. İsa’nın doğum tarihi 0 yılıdır.

atatürk’ün türk tarihi ile ilgili vurgulamk istediği nedir?

Tarih kitabı sayfa 37 Cevapları

——————————————————————————–

ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME CEVAPLARI

1 Soru : E
2.Soru:E

B- BOŞLUKLARI DOLDURMA :

1 Boşluk Tarihçi
2.Boşluk: Sözlü
3.Boşluk: Mekan
4.Boşluk : Herodot

c-boşluga d -y doldrma
d-y-d-d-d-

D-sütünları doldurma ,,

1.e 2.c 3.d 4.f 5.a 6.g

tarih kitabı sayfa 38 ölçme ve gerlenirme

——————————————————————————–

CEVAPLAR

1 E
2E
b-BOŞLUKLAR

1 Tarihçi
2-sözlü
3-mekan
4-Heredot

c- dogru yanlş

d
y
d
d
d

sayfa 17

Atatürkü Türk tarihi ile vurgulamak istediği türk tarihi çok eski tarihlere dayanmasıdır.
TANZİMAT FERMANINI İSe;
cevaplayalım )
tarihi olayların değiştirilmesi ile ilgili birden fazla sonucun ortaya çıkabileceği söylenebilir

1)sadece dış tenkit yapılarak bir eserin kaynak olup olmayacagını karar verilebilirmi.NİÇİN?
2)iç tenkit yaparak bir eserin bilgi açısından güvenilir olup olmadığını anlayabilirmiyiz.NİÇİN?
3)birinci elden kaynaklar hangileridir?
4)sözlü kaynak ve yazılı kaynaklar nelerdi
birinci elden kaynaklar :gazeteler dergiler ozamanki tarhi belgeseller olabilir.

sözlü kaynaklar: destan efsane hikaye şiir vb.

soRu 1
hayıR veRilemez çünkü yazarın eser hakkında etkisi var mı yok mu ona bakılması gerekir.

soRu 2
hayıR eserin orjinalliğine tarihine bakılması gerekir başka kaynaklarda konunun ne şekilde alındığına bakılması gerekiR.

soRu 3
ferman
mühür
para
gazete
destan
efsane
hatıra
hikaye
şiir
cd
film
fotoğraf
taş toprak kemik madenden yapılmış eşyalar
mezarlar
arkeolojik ßuLuntuLaR

soru 4
sözlü kaynak:destan efsane hikaye şiir
yazılı kaynaklar:ferman mühür para gazete hatıra

9.Sınıf Cografya Kitabı Cevapları

DOĞAL UNSURLAR:
ETKİNLİK 1:Kitaptaki doğal ortamlar ve resimlerde yer alan doğal unsurların görülüp karşılaştırılması:
1.Resim Eskimolar: Eskimolar soğuk ortamlarda yaşar, coğrafi konumdan kaynaklanan iklim şartları bu insanları sürekli böyle soğuk ortama uygun yaşama ve hareket etme alışkanlığı kazandırmıştır. Sürekli kalın kürklerle gezerler. İglo denilen buzdan evlerde yaşarlar. Toprak çoğunlukla donmuş halde olduğundan tarım yapılamaz. Geçim kaynakları çok kısıtlıdır. Genellikle avcılık ve balıkçılıkla geçinirler. Bizim yaşam tarzımıza ve alışkanlıklarımıza tamamen ters bir yaşantıdır.

2.Resim Yarı kurak bölge(step): İklim yarı kurak, yağışın yetersiz olmasından dolayı yeterince gür ve taze ot bulunmayan bir alana ait resimdir. Büyükbaş hayvanlar daha gür otlaklar ve daha fazla su istedikleri için burada daha kolay beslenen, çıplak arazilerde bile yiyecek bir şeyler bulabilen küçükbaş hayvancılığın yaygın olarak yapıldığı bir yerdir. Ülkemizde de doğal olarak en yaygın hayvancılık şeklidir. Çevremizde de kısmen de olsa yapılmaktadır.

3.Resim Köprü: Köprü doğal bir unsur değildir. Ancak doğal bir unsur olan denizlerin, akarsuların aşılmasında hayati önem taşıyan bir unsurdur. Ulaşım sektörünün en önemli unsurlarından biridir. Aynı zamanda ticaretin gelişebilmesi için de gereklidir. Ayrıca köprünün yüksekliği ve kemerleri dikkate alındığında altında akan ırmağın düzensiz rejimli olduğu da belirtilebilir. Çünkü akan su ile köprü gözleri arasında büyük fark vardır.

4.Resim Çöl: Resimdeki alan bir çöldür. Burada sıcaklık farkının ve mekanik çözünmenin çok fazla olduğu, yağışın çok yetersiz olduğu, bazen yıllarca yağışın düşmediği çöl iklimi görülür. Tarıma elverişli topraklar olmadığı gibi, yağış yetersizliği nedeniyle bitki örtüsü de yok denecek kadar azdır. Bu kurak şartlara uyum sağlamış birkaç çeşit bitkiden oluşan çöl bitki örtüsü görülür. Çöllerde uçsuz bucaksız kum denizleri olduğu için ulaşımda susuzluğa çok dayanıklı olan develer kullanılır.

5.Resim Pirinç Tarlası: Muhtemelen Güneydoğu Asya’dan bir görüntü. Pirinç toplayan insanlar. Bu bölgede yağış boldur nem oranı da yüksektir. Bu da böyle bir ortamı seven pirinç bitkisi için uygun bir ortamdır. Genelde dünyada temel besin kaynağı buğdaydır. Ancak Güneydoğu Asya’da yaz yağışı olduğundan ve buğday yaz yağışı istemediğinden bu bölge insanın temel besin kaynağı pirinçtir. Aynı zamanda çok kalabalık bir bölge olduğu için üretilen pirincin tamamı bu bölgede tüketilir. Bu nedenle pirincin burada ticari değeri yoktur.
6.Resim Konut ve malzemesi: Çatı malzemesi ot olarak kullanılmış, yapı malzemesi ahşap olan bir ev. Bu görüntü yağışın ve ormanın bol olduğu bir yere ait. Orman bol olmasa taş ya da ker***ten olurdu. İlkel bir ev resmi, modern bir yer olsa betonarme evler olurdu.
ETKİNLİK 2:
Belirtilen doğal unsurların insan hayatına etkilerinin neler olduğu sorularak aşağıdaki cevaplar bulunmaya çalışılacak:
SICAKLIK: İnsanların normal yaşantısını sürdürebilmesi için normal bir sıcaklık gerekir. Aşırı sıcak ve soğuk insan hayatını olumsuz etkiler. Giyim farklılıklarına neden olur. İnsan sağlığını etkiler. Tarım, hayvancılık, turizm, ulaşım, ticaret gibi ekonomik faaliyetleri olumsuz etkiler.

YAĞMUR: Sıcaklığı ve sıcaklığın etkilediği her şeyi etkiler. Tarım için en önemli unsurlardan biridir. Gerek tarım ürünleri gerekse diğer bitkilerin yetişmesini kolaylaştırır. Turizmi olumsuz etkiler (Karadeniz’deki deniz turizminin gelişmemiş olması)

KAR: Sıcaklığı ve sıcaklığın etkilediği her şeyi etkiler. Giyim tarzımızı ve sağlığımızı etkiler. Tarım için önemlidir. Tarım ürünleri soğuğa karşı koruduğu gibi toprak nemimin artmasına ve yeraltı suyunun zenginleşmesine katkı sağlar. Deniz turizmine olumsuz etki yaparken kış turizmine (kayak) imkân sağlar.

DENİZ DALGALARI: Deniz kirliliğine ya da denizlerin temizlenmesine etki eder. Aşırı dalgalar deniz turizmini ve deniz yolu taşımacığını olumsuz etkiler. Tsunami bir doğal afettir. Kıyılarda çeşitli aşınma ve biriktirme şekilleri oluşumunu sağlar. Balıkçılığı da etkiler. Bazı yerlerde deniz dalgalarından enerji üretiminde yararlanılır.
RÜZGÂR: Sıcaklığı ve sıcaklığın etkilediği her şeyi etkiler. Giyimimizi, yağış durumunu etkiler. Deniz turizmi için olumsuzluktur. Çok şiddetli rüzgârlar (Fırtına) doğal afetlere neden olabilir. Bazı yerlerde rüzgâr santralleri ile enerji üretilir. Ayrıca geçmiş asırlarda ve günümüzde de taşımacılıkta rüzgâr gücünden faydalanılmaktadır.

TOPRAK: Bir yaşam alanıdır. Milyonlarca canlıya barınma imkânı sağladığı gibi tarımın üzerinde yapıldığı alan olması sayesinde her türlü besinin de ana kaynağıdır. Ayrıca toprağın verim gücü topraktan faydalanmayı etkilemektedir. Verimli alanlarda nüfus daha yoğun verim azaldıkça nüfus ve yerleşme sayısı azalmaktadır.

KAYAÇLAR: Yer kabuğunun ana malzemesidir. Ayrışarak toprak malzemesi olur. Tüm canlı hayatın beslenmesi ve barınması için gerekli ana malzemedir. Hayatımızın her anında olan bir unsurdur. Özellikle yapı malzemesi olarak kullanılır. Ayrıca süs eşyası yapımında, enerji kaynağı olarak da kullanılır. Birçok sanayi dalının ham maddesidir. Bünyelerindeki birçok element veya mineraller değerli maden leri oluşturmaktadır.

BİTKİLER: Doğal güzelliktir. Doğanın ve insanların süsüdür. Birçok ilacın hammaddesi ve besin kaynaklarımızdandır. Şifa kaynağıdır. İklim ve toprak özelliklerine göre yetişen bitki örtüsü, insanların faaliyetlerini değişik şekilde etkiler. Ormanların yakının¬da bulunan insanlar, ormanların çeşitli doğal güzellikleri yanında ke¬restesinden de yararlanır. Orman ürünlerine dayalı çeşitli sanayi faaliyetlerinde bulunurlar. Buna karşılık bozkırlarda yaşayan in¬sanlar, ancak buraları mera olarak değerlendirebilir.

HAYVANLAR: Doğal dengenin önemli unsurlarından biridir. Besin ve şifa kaynağıdır. Evcil hayvanlar sayesinde insanlar için büyük bir nimettir. Bazen de insanlar için ölümdür (Vahşi hayvanlar) Avcılık açısından da önemlidir.

NEM: Yağışı ve sıcaklığı etkiler. Bunların etkilediklerine de dolaylı da olsa etki eder. Nemin ve yağışın bol olduğu alanlar bitki örtülerinin gür ve sık olduğu, ılıman iklim şartlarının yaşandığı alanlardır.Nemin az olduğu alanlar kuraklık şartlarının arttığı ve ekonomik faaliyetlerin çeşidinin az olduğu alanlardır.

DAĞ: Yüksektir, soğuktur, genelde güzel manzaralıdır. Genelde karlıdır. Bu da kış turizmine imkân sağlar. Bitkisel ve hayvansal zenginliğin fazla olduğu alanlardır. Dağlar yüksek ve engebeli yapısıyla tarıma elverişli arazilerin az olduğu, gerek eğimli ve sarp yer şekilleri gerekse aşırı kar yağışları ile ulaşımın zor olduğu, geçim kaynaklarının az olması nedeni ile de nüfus ve yerleşmelerin seyrek olduğu alanlardır.

AKARSU: Su hayattır. Tarım, sulama, balıkçılık, turizm (rafting, piknik),yüzmek, serinlemek, enerji üretimi ve daha pek çok alanda insanlığa imkan sağlar.

MAĞARA: Doğal güzelliktir. Turistik önemi vardır. Geçmişteki ilk yerleşim alanlarından olduğu için günümüz ile geçmiş arasındaki köprünün kurulmasında, soru işaretlerinin aydınlatılmasında arkeolojik açıdan da büyük önem taşır.

OVA: Düz alanlardır. Tarıma elverişli olması nedeniyle bir geçim alanıdır. Nüfusun, yerleşmelerin, sanayi, ticaret ve ulaşımın geliştiği ve yoğunlaştığı alanlardır.
MUHTEŞEM DÖRTLÜ:

HARİTA:
ETKİNLİK 1: Ders kitabındaki sayfa 15 teki izohips haritası yükselti basamakları esas alarak renklendirme yöntemi ile boyanacak.

ETKİNLİK 2ers kitabı sayfa 15 teki gölgelendirme yöntemi örneği;
1-Çizgiler haritada farklı yerlerde farklı şekilde kullanılmış. Kalınlıkları, sıklıkları, uzunlukları farklı olarak kullanılmış.
2- Farklı özellikteki çizgiler farklı yer şekillerini göstermektedir.
3- Kalın, kısa ve sık olarak geçtikleri yerler dik yamaçları, seyrek, uzun ve ince olduğu yerler eğimin az olduğu yerleri göstermektedir.
4-Okulumuzun da bulunduğu ilçe kesimleri kalın, kısa ve sık olarak çizilmesi gerekirken, Orhangazi’nin alçak kesimlerinde seyrek, uzun ve ince çizgiler kullanılırdı. Göl yakınları yani ova kısmı çizgi kullanılmadan yani boş olarak bırakılırdı.
Farklı yöntemlerle yapılan harita örnekleri gösterilerek aralarındaki farklılıklar ve kullanımdaki birbirine olan üstün ve eksik kalan yönleri karşılaştırılacak.
Etkinlik Çalışması: Sayfa -16:

1-Sağ üstte bulunan siyasi haritadan faydalanarak gösteririz.
2-Sağ taraftaki orta sırada yer alan haritadan akarsu havzalarını gösteren haritadan faydalanırız.
3-Sağ taraf en üstteki haritadan öğrenilebilir.
4-Sağ tarafta alt sırada yer alan yol haritasından faydalanılır.
5-Bitki örtüleri sol tarafta orta sırada yer alan bitki dağılış haritasından gösterilir.
6- Sol taraf alt sıradaki yerleşmeye açılacak alanlar, sağ tarafta en üstteki harita yeni yerleşmeler veya ilçeler oluştukça ve yerleşme sınırları değiştikçe, bitki örtüleri ve yetişen tarım ürünlerinin gösterildiği harita yeni tarım ürünleri ekildikçe ve bitki örtüsü kompozisyonu değiştirildikçe yenilenebilir.
7- sol tarafta en üst sıradaki heyelan risk haritası ve sol tarafa en alttaki haritadan faydalanarak yapılabilir.
PROJEKSİYON YÖNTEMLERİ-HARİTACILAR:
Sayfa- 19- Öğrencilerden internet araştırmasında elde ettikleri bilgiler hakkında kısa sunuşlar yaptırılacak. (Haritacılık tarihinde önemli hizmetleri olan Türk bilim Adamları)

ESKİ TÜRKLERDE VE OSMANLILARDA HARİTACILIK
1076 yılında Kaşgarlı Mahmud (El Kaşgari) “Divanü-Lügat-it-Türk” (Türkçe sözlük) isimli bir yapıtında bir dünya haritası çizmiştir. Bu harita Orta Asya’nın büyük bir kısmını Çin ve Kuzey Afrika’yı içermektedir. Batıda ise Volga nehrini fazla geçmemektedir. Dünya’nın tepsi gibi düz ve yuvarlak olduğu kabul edilen bu dünya haritası, çeşitli ülkelerin birbirlerine göre konumu belirtilmiş bir kroki görünümündedir. O zamanki başkent Balasagun ise haritanın merkezindedir) Haritanın yazılara göre üst tarafı Güneşin doğduğu yön olan doğu seçilmişti.
1456 da Trablusgarplı İBRAHİM MÜRSEL (Mürsiyeli İbrahim) bir Türk denizcisi olarak Akdeniz haritası çizdi. 1460 yılında ise Güney Avrupa haritası yapmıştır.

EL İSTAHRİ (Ebu İshak İbrahim bin Muhammed el Farisi el İstahri) (15. yüzyıl), “Kitab-ül masalik val mamalik” (Masallar ve Ülkeler) isimli yapıtında dünyanın çeşitli yerlerine ait 20 harita vardır.

Türk Amirali Piri Reis (1470–1554) Osmanlı donanmasının hâkim olduğu denizlere ait “Kitabı Bahriye” adında 1483 de yazdığı kitapta çeşitli liman, koy, körfez, kıyı, kale vb yerlere ait haritalarla bu denizlerdeki gemiciliğe ait akıntılar, sığ yerler, tehlikeli kayalık yerlere ait bilgileri de vermiştir. 1513 yılında Piri Reis Gelibolu’da ceylan derisi üzerine bir dünya haritası çizmiştir. 21 parçadan meydana gelen bu haritanın 65×90 cm lik bir paftası Topkapı müzesindedir. Colombus’un 1489 tarihli bir haritasından da yararlandığını söyleyen Piri Reis’in bu tarihte Amerika’nın içerlerini ve güney kutbundaki dağları da gösteren bu haritayı nasıl yaptığı bilim adamlarınca merak konusu olmuştur. Bu haritayı 1517 yılında Mısır’da Yavuz Sultan Selim’e takdim etmiştir.

Matrakçı Nasuh (**ümü 1533) haritacı anlayışı minyatüre uygulayan ilk ressamdır. Sopa veya demirci çekici ile yapılan ve bir çeşit harp oyunu olan matrak (Mitrak) oyunu mucididir. Menazil (Hedefler) isimli yapıtında 16. yüzyılda yapılmış Anadolu atlası vardır. “Beyan-menazil-i sefer-i Irakeyn” ismindeki kitabında Kanuni’nin 1534 de Irak seferine katılarak İstanbul-Tebriz-Bağdat-Tebriz-Diyarbakır-Halep-İstanbul geçişi üzerinde fethedilen yerleri, kaleleri isim ve güzel haritalarla anlatır.

Kanuni Sultan Süleyman saltanatı sıralarında devlet hizmetine giren Sinop’ lu bir aileye mensup sonradan Amiral olan Seydi Ali Reis (? —1563) deniz astronomisini ve deniz coğrafyasını çok iyi bilen bir bilgindi. Piri Reis’in donanmasını Basra’dan Süveyş’e getirme görevi verildi. Ancak bazı nedenlerden dolayı dört yıllık (1553–57) uzun ve maceralı bir yolculuktan sonra Edirne’ye dönebilmiştir. “Miratül Memalik” (Ülkelerin aynası) adlı yapıtı yazmıştır.
10 bölümlük bu kitapta yön bulma, azimut ve yıldızların yüksekliklerinin hesabı, zaman hesabı, takvim, güneş ve Ay’a bağlı tanımlanan yıllar, denizcilikte önemli bazı yıldızların doğmaları, batmaları ve adları, ünlü limanlarla adaların enlemleri, astronomiye ait bilgiler ve bazı limanların arasındaki uzaklıklar, Hint Okyanusundaki adalar, kıyılar, rüzgârlar, ünlü limanlar ve topografik coğrafya konularını içermektedir. Bir başka yapıtı “Mirat-ül Kâinat (Kâinatın aynası)67) kitabı da Farsça ve Arapça birçok kitaplardan derlenmiş olup bir çok astronomi aletinin tanımı ve kullanılışı, güneşin yüksekliği, yıldızların konumu, kıble, öğle zamanı saptanması, nehir genişliği saptanması, rubu tahtası ve usturlap’ın yapım ve kullanılışı konularını içermektedir. ). Seydi Ali Reis yerin yuvarlak olduğunu, dağların yüksekliğinin yerin yuvarlaklığını bozmayacağını söylemiş ve yer yarıçapının 1545 fersah olduğunu yazmış, ağır cisimlerin yerin merkezine doğru düştüklerini eklemiştir.
Osmanlı korsan reislerinden olan ve daha sonra Osmanlı donanması hassa reisleri arasına katılan Ali Macar reis tarafından 1567 de dokuz ceylan derisi üzerine çizilen 31×43 cm boyutlu yedi haritadan oluşan ve Topkapı müzesinde bulunan bir atlasta bulunan haritalar sıra ile:
1-Azak denizi, Karadeniz ve Marmara sahil kent ve limanlar. 2-Akdeniz, Eğe denizi, Mora yarım adası, Adriyatik sahilleri, Anadolu’nun bazı sahil kentleri, 3-Akdeniz, İtalya, Adriyatik sahilleri, Kuzey Afrika, 4-Batı Akdeniz, İberik yarımadası, Gaskonya körfezi, Kuzey Afrika, 5-İngiltere, İskoçya, Almanya sahilleri, 6-İstanbul Boğazı, Girit adası bir kısmı, Ege denizi, Adriyatik sahilleri, 7-Dünya haritasını çizmiştir. (Avusturalya yok)
Büyük Türk gezgincilerinden Mehmet Âşık (1555-?) 21 yaşında geziye çıkarak 25 yıl içinde birçok ülke gezmiş ve gezi notları 1595 de “Menazır-ül Avalim” (Dünyanın görünümü) adıyla basılmıştır. 1590 da Menemenli Mehmet Reis’in çizdiği bir Akdeniz haritası Venedik’te Correr müzesindedir.
Benzer şekilde 16. yüzyılda Tunus’ lu Hacı Ahmet’in Dünya haritası Venedik’te San Marco kütüphanesindedir.

Kâtip Çelebi (1609–1657) Girit seferi dolayısı ile (1645–46) haritaların nasıl yapıldığını öğrendi. En önemli yapıtı “Cihannüma” (Dünyayı gösteren) coğrafya alanında doğu görüşten batı görüşe geçişte bir dönüm noktasıdır. Beş haritalı, 75 sayfa olan ve 1648 de yazılmağa başlanan bu kitapta Dünyanın yuvarlaklığı üstüne kanıtlar verildikten sonra Japonya’dan Erzurum ve Irak’a kadar ülkelerin coğrafyasını, kısa tarihini, bitki ve hayvanlar âlemini anlatmaktadır.

1785 de Mustafa Resmi ipekli kumaş üzerine renkli yapılmış 0.70×1.20 m boyutlu Karadeniz ve Akdeniz haritasını çizdi (haritalarını, Mustafa: Amel-ressam hıfzı Enderun Hazret-i Sadrı Ali olarak imzalamıştır).

1803 de mükemmel ilk Türkçe atlas, Darüt-tabaati’l-Amire adını taşıyan basımevi müdürü Müderris Abdurrahman Efendi tarafından İstanbul’da basıldı. Bu atlas birçok kaynaklardan ve Avrupa’da yapılan atlaslardan yararlanılarak yapılmıştır. Atlasın başında 79 sayfalık astronomi ve coğrafya bilgilerini içeren bir bölüm bulunmakta, bunu renkli haritalar izlemektedir.
Sayfa- 20 – Etkinlik – Ortadaki haritayı seçer. Çünkü bu haritada ölçek vardır. Yön oku ve renklerin ne anlama geldiğini gösteren açıklama bölümü bulunur. Diğer haritalarda bu üç unsur bir arada yer almamıştır.
Sayfa -20- etkinlik 2- Uygulaması yapılarak boşluklar doldurulacak. (1/2, 1/4, 1/ 8, 1/ 16.)
YEREL SAAT-SAAT DİLİMLERİ:
1-Etkinlik Çalışması:
1- B noktası O º boylamı yani başlangıç meridyeni üstü, D noktası 75 º Doğu boylamındadır. Aralarındaki zaman farkı ne kadardır?
Çözüm: 75 º x 4’ = 300’ = 5 saattir.
2-B noktasında ( O º) yerel saat 12: 40 iken A(30 º Batı) ve C ( 45 º Doğu) noktalarında yerel saat kaçtır?
A- 30 º – 0 º = 30 º meridyen farkı, 30 º x 4’ = 120’ = 2 saat zaman farkı, Batıda yerel saat geridir. 12.40 -2.00 = 10. 40 yerel saat A noktasında 10.40

B- 45 º- 0 º = 45 º boylam farkı, 45 º x 4’ = 180 ‘ = 3 sat zaman farkı, doğuda yerel saat ileri olduğundan, 12. 40+ 3.00= 15.40 Yerel saat C noktasında 15.40 tır.

3- C Noktasında( 45 º doğu boylamında) yerel saat 17.40 iken, D noktası ( 75 º doğu) ve E ( 75 º doğu) noktalarında yerel sat kaçtır.
A- 75 º – 45 º = 30 º boylam farkı, 30 º x 4’ = 120’ = 2 saat zaman farkı, doğuda yerel saat sürekli ileridir. 17.40 + 2.00 = 19.40 tır.
B- D ve e noktaları aynı boylam üzerindedir. Aynı boylam üzerindeki tüm noktaların yerel saatleri aynıdır.( 19.40)
İZOHİPSLER:
Etkinlik: Ders kitabında verilen yer şekilleri ile ait oldukları izohipslerin eşleştirilmesi çalışması yapılacak.
1- a, 2- d, 3- b, 4-c, eşleşmeleri yapılacak.
Etkinlik Çalışması: A- B noktaları arasına teleferik hattı inşa edilmiştir. Bu noktalar arası yükseklik farkı 600 m dir. Yatay uzaklık ise 3,5 km. dir. Teleferik hattının eğimi ne kadardır? (% o olarak) Hesaplayınız.
Eğim % 0 = 600 m x 1000 / 3500
Eğim % 0 =240
DÜNYANIN ŞEKLİ VE HAREKETLERİ:
Etkinlik Çalışması: Ekvatordan kutuplara doğru gidildikçe yaşanan değişiklikleri belirleme.

İfadeler Artar Azalır Değişir Değişmez
Güneş ışınlarının geliş açısı X
Sıcaklık X
Buharlaşma miktarı X
Denizlerde tuzluluk oranı X
Tarım ve ormanın üst sınırı X
Yer çekimi X
Kuzey yarımkürede kuzeye doğru kutup yıldızının görünüm açısı X
Bitki türleri X
Kalıcı kar sınırı X
Meridyenler arasındaki mesafe X
Paraleller arası mesafe X
Gece gündüz arasındaki zaman farkı X
Etkinlik Çalışması: Aşağıdaki tabloda verilen özelliklerin dünyanın hangi tür hareketi ile ilgili olduğunu bulma çalışması:

Olaylar Günlük hareket Yıllık hareket
Güneş ışınlarının yere düşme açısı yıl boyu değişir X
Bir cismin gölge boyu öğlen vakti yazın kısa, kışın uzun olması X
Gece gündüz sürelerinin değişimi, güneş doğuş ve batış saatlerinin sürekli değişmesi X
Güneşin doğduğu ve battığı yerler değişir. X
Mevsimler oluşur X
Gece gündüz oluşur X
Günlük sıcaklık farkları, meltem rüzgârları oluşur X

MEVSİMLERİN VE İKLİM KUŞAKLARININ OLUŞUMU:
Etkinlik Çalışması: Kuzey yarım kürede yaşayanlar olarak aşağıdaki tabloda verilenlerin hangi tarihler denk geldiğini işaretleme.
Olaylar 21 Haziran 23 Eylül 21 Aralık 21 Mart
Kuzey Yarım Küre’de yaz başlangıcıdır. X
Güney Yarım Küre’de kış başlangıcıdır. X
Kuzey Yarım Küre’de en uzun gündüz X
Güney Yarım Küre’de en kısa gündüz yaşanır. X
Gölge boyu Kuzey Yarım Küre’de en kısa X
Kuzey Yarım Küre’de ilkbahar başlangıcıdır. x
Güneş ışınları kutuplara teğet geçer X X
Bütün dünyada gece ve gündüz eşitliği yaşanır X X
Güney Yarım Küre’de yaz başlangıcıdır. X
Kuzey Yarım Küre’de sonbahar başlangıcıdır. X
Gölge boyu Güney Yarım Kürede en kısa durumdadır. X
Cisimlerin öğle vakti gölgesi ekvatorda oluşmaz X X
Güney Yarım Kürede gündüzler uzamaya başladığı tarihtir. X
Kahramanmaraş’ta gündüz uzunluğu Samsun’dan fazladır. X
Kentler Matematik iklim kuşağı Sıcaklık kuşağı
New York ( ABD) 41º K Orta Kuşak Ilıman Kuşak
Kap ( G. Afrika Cum.) 33 º G Orta Kuşak Ilıman Kuşak
Sydney ( Avustralya) 33 º G Orta Kuşak Ilıman Kuşak
Sao Paulo ( Brezilya) 23 º G Tropikal Kuşak Sıcak kuşak
Gröndland(Danimarka) 60- 85º K Kutup Kuşağı Soğuk Kuşak
Addis Ababa ( Etiyopya) 9º K Tropikal Kuşak Sıcak Kuşak
ATMOSFER:
Etkinlik Çalışması: Atmosferde sıcaklık değişim grafiğine göre.
1- Atmosferde sıcaklık değişimi nasıldır? Atmosferin farklı katları arasında farklı değişim göstermektedir. Troposferde yukarı doğru azalırken, Stratosferde yukarı doğru artmaktadır. Mezosferde azalırken, iyonosferde yukarı doğru sıcaklık azalmaktadır.
2- Troposferde sıcaklık değişimi nasıldır? Troposferde sıcaklık yukarı doğru azalır.
3- Canlı yaşamı için en uygun sıcaklık şartlar hangi katmandadır. Troposfer 0 °C üzerinde olan tek katmandır.
4- Atmosfer olayları 0 °C nin üstünde su buharı bulunmadığı için diğer katmanlarda su bu harı yoktur. Bu yüzden su buharının bulunduğu tek katman Troposferde gerçekleşir.
İKLİM VE HAVA DURUMU:
Etkinlik Çalışması: Ders kitabındaki hava olayları adlı metin okunarak,
1-Hangi hava olaylarından bahsedilmiştir.
Sis, çiy, bulut, meltem, nem, rüzgâr, şimşek, gök gürültüsü, yağmur.

2-Yaşadığınız yerde mevsimlere göre hava olayları nasıl bir değişim göstermektedir?
Kış mevsiminde genelde bulutlu, nemli, yağmurlu havalar, sık esen rüzgârlar, bazen ılık esen lodos yaşanmakta, yine kış aylarında uzun sürmese de kar yağışı ve don olayları yaşanmakta, ilkbaharda yağışlar azalırken, güneşli ve sıcak günler yaşanmaya başlanmakta, bol güneşli, yağmursuz, yağışsız, geçen yaz günleri yaşanır. Hava sıcaklıklarının düşmesi, artan bulutlar, rüzgârlar ve başlayan yağışlarla gelen sonbahar kışın gelmekte olduğunu haber vermektedir.

3- Metne göre hava olayı kavramını tanımlayınız.
Hava Olayları: Atmosferde görülen kısa süreli değişimler veya olaylardır. Yağmur yağması, Rüzgâr esmesi bu türlü olaylardır ve hepimizin bildiği gibi bu tür olaylar çok uzun sürmez ve kısa sürelerde sürekli değişir.
Etkinlik Çalışması:
1- Hangi metindeki hava olayları uzun süreleri kapsanmaktadır?
II. Metindeki hava olayları daha uzun sürelidir.
2-Metinlerden hangisi hava durumu, hangisi iklim özelliklerini belirmiştir?
I. Metin hava durumu, II. Metin iklim özelliklerini belirtmiştir.
3- Günlük kıyafet seçimlerimizi hangi metne göre belirlerdiniz?
I. metne göre belirlerdik.
4- Metinden ve ön bilgilerinizden yararlanarak iklimin yaşamımızı nasıl etkilediğini söyleyebilirsiniz?
Yaşadığımız yerdeki doğal bitki örtüsü, akarsuların özellikleri, insanların yaşam tarzları, geçim kaynakları, beslenme durumu, yaptıkları kış hazırlıkları, konut tipleri, ekonomik etkinliklerinin türü, iklimin kontrolü altındadır.
5- Metinden ve ön bilgilerinizden yararlanarak hava durumunun yaşamımızı nasıl etkilediğini söyleyebilirsiniz?
Hava durumu günlük yaşamda giyeceğimiz kıyafet, yola çıkarken yanımıza almamız gereken eşya ( Şemsiye, zincir, çekme halatı,) gün içinde meydana gelecek aşırı sıcaklar halsiz kalma, sıcaklık çarpması gibi sağlık sorunları veya anormal soğukların yol açtığı don olayları gibi Zaralar verebilmekte ancak bu özellikler kısa süreli olduğu için uzun bir zaman boyunca insanların yaşamlarını aynı şekilde etkilememektedir.
6-Gelecek yaz yapacağınız tatili hangi metinden yararlanarak planlarsınız?
II. metine göre,
7- İkinci metinde verilen bilgilerden yararlanarak iklim ile ilgili genellemelerin ne kadar geriye gittiğini söyleyebilir misiniz?
İklimle ilgili genellemeler 50- 100 yıl gibi geriye gittiği söylenebilir.
8- Birinci metinde verilen bilgileri ne kadar süre kullanabilirsiniz?
En fazla birkaç gün veya hafta süreyle kullanılabilir.
9-Sizde bir tanıtım broşürü verilseydi yaşadığınız yerin iklim özeliklerini nasıl tanıtırdınız?
Yazları sıcak ve kurak geçer. Yıllık ortalama sıcaklık 18°C – 20°C arasında değişir. Kışlar ılık ve yağışlıdır. Yıllık ortalama yağış miktarı 600–1000 mm arasında değişir ve yağış rejimi düzensizdir. Kar yağışı ve don olayı pek görülmez.
SICAKLIK:
Etkinlik Çalışması: Güneşten gelen enerjinin % 27 lik kısmı ile ısınır.
Etkinlik çalışması(s. 55)
1- Haritadaki sıcaklıklar hangi faktörle göre değişmektedir?
Enlem, Kara ve deniz dağılışı.
2-Enlem, karasallık, yükselti, deniz akıntıları ve diğer faktörlerle ilgili örnekler veriniz.
Akdeniz kıyılarının Karadeniz kıyılarından daha sıcak olması( Enlem)
Uludağ’ın yüksek kısımlarının Bursa merkezden daha soğuk olması ( Yükselti)
Ülkemizde denizden uzak iç kısımlarda yıllık sıcaklıkların kıyılardan az olması. (Kara ve Deniz Dağılışı)
Toros dağlarında güneye bakan yamaçların kuzey yamaçlardan daha sıcak olması.( bakı)
Avrupa’nın batı kıyılarının aynı enlemde Kanada kıyılarından daha sıcak olması ( Okyanus akıntıları)
3 -Kendi yaşadığımız yer için etkili olan sıcaklık faktörleri neler olabilir.
Denize yakınlık- uzaklık, Yükselti, Dünyanın yıllık hareketi, Enlem vb.
EtkinliK çalışması:
1- Dünyanın eksen eğikliği nedeniyle yarım kürelerin farklı zamanlarda farklı ısınmalarından dolayı mevsim farkı yaşanır.
2-Birincisi Türkiye olan Kuzey yarımküre iken İkincisi yani kışı yaşayan güney yarım kürede, özelliklede orta veya yüksek enlemlerde bir ülkede olabilir. ( Afrika’ nın Güneyi, Güney Amerika veya Avusturalya olabilir.)
Etkinlik Çalışması:
Şehirler Yükselti
(m) Sıcaklık
(ºC) Yağış Miktarı
(mm)
En yüksek En düşük
Tumaco 50 29 24 373
Pasto 2400 17 10 74
1- Bu iki kent hemen hemen aynı enlemde olmasına rağmen bu iki kentin sıcaklık değerlerinin farklı olmasının nedenleri nelerdir?
Pasto kentinin diğer kentten 2350 m yükseklik farkı vardır. Ayrıca iki kentten Tumaco deniz kıyısında ve etkisindedir.
2- Yükseklik arttıkça sıcaklığın kaç derece ve nasıl değişir?
Sıcaklık, her 100 m’ de yaklaşık 0,5°C azalır. Tumaco’ nun indirgenmiş sıcaklıkları
2300 m’ de X°C azalır. ( En yüksek sıcaklık için)
X=2300 m x 0,5 / 100 = 11, 5 °C’dir. İndirgenmiş Sıcaklık = Gerçek Sıcaklık + Sıcaklık Farkı
İndirgenmiş Sıcaklık = 17 + 11,5 = 28,5 °C
2300 m’ de X°C azalır. ( En düşük sıcaklık için)
X=2300 m x 0,5 / 100 = 11, 5 °C’dir. İndirgenmiş Sıcaklık = Gerçek Sıcaklık + Sıcaklık Farkı
İndirgenmiş Sıcaklık = 10 + 11,5 = 21,5 °C
Etkinlik Çalışması:
1- Sıcaklığın değişiminde hangi faktörler etkili olmuştur?
Kara ile denizin farklı ısınma özelliği etkili olmuştur.
2- Gece ve gündüz farklı ısınmada karaların etkisi nedir?
Karalar gündüz tez ısınır ve daha sıcak olur. Gece ise kara almış oluğu ısıyı daha tez verdiği için çabuk soğur.
3- Gece ve gündüz farklı ısınmada deniz ve okyanusların etkisi nedir?
Denizler daha geç ısınır. Aldığı ısıyı da daha geç vermesinden dolayı daha geç soğur.
4- Sıcaklığın gece gündüz arasında değişimi rüzgârı nasıl etkiler?
Gece soğuk olan karada ağırlaşan hava çökerek yüksek basınç oluşturur. Daha geç soğuyan deniz üzerinde hava sıcak ve basınç düşüktür. Gündüz ise kara sıcak basınç düşük, deniz geç ısındığı için soğuk ve basınç yüksektir. Buna bağlı olarak oluşan rüzgâr gündüz denizden karaya, gece ise karadan denize doğru eser.
Etkinlik Çalışması: Deniz kıyısı ile iç kesimde sıcaklık değerleri aynı olduğu halde neden deniz kenarında hava bunaltıcı etkidedir? Bunun temel nedeni deniz kıyısında hava nemli olması nedeniyle nem ısıyı tutucu ve emici olmasından dolayı daha sıcak ve bunaltıcı etki gösterir.
Etkinlik Çalışması: Dünya yılık ortalama sıcaklık dağılışını inceleyerek aşağıdaki soruları cevaplayınız.
1-Haritanın lejantını inceleyerek renklerin ne anlama geldiğini açıklayınız.
Haritadaki renkler sıcaklığın dağılışı göstermek için, sıcaklık değerleri aynı olan yerler aynı renkte( İzotermlerin arası) boyanarak dağılış gösterilmiştir.

2-Sıcaklık hangi yönlere doğru artıp azalmaktadır? Bunun nedenleri nelerdir?
Sıcaklık genel olarak kuzey güney yönünde yani ekvatordan kutuplara doğru artıp azalmaktadır. Bunun temel nedeni enlem faktörüdür.

3-En yüksek değerlere ve en düşük değerler nerelerde rastlanır? Nedenleri nelerdir?
En düşük sıcaklıklar kutup bölgelerindeki karalar üzerindedir. Nedeni enlem etkisi ve nem oranının az olmasıdır.
En yüksek sıcaklıklar: Dünyanın en sıcak yerleri alçak enlemlerde ekvatora yakın alanlardır. Ancak en yüksek değerler dönenceler civarıdır. Nem oranı az olduğu için.

4-Hangi yarım kürede sıcaklık daha fazladır? Bunun nedenleri nelerdir?
Sıcaklık farkı K.Y.K de daha fazladır. Karalar fazla olduğu için.
Etkinlik Çalışması: Aşağıdaki sorulara dünya temmuz ve Ocak ayı sıcaklık dağılışı haritalarına göre cevaplayınız.
1-Yerkürede en sıcak yerler nerelerdir? Nedenlerini nelerdir?
Kuzey Yarım Küre’de Ocak Ayında Yüksek sıcaklıklar Ekvator ile Yengeç Dönencesi arasında, denizler üzerinde görülür.
Güney Yarım Küre’de Ocak Ayı: En yüksek sıcaklıklar Güney Afrika’da Kalahari Çölü’nde, Güney Amerika’da Patagonya Çölü’nde ve Kuzey Avustralya’da görülür.
Kuzey Yarım Küre’de Temmuz Ayı en sıcak yerler, 15. ve 40. paraleller arasındaki karalar üzerindedir.
Güney Yarım Küre’de Temmuz Ayı sıcaklıkları az olup en yüksek sıcaklıklar ekvatora yakın yerlerindedir.

2- İzotermlerin uzanışı hangi yarım kürede nasıl bir uzanış göstermektedir.

Güney Yarım Küre’de izotermlerin gidişi daha düzenlidir. Çünkü bu yarım kürede karalar daha az yer kaplar ve denizler çok yer tutar deniz etkisi ile sıcaklık daha düzenli dağılış gösterir.
Kuzey Yarım Küre’de Ocak Ayında İzoterm eğrileri karalar üzerinde güneye, denizler üzerinde kuzeye doğru sapma gösterir. Bu durum, karaların denizlerden daha soğuk olduğunun kanıtıdır. Temmuz Ayı Sıcaklık Dağılışı Kuzey Yarım Küre’de izotermlerin gidişi enlemlere uyum sağlamaz. Çünkü bu yarım kürede karalar geniş yer kaplar.

3-Bu farklılıkların(izotermlerin uzanışı) nedenleri nelerdir?
Gerek sıcaklık dağılışında gereksese de izotermlerin uzanışlarında farklılığın temel nedeni iki yarım kürede kara ve deniz dağılışının farklı olmasıdır. Ayrıca izotermlerin paralellere göre sapma göstermesinde başka bir neden de Okyanus akıntıları, izotermlerin enlemlerden sapmasana neden olur.
Etkinlik Çalışması: Halifax, Brest, Ulanbator şehirlerine ait sıcaklık grafiklerini yorumlama.
1-Atlastan kentleri bululunuz.
Halifax( Kanada- doğu kıyısı), Brest(Fransa batı kıyısı) ,Ulanbator ( Moğolistan)
2-Sıcaklık değerlerini karşılaştırıp nedenlerini bulunuz.
Brest şehri sıcaklık değerleri yüksek olan bir şehir. Ayrıca kışları da ılık geçmektedir. Buranın bu şekilde olmasında deniz kıyısında olması ayrıca Golf –Stream sıcak su akıntısının etkisi nedeniyledir.
Halifax ise Brest göre aynı enlemlerde olmasına rağmen ve deniz kıyısında olmasına rağmen Brest şehrine göre daha az sıcaktır. Kışları da ayrıca çok daha soğuktur. Bunun nedeni ise Labrador soğuk su akıntısıdır.
Ulanbator bu şehirlerle yaklaşık aynı enlemlerdedir. Fakat burada yıllık sıcaklık farkları çok fazladır. Yani yazın daha sıcak, kışın ise çok daha soğuktur. Bu da buranın havadaki nem miktarının düşük olmasını gösterir. Bu kent denizden uzaktır. Kara içindedir. Ayrıca yükseltisi oldukça fazladır.( Yaklaşık 2000 m.)

Etkinlik Çalışması: Aylara göre en düşük ve en yüksek sıcaklık değerleri verilen üç merkeze ( Boston- ABD, Kopenhag- Danimarka, Chirstchuch- Yeni Zelanda) ait değerlerin ortalama alınıp bu merkezlere ait sıcaklık grafiklerinin çizimi öğrencelere ders dışı etkinlik olarak verilerek ürün dosyalarına koymaları istenerek konu tamamlanır.
BASINÇ:
Etkinlik Çalışması: Sayfa- 64- 1-D, 2- A, 3- DCBA

Etkinlik Çalışması–1.Sayfa 65:
Basınç Tiplerinin Özellikleri:
Alçak Basınç (Siklon): Havanın yoğunluğu azdır. Hava yükseltici bir hareket gösterir. Yeryüzündeki hava hareketi çevreden merkeze doğrudur.
Yüksek Basınç (Antisiklon): Havanın yoğunluğu fazladır. Hava alçalıcı bir hareket gösterir. Yeryüzündeki hava hareketi merkezden çevreye doğrudur
Not: Hava kütleleri dünyanın dönüşünden dolayı kuzey yarımkürede sağa, güney yarım kürede sola doğru sapar.

1-KYK-YB 2-GYK-YB 3- KYK- AB 4-GYK-
Etkinlik Çalışması 2:Sayfa 65 – 1.Sıcaklık, 2.Dünyanın günlük hareketi, 3.Yükselti, 4.Yerçekimi.
ETKİNLİK ÇALIŞMASI: Sayfa 66 -Kuzeyden güneye doğru sırasıyla;
Termik YB, Dinamik AB, Dinamik YB, Termik AB, Dinamik YB, Dinamik AB, Termik YB
Etkinlik çalışması: Sayfa 67
1.Harita
1.AB alçak basınç, YB yüksek basınç anl***** gelir.
2.KYK’ de yaz, GYK’ de kış mevsimi yaşanmaktadır. Çünkü yazın karalarda AB, denizlerde YB alanları oluşur.
3.En yüksek değerler denizler üzerinde, en düşük değerler karalar üzerindedir.
2.Harita
1.KYK de kış, GYK de yaz mevsimi yaşanmaktadır. Karalar ve denizlerin farklı ısınma özelliğine bağlı olarak ortaya çıkan basınç merkezleri bu sonucu vermektedir.
2.En yüksek değerler karalar, en düşük değerler denizler üzerindedir. Nedeni; Karalar ve denizlerin farklı ısınma özelliğidir
3.GYK de denizlerin daha fazla olması bu sonucu doğurur.
RÜZGARLAR:
Etkinlik çalışması- 1: Sayfa 69
1.Dünyanın günlük hareketi, 2.Basınç merkezleri arasındaki uzaklık, 3.Basınç farkı, 4.Yer şekillerinin engebeli olması
Etkinlik çalışması: Sayfa 69
1.Dünyanın günlük hareketi, 2.Yerşekillerlnin uzanışı, 3.Basınç merkezlerinin konumu (Daima YB→AB)
Etkinlik çalışmamsı: Sayfa 70
Rüzgâr frekans gülü boyandığında tabloda da görüldüğü gibi hâkim rüzgâr yönünün Doğu olduğu görülür.
Etkinlik Çalışması: Sayfa 71:
1.Alizeler, 2.Batı Rüzgârları, 3.Batı Rüzgârları, 4.Batı rüzgârları, 5.Alizeler, 6.Kutup Rüzgârları 7.Ters alizeler.
Etkinlik Çalışması: Sayfa 72
Deniz Meltemi: Gündüzleri karalar denizlere göre daha fazla ısınmaktadır. Bu nedenle karalar AB alanı olurken, denizler YB alanı olmaktadır. Bu nedenle rüzgâr denizlerden karalara doğru eser.
Kara meltemi: Gece, karalar denizlere göre daha çabuk ve çok soğur. Bu nedenle, karalar üzerinde termik yüksek basınç alanı, denizler üzerinde ise termik alçak basınç alanı oluşur. Bu durumda hava akımları karalardan denizlere doğru olur.
ETKİNLİK: Sayfa 74
1.Sirocco, 2.Hamsin, 3.Mistral, 4.Bora, 5.Krivetz

NEMLİLİK VE YAĞIŞ:
Etkinlik çalıması: Sayfa 75
Sınıfın 30 öğrenci alması :Maksimum nem
Sınıfın kapasitesinin genişletilmesi :Sıcaklığın artması
Sınıfta var olan 24 öğrenci :Mutlak nem
Sınıfın %80lik doluluk oranı :Bağıl nem
30 kişilik sınıfa 33 kişi gelmesi :Yağış
Sınıftaki %20 lik boş sıra :Nem açığı

Etkinlik Çalışması: Sayfa 76
Sıcaklık( ºC) Maksimum nem( gr/ m³) Mutlak nem( gr/ m³) Bağıl nem % Yoğunlaşma mik. (gr)
30 30,40 10 32,89 —
20 17,32 10 57,73 —
10 9,42, 10 100+ 0,58
0 4,85 10 100+ 5,15
-10 2,35 10 100+ 7,65
-20 1,06 10 100+ 8,94
1-Sıcaklıkla ile maksimum nem arasında nasıl bir ilşiki vardır?
Sıcaklık arttıkça maksimum nem de artar. Doğru orantı vardır.
2-Sıcaklık arttıkça bağıl nem neden artmamıştır?
Sıcaklıkla bağıl nem ters orantılıdır. Sıcaklık arttıkça havanın taşıyabileceği nem miktarı (Maksimum nem) da artacağından bağıl nem azalır.
3-Sıcaklık arttıkça mutlak nem artmadığı halde neden bağıl nem azalmıştır?
Mutlak nem artmamansa rağmen sıcaklığın artması maksimum nemi de arttırdığı için bağıl nem azalmıştır.
4-Sıcaklıkla yoğunlaşma miktarı arasında nasıl bir ilişki vardır?
Ters orantı vardır. Sıcaklık arttıkça yoğunlaşma azalır.
Etkinlik çalışması: Sayfa 80 ( Dünya yağış dağılışı haritası)
1.En yağışlı bölgeler nerelerdir?
En yağışlı bölgeler, ekvatoral kuşak, orta kuşak karalarının batı kıyıları ve Musonlar bölgesidir
2.Bu bölgelerde yağışın çok olmasının nedenleri nelerdir?
Bu bölgeler ekvatoral kuşakta yer alır. Buralarda sürekli sıcak ve nemlidir. Nem oranı yüksektir. Sürekli ısınmadan dolayı buralarda yıl boyunca yükselici hava hareketi görülür ve yükselim yağışları yaygın olarak görülür. Muson iklim bölgesinde denizden gelen nemli rüzgârlar ve dağların etkisi, Kıtaların batım kıyılarında ise denizden gelen batı rüzgârlarının getirdiği bol nemli havaların etkisi vardır.
3. Dünyada en az yağış alan bölgeler nelerdir?
En az yağışlı bölgeler, orta kuşak karalarının dağlarla çevrili iç kısımları ile dönence altı bölgeleri ve kutuplar çevresidir.
4.Bu bölgelerde yağışın az olma sebepleri nelerdir?
Yağış dağılışı ile enlem arasında belli ölçülerde bir paralellikten bahsedilebilir.Genel olarak ekvator bölgesi bol yağışlı kutuplar bölgesi az yağışlıdır.Ancak yağışa etki eden Yer şekilleri, yükseklik,bitki örtüsü,dağların uzanış yönü,denize uzaklık gibi etkenler bu paralelliğin kesin ve net olmasını engellemektedir.
DÜNYANIN İKLİM ZENGİNLİĞİ:
Etkinlik Çalışması: sayfa- 86- Ekvatoral iklim ( kırmızı), Tundra iklimi( koyu mor)
Etkinlik Çalışması: sayfa- 86- 1. Sıra: Tropikal iklim, Muson ormanları, Çöl iklimi
2. Sıra: Maki, İğne yapraklı orman, Step iklimi, Bitki örtüsü yok.
3. Sıra: Kutup iklimi, Tundra
Etkinlik Çalışması: sayfa- 87: 1-Ilıman kuşak karasal iklim, 2- Akdeniz iklimi, 3- Çöl İklimi, 4- Muson iklimi, 5-Ekvatoral iklim, 6- Tropikal iklim.

Etkinlik Çalışması: sayfa- 88:

DEPREMLER:
Etkinlik Çalışması:
Not: Deprem büyüklüğü ile şiddeti aynı anlamda değildir. Büyüklük boşalan enerji miktarıdır. Richter ölçeği ile ölçülür. Şiddeti ise meydana getirdiği hasar ve yıkımla ilgilidir. Şiddeti Marcali- Siberg ölçeği ile belirlenir.
Richter ölçeği Marcali- Siberg Deprem
3,5 – 4,2 1 – 3 Hafif
4,3 – 4,8 4 – 5 Orta
4,9 – 6, 1 6 – 7 Şiddetli
6,2 – 7,3 8 – 10 Yıkıcı
7,4 + 11 – 12 Afet

DEPREMİN ŞİDDETİ NELERE BAĞLIDIR:
1. Deprem büyüklüğü ve süresin,
2. Odak derinliği ( ters orantı),
3. Zemin yapısı,
4. Deprem merkezine uzaklık,
5. Depreme karşı hazırlık durumu ve bilinci, 6.Yapıların ve inşaatların durumu etkilidir.
7. Depremin bağlı olarak değişir.
Şiddet – Büyüklük Karşılaştırılması:
Şiddet IV V VI VII VIII IX X XI
Richter Magnitüdü 4 4.5 5.1 5.6 6.2 6.6 7.3 7.8
DIŞ KUVETLER:
Etkinlik Çalışması: Daimi kar sınırının yükseltisi Ekvatordan kutuplara doğru azalır. Ekvatorda 5500 m olan sınır, Sınır kutuplarda deniz seviyesine “o m.” yakındır. Bu sınır Enlem ve iklim özelliklerine bağlı olarak değişir.
Ekvatordan kutuplara doğru sıcaklığın azalması sonucu daimi kar sınırı aşağı doğru inmektedir.

Etkinlik Çalışması:1- Toprak kütlesi eğimin fazla olması sonucu yer değiştirmiştir. Ayrıca burada heyelana uygun sahada açılan yolun, arazi yapısının da dirençsiz olmasının da etkisi olduğu söylenebilir.
2-İkinci arazi düz bir arazidir. Heyelanın eğimli arazilerde yer çekimi etkisi ile oluştuğu bilindiğine göre bu arazide heyelan olma ihtimali yok denecek kadar azdır. Ancak gerideki yüksek saha da olabilir.
BEŞERİ DOKULAR:

Etkinlik Çalışması(S- 136)
Nüfus ve yerleşme, ulaşım, ticaret, enerji üretimi, sanayi, Madencilik, Tarım, hayvancılık, haberleşme,

Etkinlik Çalışması(S- 137)
1.Resim- yerleşme Coğrafyası, 2.Resim- Tarım Coğrafyası, 3. Resim- Turizm Coğrafyası
4. Resim- Sanayi Coğrafyası, 5.Resim- Ticaret coğrafyası, 6. Resim-Tarım coğrafyası
7. Resim – Enerji Coğrafyası, 8-Resim-Ulaşım coğrafyası,

YERLEŞMELER VE DEĞİŞİM:

Etkinlik Çalışması: ( S–143) Kırsal ve Kentsel yerleşmelerin benzer ve farklı özelliklerini belirleme.
Şehirleri kır yerleşmelerinden ayıran özellikler:
1- Nüfusları fazladır. 2-Yayıldıkları alanlar geniştir. 3-Geçiminde tarım dışı sektörlere dayanır.
4-Meskenler yanında çarşı, Pazar, fabrika, spor ve sanat merkezleri vb. bulunur. 5-Çok büyük şehirlerde değişik soy, din ve ırktan insanlar birlikte yaşar.
Kır yerleşmelerin ortak özellikleri:
1-Nüfus sayıları ve yoğunlukları azdır. 2-Ekonomileri tarım ve hayvancılığa dayanır.
3-Yayıldıkları alanlar dardır. 4-Sosyal dayanışma ve işbirliği kuvvetlidir.
5-Sınırları ve ortak malları vardır. 6-Bazıları geçici yerleşmeler olup, özel mülkiyet olanları vardır.
7-Köylerde mesleki faklılık az ve etnik yapı bakımından sade yapıdadır.
Benzer Özellikleri: İnsanların beslenme, barınma, korunma vb. temel ihtiyaçlarını karşılamak için oluşmuşlardır.
Temelinde insanların yapısı olan meskenler bir araya gelerek oluşmuşlardır. Başlangıçta ufak olan yerleşmelerin büyümeler ile oluşmuşlardır.
YAŞADIĞIM YER:ORHANGAZİ
Etkinlik Çalışması:
1-Hangi yarımkürede yaşıyorsunuz?
Kuzey yarım küre,
2-Çevrenizde hangi kıtalar var?
Asya, Avrupa, Afrika,
3-Hangi ülkelerle komşuyuz?
Yunanistan, Bulgaristan, Suriye, Irak, İran, Azerbaycan, Gürcistan, Ermenistan, K. K. T.C.
4-Türkiye’nin neresinde yaşıyorsunuz?
Ülkemizin kuzey batısında, Marmara bölgesi’nin Güney Marmara Bölümünde, bölümün güney doğu kısmında bursa ili, Orhangazi ilçesinde yaşıyoruz.
5-Yaşadığınız yerin enlem ve boylam değerlerini bulunuz.
Yaklaşık olara 29º 20’ Doğu boylamı, 40º 30’ kuzey enlemi,
Etkinlik Çalışması: (S–150) Ders Kitabındaki okuma metni kargın köyü ile yaşadığımız yerin karşılaştırılması.
1- Yaşadığınız yerle Kargın köyünü karşılaştırınız.
ORHANGAZİ: Toplam Nüfusu: 77.338, Yüz **çümü: 476 km², Belediye Sayısı: 6, Köy Sayısı:25
Coğrafi konumu: Samanlı dağlarıyla İznik gölü arasında ve bu göle 2 km. uzaklıkta bulunan bir yere kurulmuştur. Orhangazi İlçesi, Marmara Bölgesinin doğusunda Gemlik Körfezi ile İznik Gölü çevresinde kurulmuştur. Bursa-Yalova yolu üzerindedir Kuzeyinde Yalova ile Karamürsel İlçesi, batısında Gemlik, güneyinde Yenişehir, doğusunda İznik İlçeleri bulunmaktadır. İlçe merkezinin denizden yüksekliği 125 m.dir. İlçenin genel yüzölçümü 476 km2 dir. Bursa’ya 45 km. uzaklıktadır.
Fiziki özellikleri:
Yer şekilleri: Kuzeyinde Samanlı Dağları, güneyinde Katırlı Dağları ile çevrili, çanak şeklindedir. Çıplaklaşmış Samanlı Dağlarına rağmen Katırlı Dağları ormanlıktır. İlçenin kuzeyini Samanlı Dağları, güneyini de Mudanya Dağları engebelendirmektedir. Bunlardan Mudanya Dağlarının doğu uzantısı olan Gemiç Dağı 1283 m.ye kadar yükselir. Yeryüzü şekilleri genelde düz alçak ve ovalarla kaplıdır.
İklimi ve bitki örtüsü: Marmara Bölgesinin tüm özellikleri ilçede de aynen hüküm sürer. Yazlar kurak ve sıcak, ilkbahar, sonbahar ve kış ayları ılık, yağışlı geçer. İklimi akdeniz iklimi olup yazları sıcak ve kurak kışlar ılık ve yağışlıdır. Balkanlardan gelen hava kütleleri Marmara Denizi üzerinden nem alır. Bu nemi Güney Marmara kıyılarına taşır, dolayısıyla denizel iklime neden olur. Yıllık yağış ortalaması 701 mm. dir.
Bitki örtüsü alçaklarda makiler ve zeytin likler, yükseklerde ormanlar görülür. Genelde meşe gürgen, kızılçam, yükseklerde kayın kestane ve gürgenler görülür.
Hidrografyası: İznik Gölü’nün batı yarısı Orhangazi’nin sınırları içerisindedir. Ayrıca Sölöz Deresi (Kocadere) ile bazı küçük akarsular ilçe topraklarından geçerek İznik Gölü’ne dökülür. Gölün batısından sızan suların oluşturduğu Garsak (Karsak ) Suyu buradan Gemlik Körfezi’ne doğru akar. Garsak deresi de bir yönde İznik gölünün gideğeni durumundadır. Bunun dışında Nadır deresi mevsimlik bir akarsu olup yazın kurumaktadır.
İznik Gölü: Marmara Bölgesi’nin en büyük, Türkiye’nin ise 5. büyük doğal gölü olan İznik Gölü, Bursa’nın Orhangazi İlçesi’nde yüzölçümü 298 kilometrekare olan bir tatlı su gölüdür. Orhangazi’deki sanayi tesislerinden, çevredeki yerleşim birimlerinden ve küçük zeytinyağı fabrikalarından göle atıklar karışmaktadır. Bundan kaynaklanan aşırı yosunlaşma ve toplu balık ölümleri dikkat çekmektedir. Daha önceleri en az 8 tür balık yetişen gölde, son yıllarda bu sayı 3–4 türe kadar düşmüştür. Halk arasında ilik balığı ve kepekleme olarak bilinen balık türlerine artık çok ender rastlanmaktadır. Gölde en çok avcılığı yapılan gümüş balığı yıllık 2 bin ton civarında avlanmakta olup tamamı ihraç edilmektedir. İznik Gölü’ne ait bir tür olmayıp yakın zamanda görülmeye başlanan ve çoğalan bu balık, diğer türleri ve gölün doğal dengesini etkilemiştir. Ayrıca geçmiş yıllarda bolca avlanan ve önemli gelir kaynağı olan Kerevit 1980’lerden sonra azalma göstermiştir. Gölün batısındaki su durdurma yapısının varlığı sonucunda 416 hektar sulak alan kurutulmuştur. Bu yapı, gölü kısmen bir su haznesine dönüştürmüş, su seviyesini yükseltmesi sonucunda sazlık ve bataklık alanlarda azalma olmuştur.”

2- Benzer olan ve farklı olan özellikleri tespit ediniz.
Yer şekilleri yönünden faklılıklar var. İklim özellikleri genelde benzer. Bitki örtüleri de benzerlik göstermekte, Akarsuların az küçük olması benzer özellik, göller yönünden farklılık var. Coğrafi konumundan kaynaklanan farklılıklar var.
3- Tespit ettiğiniz farklılıkların nedenlerini açıklayınız?
Coğrafi konumundan kaynaklanan farklılıkların nedenleri Orhangazi daha işlek ana yollar üzerinde. İlçe olması, daha büyük alanlı olduğu için komşu sayısı fazladır. Orhangazi’de298 kilometrekare alanı ile Türkiye’nin 5. büyük doğal gölü olan İznik Gölü bulunur. Bu gölün doğal ve beşeri ekonomik etkileri daha fazladır. Orhangazi de ayrıca çok daha verimli tarım toprakları mevcuttur.

Etkinlik Çalışması: (S–151) Ders Kitabındaki okuma metni kargın köyü ile yaşadığımız yerin karşılaştırılması.
1- Yaşadığınız yerle kargın köyünü karşılaştırınız.
Tarihçesi: Tarihte Bitinya, Roma, Bizans, Selçuklu egemenliğine giren 1332’de ilçeye adını veren Orhan Gazi tarafından fethedilerek Osmanlı topraklarına katıldı. Kent Orhan Gazi tarafından İznik’te bulunan Mevlana Alâeddin Medresesi’ne vakıf olarak bağışlamıştı.
Yerleşim ünitesi olarak Orhangazi; ikinci Osmanlı Padişahı Orhan Bey tarafından 1362 yılında kurulmuştur. Orhangazi burasını beğenerek bir müddet askeri karargâh olarak kullanmıştı. Orhan Bey burada kendi adına bir camii ve hamam yaptırarak civarda bulunan Türk aşiretlerini buraya yerleştirmiştir. Pazarköy adını alan bu yerleşim merkezi o sıralarda İznik’e bağlıydı. Yıldırım Beyazıt devrinde de ilçe merkezinde han, hamam gibi binalar vücuda getirilmiştir. Fakat bunların bir kısmı 1418 tarihindeki yer sarsıntısında kısmen harap olmuştur.
İznik’ten sonra Gemlik’e bağlı bir bucak olarak yönetilmiş sonraları ilçe olarak Bursa’ya bağlanmıştır. 1879 yılında Pazarköy bucak merkezi olmuş, 1893 yılında Bursa iline bağlı ilçe merkezi olmuştur. 1913 yılında Orhangazi adını almıştır. (Bazı kaynaklara göre 1919’da da Orhangazi olarak değiştirilmiştir.) 20 Eylül 1919’da Yunan işgaline uğrayan Orhangazi, 10 Eylül 1922’de işgalden kurtulmuştur. . Ancak bu işgal sırasında kent büyük ölçüde yakılmış ve tarihi eserlerin çoğu yok olmuştur. Kasaba yandığı için kaymakamlığın çalışacak bir binası olmadığından ilçe merkezi iki yıl Gürle’ye taşınmıştır. O yıllarda, Kaymakamlık bir süre Gürle Köyü’nde çalışmalarını sürdürmüştür.
İlçede günümüze gelebilen tarihi eserler arasında; Orhan Gazi Camisi, Orhangazi Hamamı, Gürle Köyü Hamamı, Ermeni Kilisesi bulunmaktadır. İlçenin sivil mimari örnekleri Yunan işgali sırasında yanmıştır.
Son düşman işgalinden harap bir halde kurtulan kasaba yeniden imar edilmiştir. Günden güne genişleyen ve güzelleşen Orhangazi’de muntazam caddeler ve parklar vücuda getirilmiş olup 1980′ lerde kasaba görünümünde olan ilçe 1983 yılından sonra yapılan çalışmalarla hızla modern bir şehir görünümüne kavuşmuştur.

Nüfus Yapısı: Toplam nüfusu 77.338’dir. İlçe merkezi 55.000 nüfusa sahiptir. 1940 sayımına göre 1372’si kadın, 1287’si erkek olmak üzere merkezde 2659 nüfus vardır. İlçenin genel nüfusu ise 58.716’dır. İlçe nüfusunun %39’u sanayide çalışır. Gedelek turşusu, ormancılık, hayvancılık da gelir kaynaklarındandır. Göçlerle büyüyen bir kent olan Orhangazi’ye 1880’lerde Kafkasya ve Rumeli’den gelen göçmenler yerleşmiştir. Kurtuluş Savaşı sonrasında bölgeyi terk etmek zorunda kalan Ermenilerin yerine Yunanistan’dan gelen göçmenler yerleştirilmiştir. İlçeye 1930’ların başında çok sayıda göçmen yerleştirilmiştir.1951’de Bulgaristan ve Makedonya’dan gelen göçmenler, Hürriyet mahallesini oluşturmuştur.
2000 Yılı Genel Nüfus Sayım Sonuçları
NÜFUS SAYIMI TOPLAM
ŞEHİR KÖY
44.426 24.476 68.902
Nüfus Artış Hızı ve Değerlendirilmesi
Sanayileşmenin yanı sıra dış göçler nedeniyle ilçe merkezinde devamlı nüfus artışı vardır. Köylerde ise iyi bir aile planlaması sonucu artış yok denecek kadar azdır.
IV – EĞİTİM DURUMU(2007 Yılı )
Nüfus Yoğunluğu: 145 /km2
Nüfus Artış Oranı: % 20,08
Yüksek Öğretim Kurumu Sayısı: 1
İlköğretim Kurumu Sayısı: 20
İlköğretim Öğretmen Sayısı: 366
İlköğretim Öğrenci Sayısı: 9.223
Orta Öğretim Kurumu Sayısı: 5
Orta Öğretim Öğretmen Sayısı: 179
Orta Öğretim Öğrenci Sayısı: 3.364
Orhangazi Nüfusunun
Bursa Nüfusuna Oranı: % 3,2
Köylerin Nüfusunun
Orhangazi Nüfusuna Oranı: % 35,5

V – SAĞLIK DURUMU
İlçede doktor başına 1.602 nüfus düşmektedir.
Orhangazi İlçesinin 2007 Yılı Sağlık Personeli Durumu
Uzman Hekim 14
Pratisyen Hekim 29
Diş Hekimi 7
Hemşire 43
Sağlık Teknisyeni 37
Ebe 35
TOPLAM 165
Devlet Hastanesi 1
SSK Hastanesi 0
Özel Hastane 0
Sağlık Merkezi 0
Sağlık Ocağı 7
Sağlık Evi 6
Dispanser 0
Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlama Merkezi 1
Semt polikliniği 0
SSK İstasyonu 0
Belediye Polikliniği 0
Özel Poliklinik 2
TOPLAM 17

2- Benzerlik ve farklılıkları söyleyiniz.
Orhangazi nüfus sayısı bakımından daha fazla, ayrıca nüfusu oluşturan insanlar farklı bölge ve ülkelerden gelen kültürel yönden daha faklı ve çeşitliliğe sahiptir.
Kargın köyü dışarı göç verirken ilçemiz hızlı bir göç almakta ve nüfusu sürekli artmaktadır.
Mesken tipleri değişiktir.İlçemizde daha ağırlıklı olmak üzere betonarme yapıda modern binalar mevcuttur.
Tarihi açıdan ise Orhangazi geçmişi daha eskiye dayanmaktadır.
Eğitim seviyesi, okuryazarlık, okullaşma, okul sayısı yönünden ilçemiz daha gelişmiştir.
3- tespit ettiğiniz benzerlik ve farklılıkların nedenlerini söyleyiniz.
İlçemiz konum itibari ile daha iyi bir yerde kurulmuş, daha eski dönemde kurulmuş, nüfus yapısı daha değişik olması, ayrıca Kargın köy iken Orhangazi ilçe olması.
TÜRKİYE’NİN YERŞEKİLLERİNİN ÇEŞİTLİLİĞİ:
Etkinlik çalışması: Türkiye fiziki ve deprem haritalarının incelenerek;
1-Ülkemizin kuzey ve güneyinde uzanan dağlar ile fay hatları arasında paralellik var mıdır? Varsa nedenleri nelerdir?
Paralellik vardır. Genelde kıvrım dağlarının bulunduğu sahaların kenarlarında fay hatları uzanır. Deniz tabanındaki esnek tortular kıvrılmaya uğrarken, sert masif dediğimiz kütleler sıkışma sırasında kıvrılamayan kırılmış ve fay hatları oluşmuştur.
2- Fay hatlarının uzanışı ile kırıklı dağlar, grabenler ve tektonik göllerin uzanışı arasında paralellik var mıdır? Varsa neden?
Fay hatlarının uzanışı ile 1-Kırıklı dağlar, 2- tektonik oluklar( grabenler) ve tektonik göllerle birlikte 3-Depremler, 4- Kaplıca ve maden suları, 5-Volkanizma arasında doğal olarak paralellik vardır. Kırılma sonucunda iki yanındaki faylar boyunca yükselen kısımlara Horst, alçalan kısımlara Graben denir. Ayrıca çöken çanaklara suların birikmesi ile tektonik göller oluşmaktadır.

Etkinlik Çalışması: Ülkemizdeki kıyı ovaları:
Oluşturan Akarsu Ova adı
Kızılırmak Bafra Ovası
Yeşilırmak Çarşamba Ovası
Sakarya Sakarya Ovası
Gediz Gediz Ovası
Bakırçay Bakırçay Ovası
Küçük Menderes Küçük Menderes Ovası
Büyük Menderes Büyük Menderes Ovası
Göksu Göksu Ovası
Seyhan- Ceyhan Çukurova

TÜRKİYENİN İKLİMİ:
Dersin başında ders kitabındaki iklimde yolculuk adlı metin okunarak ülkemiz iklim özellikleri ile çıkarımlarda bulunulur. Metin sonundaki sorular cevaplanarak;
1-Türkiye 139 -158 doğu meridyenleri, 52- ile 58 kuzey paralelleri arasında olsaydı nasıl bir iklim özelliği oluşurdu?
Ülkemizin her yerinde orta kuşağın sert karasal iklimi oluşurdu. Yani ülkemizde Sibirya’nın iklim şartları hüküm sürerdi.
2-Okuma metnine göre ülkemizde kaç tip iklim görülmektedir?
Akdeniz iklimi, Karadeniz İklimi, Karasal iklim olmak üzere üç çeşittir.
3- Türkiye’nin özel konumu iklimini nasıl etkiler?
Herhangi bir yerin veya ülkenin karasallık, denizellik, bakı, yükselti, dağların uzanışı gibi ayırt edici özelliklerine özel konum denir. Ülkemizde farklı karakterde iklimlerin oluşmasında en önemli etkenlerden biridir.
Eğer özel konum faktörleri etkili olmasıydı ülkemizin her yanında aynı iklim şartları görülecekti. Türkiye’nin iklimini sadece matematik konum etkileseydi; Yurdumuzda Kuzeyden Güneye sıcaklıklar düzenli olarak artar, aynı enlemlerde yer alan yerlerin iklimleri hep aynı olurdu. Örneğin Antalya- Ş.Urfa, İzmir- Elazığ’ın ikliminin aynı olması gerekirdi. Ülkemizde yağış ve sıcaklığın dağılışını; kıyılarda denizel etkiler, iç kısımlarda karasallık, yükselti, bakı ve dağların uzanışı etkiler.

Etkinlik çalışması: Türkiye fiziki haritasına bakarak;
1- Karadeniz ve Toros dağları olmasa ülkemiz ikliminde ne gibi değişiklikler olurdu?
1-YER ŞEKİLLERİNİN ETKİSİ: Ülkemizde farklı iklim tiplerinin görülmesinde yer şekillerinin etkisi büyüktür. Türkiye ortalama yükseltisi fazla olan bir ülkedir. Ayrıca sadece bölgeler arasında değil, çok kısa mesafelerde bile büyük yükselti farkı vardır. İklim değişikliklerine neden olan yer şekilleri; yükselti, dağların uzanışı, bakı ve eğim faktörleridir.
A- Dağların uzanışı: Dağlarımız genelde Doğu-Batı doğrultusunda uzanmaktadır. Dağlarımız kuzey ve güney kıyılarımızda denize paralel, Batı Anadolu’da dik uzanmaktadır. Bu da yağış ve sıcaklıkta farklılıklara neden olur.
Kuzey Anadolu ve Toros dağları kutupsal ve tropikal hava kütlelerinin hareket yönlerine dik bir biçimde ve kıyıya paralel uzanır. Denizi geçerken nemle yüklenen hava kütleleri bu dağlarla karşılaştığında yükselir ve yoğunlaşarak içindeki nemi bu dağların denize bakan yamaçlarında bırakır. Yani Kuzey Anadolu dağlarının Kuzey yamaçları, Torosların Güney yamaçları iç kesimlere göre daha fazla yağış alır. Yine Kuzey Anadolu dağları ve Toroslar sıcaklığı da etkiler. Kışın iç bölgelerdeki soğuk havaların kıyılara inmesini engelleyerek kıyıya olumlu etki yaparlar. ( Fön) Toroslar kışın tropikal havanın iç kısımlara, iç kısımlardaki kutupsal havanın da Güney kıyılara geçmesini engeller. Bu nedenle kışın iç kısımlar biraz daha soğuk, Güney kıyılar biraz daha sıcaktır. Toroslarda yaz aylarında Kuzeybatıdan sokulan hava kütleleri, Torosları aşarak Güney yamaçlarda fön olarak eser. Bazen yazın serin Akdeniz’den sıcak iç bölgelere giden havalar Torosları aşıp iç bölgelere fön oluşturur. ( Bakır sattıran rüzgârlar). Böyle zamanlarda orman yangınlarını kolaylaştıran aşırı kurak sıcaklar hâkim olur.
Kışın Doğu Anadolu üzerindeki soğuk hava bazen Doğu Karadeniz dağlarını aşarak kıyıya doğru fön şeklinde eser ( Kar yutan rüzgâr).Bu sayede Doğu Karadeniz kıyılarında kışın sıcaklık yükselir. (Bazen 20º C yi bulur).
Dağların ve yer şekillerinin uzanışı rüzgârı da etkiler. Bu etki Marmara, Kuzey Anadolu ve Toros dağlarında daha belirgindir. Marmara’da boğazların hava kütlelerini kanalize eden birer koridor olmaları nedeniyle buralarda hâkim rüzgâr yönü Kuzeydoğu -Güneybatı doğrultusundadır.
Ege’de dağlar kıyıya diktir. Kışın Anadolu’yu kaplayan soğuk hava Gediz oluğu vasıtasıyla Ege kıyılarına sokulur. Ege’nin nemli hava kütleleri de oluklar vasıtasıyla İç Batı Anadolu’ya kadar ilerler. (150-200km)
NOT: Bu dağlar deniz etkisini iç kesimlere sokmayarak kıyılara nem ve sıcaklık yönünden olumlu etki ederken, dağların gerisinde iç kesimlerde kurak alanların oluşmasına neden olmuştur. Dolayısıyla kıyıya paralel uzanan dağlar bu etkisiyle kıyıda denizel, iç kesimlerde karasal iklimlerin oluşmasına neden olmaktadır.
Bu dağlardan Kuzey Anadolu dağları olmasaydı Karadeniz iklimi olmazdı. Deniz etkisi iç kısımlara daha fazla girerdi. Karasal etkiler kıyılara daha fazla etki yapardı. Kıyılarda ki ılıman şartlar daha az olurdu. İç kesimler daha fazla yağış alırdı.
B- Yükselti: Ortalama yükseltisi fazla olan Türkiye’de çok kısa mesafeler dâhilinde bile büyük yükselti farklarına rastlanır. Türkiye’de sıcaklık yükseltiye bağlı olarak Batıdan Doğuya, kıyılardan iç kesimlere doğru azalır. Yükseltinin etkileri:
1- Sıcaklığın azalması, 2- Yağışın artması, 3- Kar yağışının artması, 4- Karın yerde kalma süresinin artması,
5- Donlu günlerin sayısının artması, 6-Kalıcı kar sınırının düşmesi, 7- Tarım ürünlerinin geç olgunlaşmasını da etkiler. 8- Nemin azalmasına bağlı olarak günlük sıcaklık ve yıllık sıcaklık farklarının artması,
C- Bakı ve Eğim: Güneşten alınan enerji dağ yamacının baktığı yöne göre büyük değişim gösterir. Türkiye’de kışın 30ºC den fazla eğimli Kuzey yamaçlar güneş ışınlarını doğrudan alamazken, Güneye bakan yamaçlar her zaman etrafındaki düzlüklerden ve Kuzey yamaçlardan daha fazla ısınır. Bu nedenle Güney yamaçlarda sıcaklık birkaç derece daha yüksektir.
Örneğin Kuzey Anadolu ve Toros dağlarının Güney yamaçları Kuzey yamaçlarından daha sıcaktır. Bu yüzden Güneye bakan yamaçlarda yarı kurak, Kuzeye bakan yamaçlarda nemli iklim şartları görülür ve bu iklimlere uygun bitki örtüsü gelişir. Tarımsal ürünlerde farklılık ortaya çıkar.
— Yandaki şekilde Türkiye’deki bir dağın 21 Haziran ve 21 Aralık tarihlerinde güneye bakan yamaçlarının yıl boyunca güneş ışınlarını kuzey yamaca göre daha büyük açılarla aldığı görülmektedir. Bu durumun ne gibi etkileri vardır.
Bakının ülkemiz açısından sonuçları: ( güneye bakan yamaçlar)
1-)Sıcaklık daha fazla, 2-) Güneşlenme süresi daha fazla, 3-)Bitkilerin olgunlaşması daha kısa, 4-)Orman ve kalıcı kar sınırı daha fazla, 5-)Yerleşmeler ve nüfus daha yoğun, 6-) Buharlaşma daha fazla ve kuraklık daha fazla hissedilir. 7-) Akarsu rejimleri daha düzensiz olur.

2- Ülkemizi çevreleyen denizler olmasaydı iklim özelliklerimizde ne gibi değişiklikler oluşurdu?
2.Etrafındaki denizlerin etkisi: Türkiye’de sıcaklık dağılışı, yağış miktarı, yıllık sıcaklık farkı, donlu günlerin sayısı, sürekli kar sınırı, karın yerde kalma süresi, nemlilik, bulutluluk, yağış rejimi gibi iklim faktörlerinin dağılışı ile denize göre konum arasında sıkı bir ilişki vardır. Denizlerin ülkemiz iklimi üzerinde en önemli etkisi yağış bakımındandır. Denizlerimiz başlı başına nem ve sıcaklık kaynağıdır. Bundan dolayı kıyıların genelde daha sıcak, kışın da daha ılık ve bol yağışlı olmasını sağlamışlardır. Kıyılarda sıcaklık farkları azdır. Kıyılarımızda denizellikten dolayı nem oranı yüksektir. Denizlerin geç ısınıp soğuma özelliği nedeniyle kıyılarımızda kıştan yaza, yazdan kışa geçişler daha yumuşaktır.
Not: Ülkemizin üç tarafı denizlerle çevrili olduğu halde ülkemizde deniz etkileri genelde dar bir kıyı şeridinde etkili olmaktadır. Çünkü kıyının hemen gerisinde yüksek ve kıyıya paralel dağ sıraları güney ve kuzey kıyılarımızda uzanmaktadır.
Sonuç olarak denizlerin etkisi:1-Kıyıların yılık sıcaklık yönünden daha sıcak olmasına, 2- Kıyılarda sıcaklık farklarının az olmasına, 3-) Yağışların kıyıda fazla olmasına ve içeri doğru azalmasına yol açmıştır.
Kıyı denizlerimiz olmasıydı: Atlas Okyanusundan nemli gelen havalar ülkemize giremez, ülkemizin iklimi İran’ın ikliminden farklı olmazdı. Denizlerin etkilerinden biri de ülkemiz iklimini ılımanlaştırmasıdır. Ülkemizde çöl iklimi görülmemesinin nedeni budur. Oysa Türkiye ile aynı enlemlerde yer alan Orta Asya’da birçok çöl vardır.
Karasallık durumu: Kıyılardan iç kısımlara, iç kesimlerde de batıdan doğuya doğru gidildikçe karasallık artar. Bunun sonucunda iç kesimlere doğru gidildikçe nem miktarının azalmasına bağlı olarak sıcaklığın tutulması ve yağış miktarı azalır. Günlük ve mevsimlik sıcaklık fakları artar. Örneğin İzmir’de yıllık sıcaklık farkı 17º, Erzurum’da 27ºdir.
Karasallık nedeniyle iç kesimler aynı yükseklikteki kıyılara göre daha fazla ısınır. Yazın iç kesimlerin fazla ısınması tarım, orman ve yerleşme sınırının da yüksek olmasına neden olur. Karasallık kıyıdan iç kısımlara, Batı’dan Doğu’ya ve Kuzeydoğuya gidildikçe şiddetlenir.
3.ETRAFINDAKİ KARA KÜTLELERİNİN ETKİSİ: Ülkemizin etrafında doğuda Asya (Sibirya)- kuzeyde Avrupa, güneyde Afrika ve Arap yarımadası vardır. Türkiye bir yarımada olmakla birlikte Doğu’da büyük bir kara kütlesine bağlı olduğu için genelde iklimi karasal özelliğe sahiptir. Ülkemizin kuzeyinde Avrupa ve Sibirya Kışları soğuk Hava kütlelerinin, Arap yarımadası ve Afrika ise yazın aşırı sıcak hava kütlelerinin oluştuğu sahalardır.
Kışın Sibirya üzerinde oluşan Yüksek basınç merkezi zaman zaman Doğu ve İç Anadolu’yu etkiler. Böyle zamanlarda bu bölgelerimizde şiddetli kışlar yaşanır. Yine kışın Balkanlar üzerinden gelen soğuk hava kütleleri başta Batı Anadolu olmak üzere yurdumuzu sık sık etkiler.
Yazın Türkiye’nin Güneyindeki Arabistan, Suriye çölleri, Kuzey Afrika kara kütleleri aşırı ısındığından buralardaki sıcak hava kütleleri Türkiye’yi etkisi altına alır. Başta Güneydoğu Anadolu olmak üzere sıcaklıklar aşırı yükselir.
4.ETRAFINDAKİ BASINÇ MERKEZLERİNİN ETKİSİ: Ülkemiz konumu itibari ile büyük ve sürekli basınç merkezlerinin oluştuğu bir saha olmayıp; Ülkemiz mevsimlere göre etki alanları ve şiddetleri değişen basınç merkezlerinden etkilenir. Genel olarak kuzeyde soğuk hava kütlerinin, güney de ise sıcak hava kütlelerinin doğduğu sahalar bulunur. Ülkemiz genel olarak yazın kurak, kışın ise yağış getiren sıcak ve soğuk havaların karşılaşması sonucu oluşan cepheler etkisine girmektedir.
Basınç merkezleri ülkemizin iklim şartları sıcaklık, yağış, yağış rejimi, rüzgârlar üzerinde etkili olmaktadır.
NO ADI ETKİLEDİĞİ DÖNEM TÜRKİYE İKLİMİNE ETKİLERİ
I İzlanda alçak basıncı Kışın Soğuk ve yağışlı hava
II Sibirya yüksek basıncı Kışın Şiddetli soğuk kuru ayaz, kar yağışı
III Basra Alçak basıncı Yazın Yazın aşırı sıcak ve kuraklık
IV Asor Yüksek basıncı Yazın Sıcaklık ve kuraklık
Etkinlik Çalışması: Ülkemizin iklimi üzerinde etkili olan faktörleri işaretleyiniz.
Faktörler Etkiler Etkilemez
Matematik konum X
Yer şekilleri X
Denize göre konum X
Rüzgârların esme yönü X
Basınç merkezleri X
Tropikal rüzgârlar X
Okyanus akıntıları X
Etkinlik Çalışması:
İl Sıcaklık İl Sıcaklık Enlem Yükseklik Karasallık / denizellik
Antalya 19 Samsun 15 X
Ankara 10 Erzurum 6 X
İzmir 19 Ağrı 6 X X
Karaman 12 Yozgat 10 X
Mersin 19 Şanlıurfa 18 X X
Muğla 16 Çanakkale 16 X
Rize 14 Kayseri 11 X X
TABLO:
İLLER YILLIK SICAKLIK ORTLAMASI ˚C YÜKSELTİ m (YAKLAŞIK)
ANKARA 12 1000
SİVAS 9 1300
ERZURUM 6 2000
SAMSUN 14 10
ADANA 19 10
İZMİR 17 10
1-Adana-İzmir-Samsun’un denizellik ve yükseltileri aynı olduğu halde yıllık sıcaklık farklarının sebebi nedir?
2- Ankara-Sivas-Erzurum illeri yaklaşık aynı enlemlerde olmalarına rağmen yıllık sıcaklık ortalamaları neden farklıdır?
3-Ankara daha güneyde olmasına rağmen Samsun’un yıllık sıcaklık ortalamasının yüksek olmasının sebebi nedir?

Etkinlik Çalışması: Türkiye’de yıllık Ortalama Sıcaklık Dağılışı:
1- En yüksek sıcaklıklar nerelerde görülür?
Ülkemizde en sıcak yerler Akdeniz kıyılarından Güneydoğu Anadolu’da Şanlıurfa’ya doğru uzanan kuşaktır.
2-En yüksek sıcaklıklarla en düşük sıcaklıklar arasındaki fark kaç derecedir?
İskenderun 20ºC, Sarıkamış 4ºC ile yaklaşık olarak 16 ºC dir.
3-Sıcaklık hangi yönlerde azalmaktadır?
Ülkemizde sıcaklık kıyıdan iç kesimlere doğru, iç kesimlerde de batıdan doğuya doğru sıcaklık hızla düşmektedir.
Bunun en büyük nedeni denizden uzaklaşma ile artan karasallık ve yükseltinin artması etkisiyle bu düşüş meydana gelmektedir.
Etkinlik Çalışması: Türkiye’de Ocak ayı Ortalama Sıcaklık Dağılışı:
1- Güney kıyılarımızdan kuzey kıyılarımıza doğru sıcaklığın azalmasının nedenleri nelerdir?
Enlem faktörüdür.
2-Ocak ayında ülkemizde en yüksek ve en düşük sıcaklıklar nerelerde görülür? Neden?
En yüksek sıcaklıklar Akdeniz bölgesinin kıyı kesiminde görülür. (9–12ºC )
Sebepleri: Enlem, deniz etkisi ve Toros kıvrım dağlarının kuzeyden gelen soğuk hava kütlelerini engellemesidir.
En düşük sıcaklıklar Doğu Anadolu’da Erzurum-Kars bölümünde görülür.( -2 ile -12ºC)
Sebepleri: Yükseltinin fazla olması, karasallık, kuzeyden gelen soğuk rüzgârlardır.
Bu ayda kıyı ile iç kesim arasındaki sıcaklık farkı fazladır.
3- Aydın’ın sıcaklık değerleri Kars’tan niçin yüksektir?
Enlem olarak daha güneyde, Yükselti bakımından daha alçak, deniz etkisi daha fazladır.
4- Çanakkale daha kuzeyde olmasına rağmen neden Konya’dan daha sıcaktır?
Deniz etkisinde olması ve yükseltisinin daha az olmasıdır.
Etkinlik Çalışması: Türkiye’de Temmuz Ayı Ortalama Sıcaklık Dağılışı:
1- Temmuz ayında ülkemizde en düşük sıcaklıklar nerede yaşanır? Neden?
En düşük sıcaklıklar bu dönemde de Kuzeydoğu Anadolu’da Erzurum-Kars Bölümünde görülür. Sebebi, yükseltisinin fazla olmasıdır.
2-En yüksek sıcaklıkların Şanlıurfa çevresinde görülmesinin nedenleri nelerdir?
1.Enlem olarak güneyde yer alması, 2.Karasallık etkisinde olması,
3.Güneyden gelen sıcak hava kütlelerinin etkisi, 4.Bölgede yükseltinin fazla olmaması,
Güneydoğu Anadolu Bölgesinde temmuz sıcaklık ortalamaları 30–35ºC civarındadır. Ege ve Akdeniz kıyılarında da ortalama sıcaklık 25–30ºC ile oldukça yüksektir. Kuzeye doğru gidildikçe enlemin etkisiyle, doğuya doğru gidildikçe de yükseltinin etkisi ile sıcaklıklar düşer. Erzurum-Kars platolarında 17–20ºC civarındadır. Genelde Karadeniz kıyılarında 22- 24 ºC arasında sıcaklıklar görülür.
3- Yükseltinin sıcaklık dağılışı üzerine örnek veriniz.
Aydın Ankara Konya Sivas Erzurum Kars Iğdır
28.2ºC 23. 5 ºC 23.1ºC 19.6ºC 19.5ºC 17.3ºC 25.9ºC
4- Kastamonu ile Sinop arasındaki sıcaklık farkının nedeni nedir?
Yükselti, karasallık- denizellik,
ETKİNLİK ÇALIŞMASI: ( S–171) ÜLKEMİZDE YEREL (MEVZİİ) RÜZGÂRLAR: Ülkemizin çevresindeki hava kütleleri, deniz ve karalar arasındaki basınç farkından dolayı oluşurlar. Yazın Türkiye’nin bulunduğu alan Azor Yüksek basıncı ile Basra alçak basıncı arasındaki hava akımının etkisinde kalır.
Ege Denizi’nde, yazın poyraz benzeri rüzgârlar tam kuzeyden eserler. Eski Yunanlılar bu rüzgârlara, ticaret rüzgârı anlamında Etesia demişlerdir. Bugün de, Dünya literatüründe Ege Denizi’nde yazın kuzeyden esen rüzgârlara etezyen (ete***n) denilmektedir. İlk çağlardan beri bilinen bu rüzgâr Ege ve Marmara bölgelerini etkiler.( Ege’den Akdeniz’e doğru Kuzey batı yönünde). Eteziyen; Ege ve Marmara’da sıcaklıkları düşürerek serinletirken, Torosları aşarak Akdeniz kıyılarına ulaştığında fön karakteri kazanır ve kavurucu sıcaklara neden olur.

Kuzey sektörlü rüzgârlar:
Güney sektörlü rüzgârlar:
Yerel Rüzgârların başlıca özellikleri: 1- Günlük rüzgârlardan daha uzun sürelidirler. ( Mevsim boyunca) 2-) Günlük rüzgârlardan etki alanları daha geniştir. 3-) Günlük rüzgârlardan hız ve şiddetleri daha fazladır. 4- Estikleri yönlere göre isim alırlar. 5- Geldikleri yönlere göre sıcaklığa etki ederler. ( Kuzey azaltıcı, Güney artırıcı etkidedir.)
Etkinlik ÇalışmasıS- 171) Yaşadığınız yerdeki etkili olan rüzgârlar ve etkileri;
Yaşadığımız alanda yukarıda etkileri belirtilen rüzgârların birçoğu görülmekte olup, özellikle poyraz, karayel, yıldız ve lodos etkili olmaktadır. Kuzey yönlü rüzgârlar sıcaklığı azaltırken, lodos kışın havaları ılıklaştıkta ve soba zehirlenmelerine neden olmaktadır. Yazları ise aşırı sıcaklıklara neden olmaktadır.
Etkinlik ÇalışmasıS- 172) ülkemizde yağış dağılışı haritalarına bakarak,

1- Ülkemizde en fazla en az yağış hangi mevsimlerde düşmektedir?
En az yaz mevsiminde, en çok kış mevsiminde düşmektedir.
2- Yıllık yağış dağılışı ile denize yakınlık uzaklık, yükselti arasında nasıl bir ilişki vardır?
—Yükseklik yağışın artma sebebi olup, ülkemizde yüksek dağlık alanlar yağışın fazla olduğu alanlardır.
—Deniz etkisindeki kıyı bölgelerde yağış miktarı fazla iken deniz etkisinden uzak sahalarda yağış miktarı düşüktür. Özelliklede etrafı dağlarla çevrili iç bölgeler yağışın oldukça düşük olduğu alanlardır.
3-Ülkemizde en yüksek yağışlı alanla en az yağışlı alan arasında ne kadar fark vardır? Bu farklılığı oluşturan nedenler nelerdir? Ülkemizde yağışın dağılışına etki eden faktörler:
a – ) Karasallık- denizellik: Deniz etkisindeki kıyı bölgelerde yağış miktarı fazla iken deniz etkisinden uzak sahalarda yağış miktarı düşüktür. Özelliklede etrafı dağlarla çevrili iç bölgeler yağışın oldukça düşük olduğu alanlardır.
b-) Yükselti: Yükseklik yağışın artma sebebi olup, ülkemizde yüksek dağlık alanlar yağışın fazla olduğu alanlardır.
c-) Dağların uzanışı ve bakı faktörü: Kuzey ve güney kıyılardaki dağlar denize paralel uzanmışlardır. Denizin nemli etkisini içeri sokmayarak kıyıya yamaç yağışlarını oluşturup olumlu etki ederken, iç kesimleri de olumsuz etkilemişlerdir. Dağların denize bakan yamaçları bol yağış alırken içeri bakan yamaçları az yağış almaktadır.
d-) Rüzgârlar ve gezici alçak basınçlar: Kıyılardan içeri doğru esen rüzgârlar nem getirip yağış yaparken; İçeriden kıyıya doğru esen rüzgârlar yağış oluşturmazlar. Ülkemizde kış boyunca bazen de bahar aylarında batıdan doğuya doğru hareket eden gezici alçak basınçlar bol yağmur getirirler.
e-) Bitki örtüsü: Yağış artırıcı etkiye sahiptirler. Buharlaşmayı terleme yoluyla artırırlar ve havanın nem miktarını artırarak yağışa olumlu katkı yaparlar.

4- Ülkemizde mevsimler arasında yağış farklılıklarının oluşmasında etkili olan faktörler nelerdir?
Bu ülkemizin farklı mevsimlere farklı hava kütleleri ve basınç merkezlerinin etkisinde kalmasındandır. Ayrıca bunda yer şekillerinin de rolü vardır.
TÜRKİYEDE İKLİM ÇEŞİTLERİ:
1- Ülkemizde hangi iklimler görülmektedir?
Türkiye’de başlıca üç büyük iklim tipi görülmektedir.
1. Karadeniz iklimi
2. Akdeniz iklimi
3. Karasal iklim
a)Gerçek kara iklimi( Doğu Anadolu- yazı yağışlı)
b)Step ( yazları kurak geçen kara ) iklimi,

2- Ülkemizde çeşitli iklimlerin görülme nedenleri nelerdir?
1-)Karsallık – denizellik durumu. ( Üç tarafının denizlerle çevrili olması, denizden uzak iç kesimlerin bulunması)
2-) Yer şekillerinin çeşitlilik göstermesi ( Yükselti, bakı, dağların uzanışı)
3-)Ilıman iklim kuşağında olup, farklı mevsimlerde farklı hava kütlelerinin ve basınç merkezlerinin etkisinde kalması.
Ülkemiz ikliminde en çok karasallık – denizellik etkilidir. Asıl farkı ortaya çıkaran budur. Kıyıda denizel, iç kesimlerde karasal iklimler görülür.

3-Yaşadığınız yerin iklimi hangi iklime girer?
Akdeniz İklimi,
Etkinlik Çalışması: Karadeniz iklimi(S–173)
1-Karadeniz iklimi: Bu iklim asıl olarak Karadeniz kıyısı boyunca Türkiye’nin kuzey kıyılarında görülür.
2- Yılık yağış miktarı 2300 mm, Yıllık sıcaklık ortalaması: 13–14 0C civarındadır.
3-Ocak ayı ortalama sıcaklığı 5–6 0C, Temmuz ayı sıcaklık ortalaması: 22–23 0C civarındadır.
4-Yıllık sıcaklık farkı 170C tır.
5-Doğal bitki örtüsü karışık ormanlar.
Etkinlik Çalışması: Akdeniz iklimi(S–174)
Akdeniz İklimi: Bu iklim tipi ülkemizde en belirgin olarak Akdeniz kıyılarında görülmekle beraber Marmara ve Ege kıyılarında da etkili olmaktadır.
1- Yazlar sıcak ve kurak, kışlar ılık ve yağışlı geçer.
2- Maksimum yağış kış mevsiminde, minimum yağış yaz mevsimindedir.
3- Yıllık yağış miktarı: 500–700 mm arasındadır.
4- Ocak ayı ortalama sıcaklık 7–11 0C dir.
5- Yıllık sıcaklık ortalaması: 15–18 0C civarındadır.
6- En sıcak ay ortalaması: 25–28 0C,
7- Ülkemizin batısındaki dağların kıyıya dik uzanması bu iklimin iç kısımlara ulaşmasına imkan sağlamıştır..
Etkinlik Çalışması: Karasal iklim(S–174)
Karasal İklim: İç Anadolu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri ile Trakya’nın iç kesimleri karasal iklimin etkisi altındadır.
1- Yazları sıcak kurak, kışları sert soğuk ve kar yağışlı bir iklimdir.
2- İç Anadolu’da maksimum yağış İlkbahar, minimum yağış yaz mevsiminde düşer.
3- İç Anadolu’da ortalama yağış 250 – 500 mm arasındadır.
4- İç Anadolu’da kış ortalama sıcaklık 0-, -5 ºC arası, yaz sıcaklıkları 20- 25 ºC arasında, yıllık sıcaklık ortalaması 9–13 ºC arasındadır.
5- Doğu Anadolu’da kuzeydoğu kesiminde yıllık ortalama sıcaklık 4–8 ºC dir.
6- Doğu Anadolu’da Yıllık yağış miktarı 500–550 mm, Güneydoğu Anadolu’da ortalama Yağış 500 -700 mm. dir.
7- Güneydoğu Anadolu’da yıllık ortalama sıcaklık 15–18ºC arası, kış sıcaklığı 2–5 ºC arasında, yaz sıcaklığı – 26–32 ºC arasındadır.
8- Güneydoğu Anadolu’da maksimum yağış kış, minimum yağış yaz mevsiminde düşer.
Yağış rejimleri En fazla yağış En az yağış Yağış türü ve tipi Düzenli/ düzensiz
Karadeniz yağış rejimi Sonbahar İlkbahar Yağmur- yamaç yağ. Düzenli
Akdeniz yağış rejimi Kış Yaz Yağmur- Cephe Düzensiz
Karasal yağış rejimi
( İç Anadolu) İlkbahar Yaz Kar- yağmur, Yükselim yağışı Düzensiz
Marmara Yağış Rejimi Kış -İlkbahar Yaz Kar- yağmur, Cephe, Yamaç yağışları Kısmen düzenli
Karasal- Doğu Anadolu ( Kuzey doğusu) Yaz Kış Kar -Yükselim Düzensiz

Etkinlik Çalışması (S- 177)

COĞRAFİ ORTAM VE B**GELER:
Ders Dışı Etkinlik: ( S- 183)
1- Orta doğu bölgesi 2- İskandinav Ülkeleri

Etkinlik Çalışması: ( S- 184- 1) Dünya fiziki Haritası – Ovalarla dağlar arasında nasıl bir geçiş vardır?
Genelde dağlar sıralar halinde kuşaklar oluşturmakta ve dağlardan sonra bazen platolar bazen de direk olarak ovalara geçilmektedir.
Etkinlik Çalışması: ( S- 184- 2) İsviçre diller haritası-
Bu harita aynı dili konuşan insanların yoğun olarak bulunduğu alanların birleştirilmesi ile oluşturan bölgeleri gösterir. Bu harita ileriki zamanlarda değişebilir.
Etkinlik Çalışması: ( S- 185-) Dünya ekonomik sınıflandırma bölgeleri haritası:
1- Hangi gelir grubu ülkeler daha fazladır?
Orta – düşük gelir grubu ülkeler daha fazladır.
2- Bölge sınırları ile idari sınırlar uygun mudur?
Uygundur. Çünkü ülkelerin gelir durumu dikkate alınmıştır.
3- Bu sınırla zamanla değişebilir mi? Neden?
Değişebilir. Ülkelerin ekonomik yapıları ve sanayi ve teknoloji geliştikçe ekonomik yerleri değişecektir. Ayrıca ülkeler bölünebilir ve idari sınırlar değişebilir.
Etkinlik Çalışması: ( S- 188- )Dünya jeotermal alanlar ve Dünya Siyasi haritasının karşılaştırılması;
Siyasi sınırlar ülkeleri toprak bütünlüğüne göre belirlenmiştir. Jeotermal alanlar ise ülkelerin sınırlarına göre değil doğal yapının bir sonucu olarak dünyanın önemli fay hatları ve levha sınırları boyunca oluşmuştur bu yüzden siyasi sınırlarla uyuşmaz.
DOĞADAN FAYDALANMA :
Etkinlik Çalışması: ( S- 192)
İhtiyaç İhtiyacı karşılamak için yapılan faaliyet Çevreye olan etkisi
Eğlenme Eğelenme tesislerinin kurulması Gürültü kirlenmesi
Dinlenme Deniz, göl kıyıları, orman, yayların kullanılması ve tesisleşme Doğal dengenin bozulması, toprağın amaç dışı kullanımı, bitkilerin yok edilmesi,
Ulaşım Kara- demir yolları yapımı, hava alanları ve liman yapımı Toprağın amaç dışı kullanımı
Enerji Çeşitli Elektrik santrallerinin yapılması Hava kirlenmesi, Toprağın sular altında kalması, Radyasyon kirliliği
Beslenme Tarım, hayvancılık faaliyetleri Torak kirlenmesi, katı atıklar ve çöp kirliliği,
Sağlık Hastane, sağlık kuruluşları Arazinin yanlış kullanımı, katı atık ve çöplerle çevrenin kirlenmesi,
Barınma Konut yapımı Tarım alanlarının yok olması, moloz döküntüleri, gecekondulaşma,
Eğitim Okullar- kültür merkezleri Çevreye duyarlı insanların yetiştirilmesi
Ticaret Alışveriş merkezleri- pazarlar Ses kirliliği,
Spor Spor salonları, stat ve spor merkezleri Toprağın amaç dışı kullanımı, Gürültü kirlenmesi
Sanayi Fabrika ve imalathaneler Hava, su, toprak, gürültü kirlenmesi
Haberleşme Postahane, santraller, baz istasyonları, Haberleşme hatları Radyasyon, Görüntü kirliliği
Savunma Her türlü silah üretimi ve kullanımı İnsanlığın ve doğanın yok olması, hava, su, toprak, radyasyon vb. kirliliği
Giyinme Bitki ve havyan yetiştiriciliği ve yabani hayvanların avlanması Çevre kirliliği, hayvan soylarının tükenmesi
Etkinlik Çalışması: ( S- 193)
1. Resim- Spor sahaları ve statlar yapılmaktadır. Bunun için tarım alanları veya ormanlık alanlar yok edilmektedir. İnşaat sırasında kazılan alanlardan çıkarılan taş ve toprakların hafriyat çalışmaları ile başka yerlere dökülen enkaz çevreye zarar vermektedir.

2. Resim- Tarım faaliyetleri insanların beslenme ve giyinme ihtiyacı için yapılmaktadır. Burada daha fazla ürün almak için yapılan ilaç, gübre vb. çalışmalar toprak ve suyun kirlenmesine yol açmaktadır. Ayrıca resimdeki pirinç tarlaları sıtma mikrobunun yayılmasına ve hastalığa neden olmaktadır.
3. Resim- Maden işletmeciliği sırasında yapılan kazılar ve çıkarılan hafriyat çevre kirlenmesine, su, toprak kirlenmesi ve görüntü, gürültü kirliliğine neden olmaktadır. Ayrıca kullanılan kimyasal maddelerin etkileri de bunda daha fazla olmaktadır.

4. Resim- Rüzgâr gücünden faydalanılarak yel değirmeni ile beslenme ihtiyacının karşılanması,

5. Resim-Akarsular üzerine yapılan barajlar. 1.İçme ve kullanma suyu sağlama, 2.Elektrik enerjisi üretmek, 3.Tarım alanlarını sulamak, 4.Su taşkınlarını önlemek amacıyla yapılmaktadır. Bu inşaatlar için binlerce dönüm araziler sular altında kalmakta ve bir daha faydalanılamamaktadır. Ayrıca buralarda çeşitli yerleşmeler ortadan kalkmakta, o alanda yaşayan çeşitli bitki ve hayvan türleri yok olmaktadır.

6. Resim- İnsanlar barınma ihtiyacını karşılamak için yerleşme alanları oluşturmaktadır. Bu amaçla topraklardan faydalanmakta, bazen uygun olmayan arazilere yerleşmeler kurarak çevresel sorunlar oluşturmaktadır.

7. Resim – İnsanların ulaşım ihtiyaçlarını karşılamak için yollar yapmaktadır. Bu yolların yapımı ile çok önemli bir boyutta tarım toprakları bu yollar altında kalmakta ve insanlığın gelecekte daha fazla ihtiyaç duyacağı toprak miktarı giderek daha azalmaktadır.
8. Resim- Maden ocağı veya tarımda sekileme çalışması,
Etkinlik Çalışması: ( S- 194)

Etkinlik Çalışması: ( S- 195)
1- Aşağıdaki faaliyetler arasındaki farklılıkların nedenlerini tartışınız.
• Arıcılık yapan ve küçükbaş hayvancılık yapanlar mevsimlere göre yer değiştirirler.
• Akdeniz ikliminde seracılık yapılırken, karasal iklimde tahıl yetiştirilmesi,
• Sibirya’da Ren geyiği yetiştirilirken Avustralya’da koyun yetiştirilmesi,
• Denizli’de jeotermal enerji üretilirken, Elbistan’da termik elektrik üretimi,
• Kurak ve yarı kurak bölgelerde ker*** evler yapılırken nemli bölgelerde yapılmaması,
• İç Anadolu’da küçükbaş hayvancılık yapılırken, Erzurum- Kars çevresinde büyükbaş hayvancılık yapılaması,
Bu alanlarda farklı ekonomik etkinlikler ve farklı yaşam şartlarının hüküm sürmesi,
1- İkim şartları- yağış miktarı, yağışın yıla dağılışı, sıcaklık durumu
2- Bitki örtülerinin farklı olması
3- Yeraltı kaynaklarının farklı olması nedeniyledir.
2- Fotoğraflarda verilen ortamlar arasındaki farkları bulmaya çalışınız.
1.resimde bir akarsu boyunda yapılan faaliyetler, buradaki akarsu debisi bol ve yatağı düzgün taşımacılığa uygun bir akarsu, bu akarsuyun bulunduğu ortam bol yağışlı ve yağış rejimi düzgün olan bir ortam ve taşınan meyveler ve şemsiyeler yağışın ve sıcağın bol olduğunu gösterir.
2.resimde, Soğuk iklim bölgelerinde yani kutuplara yakın bir ortam gösterilmektedir. Kar yağışının bol olması ve ren geyiği ile ulaşım yapılması.
3.resimde, Deniz kıyısı bir alan olup balıkçılık faaliyeti yapılmaktadır.
4. resimde, Yüksek dağlık ve ormanların üst kesimlerinde yaylarlın olduğu bitki ve çiçeklerin çok olduğu bir ortam olup arıcılık faaliyetlerine uygun ortam gösterilmektedir.
Etkinlik Çalışması: ( S- 196- 197)

a- filler ve kullanımı, b- Yağmur ormanı, c- bozkır- kilim, d- Çöl yaşamı
e- Akarsu taşımacılık, f-Çölde su kuyusu, g- Ren geyiği Sibirya, h- Dağcılık – Himalaya
ı-ABD-Şehir j- olta k- Çadır l-Mızrak
m-Kayak, n- Kürk, o- Bilgisayar p- Kızak
r- eşarp s- Buzdolabı t- yayık, U- Sıtma ilacı
v- kalpak
1- h,j, g, m, n, p, o, 2- ı, r,o,s, 3-a,b,e,j, l, u, s, 4- d, f, r,s, t,
5- c, h, j, k, p, o, r, s,t, 6- g, m, n,p, t, v, 7- c,d, f, n, r,s,t, v, 8- a,e, h, j,o, r, s, t, u
9- a,b, e,j,l, u, s 10- d, f, r,s, t,

Etkinlik Çalışması: ( S- 198)
1-İnsanlar tarafından ekilen tohumlar yere düşmeden fidan yetişmez, fidan yetişmeden ağaç olmaz, ağaç olmadan kereste- odun elde edilmez, kereste ve odun olmadan mobilya, kalem ve defter olmaz,, bunlar olmadan bizim ihtiyacımız karşılanmaz. Bizim önümüze bir defter gelebilmesi için tohumun yere düşmesi ile başlayan uzun bir süreç gerekli olup, bu süreçte de yaşanan olaylar birbirine bağlantılıdır.
2-örnek
3-COĞRAFİ BİLİNÇ: Coğrafyanın temel ilklerini kavrayan, İnsan – doğa ilişkilerini sorgulayan, doğa ve insan sistemlerinin işleyişini kavrayan, çevresi, ülkesi ve dünyaya ait mekânsal değerlere sahip çıkan, Dünyanın ve insanın korunmasında sorumluluk taşımak, insan ve doğal kaynakların kull*****mda tasarruflu davranan, doğal afetler ve çevre sorunlarını değerlendiren ve önlem almaya çalışan ülkesini tanıyan ve vatan bilinci taşıyan ve gelecek nesilleri düşünme bilincine sahip olmaktır.
DOĞAL DENGE: Canlıların birbirleri ve çevreleri ile olan ilişkilerinin sağlıklı bir şekilde sağlanması veya sürdürülmesine denir. Bunun aksine bir durum doğal veya ekolojik dengenin bozulduğu anl***** gelir.
Etkinlik Çalışması: ( S- 200)
İNSANIN DOĞAL HAYAT ÜZERİNE YAPTIĞI OLUMSUZ ETKİLER:
1-) Artan besin ve barınma ihtiyacı için canlıların yaşadığı yeşil alanların yok edilmesi,
2-) Sanayi atıkları, kimyasal gazlar, nükleer denemeler çevrenin kirlenmesi ve tahribatına neden olmaktadır.
3-) Yerleşim ve tarım alanı açma çalışmaları habitatları yok etmektedir.
4-) Tarımda verimi artırmada kullanılan kimyasal gübre ve ilaçlar hem çevreyi kirletir, hem de canlıların yok olmasına neden olur.
5-) İnsanların çeşitli sebeplerle aşırı avlanması canlı türlerini yok etmektedir
6-) Ortaya çıkan savaşlar çevreyi yok eden başka bir etkendir.
7-) Ormanların yakılması, suların kirletilmesi habitatları yok etmektedir.
DOĞAL HAYATI KORUMAK İÇİN YAPILMASI GEREKENLER:
1-)Doğal hayata en çok etkiyi yapan canlı olan insanı eğitip, bilinçlendirmek.
2-) Çevre kirliliği önlenmelidir.
3-) Ormanların, yeşil alanların, sulak alanların korunmalıdır.
4-) Teknoloji ve sanayi çevreyi kirleten özellikten çıkarılmalıdır.
5-) Tarımda biyolojik mücadele uygulanmalıdır.
6-) Av yasakları konmalı ve uygulanmalı
7-) Yok olma riski olan hayvan ve bitkilerin döküm ve haritaları çıkarılmalıdır ve koruma altına alınmalıdır.
DOĞAL ORTAM, ÇEVRE VE DOĞA SEVGİSİ ÜZERİNE GÜZEL SÖZLER:
 “Son ağaç kesilip, son nehir kirletilip, son balık da tutulduktan sonra insanlar paranın yenmediğini anlayacaktır.” Kızılderili Atasözü
 “Yanlışlık şuradadır, olasılıkla biz kendimizi büyük ve bölünmez bütünün bir parçası olarak görmeyi başaramadık. Uzun zaman yaşamlarımızı –Tanrı bizi, denizdeki balıklara, havadaki kuşlara ve dünya üzerinde hareket eden her canlıya hâkim kılmıştır -düşüncesine bağlı olarak yönlendirdik. Dünyamızın bize ait olmadığı, aksine bizim ona ait olduğumuzu anlamayı bir türlü başaramadık.” Rolf EDBERG
 “Tanrı affeder, bazen insanlar da, fakat doğa hiçbir şeyi affetmez.” William JAMES
 “Su çetin bir hasımdır. Bütün hataları keşfetmesini bilir ve en küçük yanlışı pahalı ödetir.” J. CHAİLLEY
 “Eski haliyle karşılaştırıldığı zaman toprağımız, hastalıktan çürümüş birinin iskeletine benzemektedir. Tombul ve yumuşak tarafları kaybolmuş, geriye çıplak bir ceset / leş kalmıştır.” PLATON
 “Ya bizler kentlerimizin kirlenmesini ortadan kaldıracağız; ya da kentlerimizin kirlenmesi bizleri…” Robert F. KENNEDY
 “Çevresel tehlikeler artık yalnızca kuş meraklılarını ilgilendirmiyor; bu tehlikenin çanları hepimiz için çalıyor.” Frank M. POTTER
 “Dünya üç grup insandan oluşur; sonuçları ortaya çıkaran ve olayları yaratan küçük seçkin bir grup, olup bitenleri seyreden oldukça büyük diğer bir grup ve nelerin olup bittiğini bilmeyen muazzam bir kalabalık.” M. BUTLER
 “Dünya, aç oldukları için uyuyamayanlarla, açlardan korktukları için uyuyamayanlar arasında bölünmüş durumdadır.” Paulo FREİRE
 “Bir ulusun büyüklüğü, nüfusun çokluğu ile değil, akıllı ve erdemli kişilerin sayısıyla ölçülür.” Victor HUGO

• Halkanın her elemanının üstlendiği bir görev var mı?
• Bu halkadaki herhangi bir canlı kendi başına varlığını sürdürebilir mi?
• Sivrisineği bu halkadan ayırmak neleri değiştirir?
• Diğer elemanların ayrılması ne gibi sonuçlar yaratır?
ÇEVRE KİRLENMESİ: Doğanın temel unsurları olan hava, su, toprak üzerinde insan etkinleri sonucu zararlı etkilerin oluşması; bunun canlıların yaşamını ve doğal dengeyi bozucu boyuta ulaşmasıdır. Çevre sorunları, insanın doğal ortama yapmış olduğu olum¬suz etkiler sonucu ortaya çıkan çeşitli kirlilik ve diğer bazı olum¬suzlukların toplamını ifade eder.
Ekolojik dengeyi hızla bozarak çevre sorunlarına neden olan insanlar, bu sorunların kendine yönelmesi ve sağlığını olumsuz etkilemesi üzerine çevre sorunlarını fark edebilmiş ve önlemler alma yoluna girmiştir. Çevrenin tahribine seyirci kalan, başka bir ifadeyle çevreyi bilinçsizce tahrip eden; ondaki ilahi denge ve ahengi göz ardı eden modern insan, bunun be****ni çok pahalıya ödemektedir. Bunun en tipik örneği, ülkemizin bazı bölgelerinde aşırı ağaç ve orman kesimlerinin neden olduğu felâketlerdir.
Etkinlik Çalışması: ( S- 202)

9.Sınıf Dil Anlatım Kitabı Cevapları

Sayfa 3=soru 2)tarih önesi devirlerde bu şekiller yazı olarak kullanılırdı.İnsanlar bu şekillerle birbirlerile iletişim kurarlardı…
sayfa 4=soru 1)metne göre iletişim iki kişi arasındaki her türlü anlam alışverişine denir
soru 4)Dille gerçekleştirilen iletişim hem sözlü hem de yazılı olarak gelecek nesillere aktarılmak için saklanabilir.Bu sebepten dolayı dille gerçekleştirilen iletişim diğer iletişimlerden daha da gelişmiştir
sayfa 5=çünkü insanların aralarındaki sorunlarını çözebilmesi için
çünkü insanların düşüncelerini birbirlerine aktarması için
çünkü çağımızı modernleştirmek için
çünkü kültürümüzü geliştirmek için
Sayfa 6=4.etkinlik)gönderici=babam,ileti=bilgisayarıkapa ttın mı,kanal=sözlü,alıcı=çocuk,dönüt=evet,bağlam=ev ortamı
sayfa 6,5.etkinlik=gönderici:trafik ışığı
ileti:dur
alıcı:arabalar
dönüt:arabalar durur
bağlam:yol ortamı
sayfa 7,9.etkinlik
oduncu=ağaçlar
çiftçi=hasat zamanı
öğretmen=okulların açılması
10.etkinlik=dil göstergesi:konuşmak
doğal gösterge:bitkiler,havalar,sıcaklık
sayfa 8
11.etkinlik=konuşarak karşı tarafa söylemek istediğimizi rahat anlatırız
bakarken yüz mimiklerimiz ve ifadelerimizlede iletişim sağlayabiliriz
sayfa 9
15.etkinlik
kulgak:kulak
kangı:?**
edgü:etki
kadgu:kaygı
**ÇME VE DEĞERLENDİRME
1.gönderici:baba ileti:kavga etmemesi dönüt:artık kavga etmeyin
alıcı ğul
sayfa 10
soru 3:1 yanlış,2doğru
4:a
5:b
6:c
7:b
8:a
sayfa 15:ölçme ve değerlendirme
1.soru
d
d
2.soru
e
20.sayfa
Anlama Yorumlama
4.etkınlık
ağız,şive,insan,gelenek görenek,konuşma,lehçe denir
sayfa 19: 2.yukarıdakiverilen metinlerde konuşma dilinde yazı diline……..
KONUŞMA DİLİ YAZI DİLİ
ööretmen öğretmen
duyduuma duyduğuma
ayrılcakmışsınız ayrılacakmışsınız
iişallah inşallah
dooru doğru
diildir değildir
eyer eğer
hakkaten hakikaten
diyer diğer
öörencileriniz öğrencileriniz
üzülücez üzüleceğiz
herkez herkes
geş geç
te de
deyerinizi değerini v.b….
**ÇME DEĞERLENDİRME SAYFA 21:
1-) *Dil, *Yazı dili
2-)D,Y
3-)D
4-)E
5-)B
6-)D
————–
ÜNİTE SONU **ÇME VE DEĞERLENDİRME SORULARI SAYFA 23:
1-)A
2-)D
3-)A
4-)E
5-)A
6-)D
7-)C
8-)C
SAYFA 27:
1. KÖKEN: soy, asıl.
3.kütüphanede kitaplar daha toplu, düzenli,herhangi bir kitap arandığında bulma kolaylığıolabileceği için sınıflandırılır.
4.dillerin hepsi ortak bir soya sahiptirve bu diller zaman içerisinde soylarından kopup kendi soylarını oluşturmaya başlar, akrabalıklar oluşur.
5.ortak dil ailesine mensup dillerin aynı yapıda olması gerekmez.çünkü diller sürekli yenilerme değişme içerisindedir, dil ailesinden kopabilir.
6.türk dili geni bir tarihe sahiptirve yenileşme içerisindeçeşitli kollara ayrılmıştırböylece daha geniş coğrafyalara ayrılmıştır.
1. ETKİNLİK SAYFA 29:
Tek Heceli Diller: Çince, Tibetçe ve Afrika dilleri.
Eklemeli diller: Türkçe, Moğolca ve Macarca.
Çekimli Diller: Arapça,İngilizce ve Fransızca.
————–
**ÇME DEĞERLENDİRME SAYFA 30:
1-)
…….Akraba diller ya da diller ailesi denir.
…….Hint-Avrupa
2-) *D
*Y ==> Çünkü çekimli dildir.
*Y ==> çünkü moğolcadır.
*Y ==> Çünkü Bantu dil ailesindendir.
3-)E
4-)C
5-)B
6-)E
7-)A
SAYFA 58:
5.ETKİNLİK:
yanlış yazılmış kelimeler-kelimelerin doğru yazımı-yazılış sebebi
– tv’de: TV de: tv büyük yazılır.
– baştanbaşa: baştan başa: ikilemeler ayrık yazılır.
– evde ki hesap: evdeki hesap: ek olan -ki bitişik yazılır.
– deniz altı(araç): denizaltı: birleşik yazılır.
– yaptıki: yaptı ki: bağlaç olan -ki ayrı yazılır.
– geldi: Geldi: cümledir. cümleler büyük harfle başlar.
– Ahmet bey: Ahmet Bey: özel isimlerden sonra gelen ünvanlar büyük harfle başlar.
– hiçmihiç: hiç mi hiç: -mi ayrı yazılır.
– gelmiyen: gelmeyen
– bir takım(insanlar): birtakım
**ÇME VE DEĞERLENDİRME:
1- 1. boşluk: birleşik
2. boşluk: birleşik
2-D, Y, Y
3-D
4-E
5-D
6-B
7-E
8-kelimelerin doğru yazılmış halleri: burnuna, Kazakça, terk etmek, redetmek, anlayacak, büyükçek, Karabük’e 23′te
9- bağlaç olan -ki, ek olan -ki, ilgi eki olan -ki
SAYFA 62:
**ÇME VE DEĞERLENDİRME:
1- 1.boşluk: üç nokta
2.boşluk: iki nokta
3.boşluk: –
4.boşluk: tırnak işareti
5.boşluk: parantez
2-D, D, Y, D
3-D
4-E
5-A
6-A
7-D
8-D
9-B
69 hazırlık
1 )kökler ağaçlar için önemli organlardır çünkü ağaçların hayat kaynağı can damarı kökleridir ağacın kökü kurursa ağaçta kurur
2)değiştirilirr örneğinn armut ağacınaa elma aşısı yapılırr genleriyle oynanılır elma meyve verir
3) kelimeler kök halinde bulunur veya köklere bazı eklerin eklenmesiyle oluşur
4)oluşurr
5)dildeki gelişme ve değişme dilin canlı bir varlık olmasının kanıtıdır
inceleme
1) heves isim kök
bil fiil
göz isim
***** isim ver fiil
2)ser kök
gi yapım eki
le çekim eki
5)çiçek basit
ayırtılmış türemiş
doksan basit
etkinlik 2
isimden isim yapan kitap-çı arka-daş
fiilden isim yapan kaç-ak uy-um
fiilden fiil yapan anla-t
isimden fiiil yapan baş-la
3 etkinlik
sırayla yasıorum
doğru
göz
git
yarat
inan
ağla
yaş
dar
garip
tembel
süz
dinle
sözcüğün türetilen yeniş sözcükler arasında bir ilişki vardır çünkü kökün üstüne ekler eklenerek yapılır
etkinlik 4)
dil birimleri ekleri sözcüklere yeni anlam katar sözcük üretir
sayfa 71
6.etkinlik
basit kelimeler su,çabuk,adam,bardaklarıı,erkekler,kadıni ihtiyarı,kadına…türemiş kelimeler:boyacısı,satan,boyalı,şekerci,iziznli,sa ygılı,parl atıp,ıslanıca,boyama,işlem,tutku,
birleşik kelimeler:ayakkabı ,cumartesi
sayfa71
7. etkinlik
yapım eki almış kelimeler:ıslanınca,boyama,tutku,işlem,boyacı,izin li,şekerci,yenmiş,
çekim eki almış kelimeler:bardaklarını,erkekler,ihtiyarı,kadına,ış ıdı,askerler,ediyorlardı,kişileri
yapım-çekim eki almış kelime:durmadan,üstünde,işlemlerine
sayfa 76:
1-Y,D,D
2-C
sayfa 77:
3-B
4-B
5-kitab-ı ver:belirtme hali
kiatb-ı kaybolmuş:iyelik eki
gez-i güzeldi:fiilden isim yapan ek
okul-a gitti:yönelme hali
saat üçe beş kal-a geldi:zarf fiil eki
eli kan-a-dı:isimden fiil yapan ek
8-kiloca o….:bakımından anlamı
yürekler acısı…….:abartma anlamı
böyle çocukça……:benzerlik anlamı
dayımlar yaza…..:yok
sınıftaki Ali’ler……:aynı adı taşıyanlar
gelen misafirleri kapıda……:bulunma hali
gelen misafirleri ayakta……..:bulunma hali
bireden ayağa…….:ayrılma hali
senden iyi arkadaş…….:ayrılma hali
bence bu kazak……..:göre anlamı
küçükken sıkıntıdan…….:ayrılma hali
her taraf kağıttan…….:ayrılma hali
bir saat önce seni okulda………:bulunma hali
işe gitmek……….:yönelme hali
80 ölçme değerlendirme
1 somut
2 doğru
yanlış
3 c
4 d
4.etkinlk *** 83
kuşun kanadını tedavi ettirdi = gerçek anlam
Uçağın kanadında arıza çıktı = yan anlam
Kırıldı kanadım kaldım çaresiz = mecaz anlam
Takımın sağ kanadı bu maçta iyiydi = terim anlam
*** 84
3.Macera başlamak üzereymiş o gün,
Sürücelmiş bu ateş yıllarca … istiare yapılmıştır benzetilen ateş
4.Bir ruh o derin bahçede …ruh kelimesi insan sözcüğü yerine kullanılmıştır mecazı mürsel yapılmıştır
5.Ey benim sarı tamburam,
sen ne için inlersin?
içim oyuk…. hem mecaz hem gerçek anlamını düşündüren sözcükler vardır tamburanın içi gerçekten oyuktur ayrıca kişi mecaz olarak içim oyuk derken derdini ifade etmek istemiştir kinaye sanatı yapılmıştır
6.hediye namıyla bir şey gönderme…. Huzuri
şair burada cimri ve bencil birisini eleştirmektedir “komşun evi yanar iken söndürme” derken tam tersini imalı bir şekilde ifade etmek istiyor yani tariz sanatı yapılmıştır
SAYFA 85:
kara gönlümde…..:mecaz:kötü yerine kara adlandırılmış.
ani bir üzüntü……:benzetme:dertlerini, sıkıntılarını alev gömleğine benzetmiş.
kır ata……:deyim aktarması:insana özgü birşey doğaya aktarılmış.
ayağını yorganına….:kinaye:hem gerçek anlamı hem mecaz anlamı vardır.
hafız osman……..:benzetme:hafız osmanı ışıka benzetiyor.
mor menekşe…….:deyim aktarması:insana özgü birşey doğaya aktarılmış.
her nereye…..:tariz:gerçekten böyle birşey olmaz tam tersini kastedmek istiyor.
böyle çalışırsan….:tariz:tam tersini söylemek istiyor.
gönlüm gibi…..:teşhis:mektubu kişileştirmiştir.
evden izin…..:ad aktarması:iç-dış ilişkisi. evden değil içindekiler kastedilmiş.
şişler hazır……..:ad aktarması:iç-dış ilişkisi.mangal değil içindeki kastedilmiş.

SAYFA 86:
1-boşluklar
*mecazı mürsel
*kişileştirme
*temel anlam
*açık istiare
2-D,Y,D
SAYFA 87:
3-E
4-A
5-D
6-A
7-C
SAYFA 88:
8-D
9-D
10-C
SAYFA 93:
**ÇME VE DEĞERLENDİRME:
1-Y, D
2-eş anlamlı, zıt anlamlı, eş sesli bu sıraya göre yazıyorum
-mektep:yok-yok
-endişe:yok-yok
-ak:siyah-yok
-yok-tembel-yok
-yok-kısa-yok
-surat-yok-sayı,yüzmek,para
-yok-kaybet-kazan,kazanmak
-kırmızı-ver-yok
3-kelimeler ve eş anlamları
yaşlı: ihtiyar
gelecek: istikbal
hayat: yaşam
tekrarla: yinele
yenilgi: mağlubiyet
duy: işit
öykü: hikaye
eser: yapıt
sene: yıl
akran: yaşıt
şen: neşeli
olasılık: ihtimal
sayfa 111-112
ÜNİTE SONU **ÇME VE DEĞERLENDİME
1-B
2-A
3-E
4-C
5-C
6-C
7-E
8-D
9-E
10-A
sayfa 109:
ölçme ve değerlendirme:
1-C
2-D
3-D
4-A
5-A
6-B
7-B
8-D
10-B
SAYFA 101
7.ETKİNLİK:
BELİRTİLİ İSİM TAMLAMALARI:
-benim saçlarım
-havvanın saçları
-halının içi
BELİRTİSİZ İSİM TAMLAMASI:
-misafir odamızdaki
ZİNCİRLEME İSİM TAMLAMASI:
-okul kitabımdaki maymunun burnu
111.sayfa
1a
2a
3d
4d
5e
SAYFA 123
1)
…..BASİT CÜMLE….
…..BAĞLI CÜMLE…
2)
D
D
3 A 4 A 5 B
6)HALİNİ BELİRTMEK,ANLAMI PEKİŞTİRMEK İÇİN YAN CÜMLE GEREKLİDİR.
7)İSİM CÜMLESİDİR
YAPISI SIRALI CÜMLE

BİRLEŞİK CÜMLE:Ğ I C Ç
SIRALI CÜMLE:E H A
BAĞLI CÜMLE:F G
BASİT CÜMLE D B
sayfa 145
1
…tanım…
….öznel…
….benzetme….
…..ihtimal….
….tasarı…..
…..öneri….
….önyargı….
2
sırayla yazıyorum
tanımlama
üslup
karşılaştırma
benzetme
nesnellik
öznel,eleştiri
nesnellik
varsayım
öneri
tasarı
ihtimal
önyargı
neden-sonuç
amaç-sonuç
şart
3
d
d
y
y
d
sayfa 115;
hazırlık soruları değil ama Hayat Böyledir işte metninin altındaki soruların cevabı;
1.soru
noktayla ayrılması ve cümleyi oluşturan öğelerin bulunması…
2.soru
yüklem cümlede yargı bildirir…bu nedenle önemlidir…
3.soru
isim-fiil cümlesidir…(oradn herhangi bir cümle seç…)
4.soru
yargı üzerinde taşır.bir yüklem bir cümledir!
5.soru
kelime grupları birbirinden ayrılamaz…onlar kalıplaşmışlardır,bir bütünlerdir….!
117 2.etkinlik;
Bunlar bu atı ,düğün koşusunda koşmak için hazırlıyorlar.(bunlar:özne,düğün koşusunda koşmak için:zarf tümleci,hazırlıyorlar:yiklem)
Biletlerini alıp üçüncü mevkiye yrleşince rahat ettiler.(gizli özne “onlar”,üçüncü mevkiye yerleşince:zarf tümleci,rahat ettiler:yüklem)
sayfa 124
tablo
birleşik cümle
ğ,ı,c,ç
sıralı cümle
e,h,a
basit cümle
d,b
bağlı cümle
f,g
118 ölçme değerlendirme
1).
..geçişli fiil…
..zarf tümleci…
2)
D
D
y
D
D
Y
3d
4A
5a
6C
125-127. sayfalar
hazırlık 1.soru: lokomotifitir. cünkü;trenin her bölmü ona bağlıdır.
2.soru:kelime grupları
3.soru:ilietişimin olması için iki kişi olması lazım.bir gönderici iki alıcı ve diğer unsurlar kanal bağlam gibi…
4.soru : ortam, mekan cok önemlidir. söylenmek istenen söz söyleneceği yerinde anlamlıdır bu karsısındaki kişinin anlaması için önemlidir.
sayfa 127 1. etkinlik:cümlede götürüverdi kelimesi olmasaydı herhengi bir yargıya ulaşamazdık. cünkü; yargıyı bildiren bir sey olmazsa birsey anlamayız.
ANLAMA YORUMLAMA
1:toplarım kelimesi yanlıştır. cünkü; özne cogulken yüklem cogul, tekilken yüklem tekil olmak zorundadır.
2.etkinlik: birinci cümle taksiyle
ikinci cümle okula
üçüncü cümle kış mevsiminde
dördüncü cümle ben’dir.
d
d
4 a 5 d 6 b 7 e 8 d 9 b
SAYFA 151
7.ETKİNLİK:
anlatımı bozuk cümleler, anlatım bozukluğunu nedeni, cümlenim doğru biçimi sırasıyla yazıyorum
-hepsi ve daha fazlası az sonra: gereksiz sözcük kullanımı: hepsi ve fazlası az sonra
-fabrika ticari ve polis otosu üretimine eçen yıl ara verdi: tamlama yanlışlığı: fabrika ticari oto ve polis otosu üretimine geçen yıl ara verdi
-hangisinin başarılı hangisinin başarılı olmadığını öğreneceğiz: yardımcı fiil eksikliği: hangisinin başarılı olduğunu hangisinin başarılı olmadığını öğreneceğiz
-senin yüzünden sınıfı geçebildim: kelimelerin yanlış anlamda kullanılması: senin sayende sınıfı geçebildim
-aldığı kumaşın rengini beğenmediği için geri vermeyi düşünüyor: belirtili nesne eksikliği: aldığı kumaşın rengini beğenmediği için kumaşı geri vermeyi düşünüyor
-düşünceler zamanla değişirler: özne-yüklem uyumsuzluğu: düşünceler zamanla değişir
-kimse seni suçlamıyor, aksine senin haklı olduğunu düşünüyor: özne eksikliği: kimse seni suçlemıyor, aksine herkes senin haklı olduğunu düşünüyor
-bu güçlüklere nasıl göğüs gerdi, nasıl başa çıktı? : zarf tümleci eksikliği: bu güçlüklere nasıl göğüs gerdi, güçlüklerle nasıl başa çıktı?
-duvarları kirletmek, yazı yazmak kesinlikle yasaktır: dolaylı tümleç eksikliği:
duvarları kirletmek, duvarlara yazı yazmak kesinlikle yasaktır
-görüşlerime katılmadığınızı, karşı çıkıp eleştirdiğinizi bilmiyor değilim: gereksiz sözcük kullanımı
-birçok kişiler böyle düşünüyor: özne-yüklem uyumsuzluğu: birçok kişi böyle düşünüyor
-güç ve müşkül zamanlarda üstüne düşeni yerine getirir: aynı anlamda kelimelerin kullanılması: güç zamanlarda üstüne düşeni yerine getirir
SAYFA 152:
anlatımı bozuk cümleler, anlatım bozukluğunun nedeni, cümlelerin doğru biçimi sırasıyla yazıyorum
-yemeğine biraz tuz, biber ve limon sıktı: yüklem eksikliği: yemeğine bira tuz, biber ekti ve limon sıktı
-bu tür duygular gözlerimi yaşartırlar: özne-yüklem uyumsuzluğu: bu tür duygular gözlerimi yaşartır
-hiçbir işlerde başarılı olamadı: özne-yüklem uyumsuzluğu: hiçbir işte başarılı olamadı
-hiç kimse bir yere kıpırdamasın, yere yatsın: özne eksikliği: hiç kimse bir yere kıpırdamasın herkes yere yatsın
-küçük kızın saçları bir hayli büyümüş: yanlış anlamda kullanılan sözcük: küçük kızın saçları bir hayli uzamış
-kuşkusuz o da senden çok korkuyor olmalı: kelime fazlalığı: kuşkusuz o da senden çok korkuyor
-iki kardeşten en küçüğü arkadaşımdı: kelime fazlalığı: iki kardeşten küçüğü arkadaşımdı
-bu konuyu yeniden bir hafta içinde tekrar görüşürüz: eş anlamlı kelimelerden kaynaklanan anlatım bozukluğu: bu konuyu yeniden bir hafta içinde görüşürüz
-bu kouda gençleri azımsamak doğru değil: yanlış kelime kullanımı: bu konuda gençleri küçümsemek doğru değil
-kuyrukta bekleyen hastalar içinde ilk muayene odasına ben alındım: kelimelerin yanlış kullanımı: kuyrukta bekleyen hastalar içinde muayene odasına ilk ben alındım
-nüfus sayımı bu yıl yapıldı, bir hayli artmış: eksik kelime: nüfus sayımı bu yıl yapıldı, nüfus bir hayli artmış
-sz çalmasını babamdan öğrendim: tamlama yanlışlığı: saz çalmayı babamdan öğrendim
SAYFA 153
**ÇME DEĞERLENDİRME:
1-D, D, D, Y, Y, D
2-E
3-E
4-D
SAYFA 154:
5-E
6-E
7-
-bahar gelince dağlar yeşil giysilerini giydiler(giydi)
-yıldızlar bana bakıyor(bakıyorlar)
8-
-kızını çok sever, armağanlar alırdı(ona)
-kimseyi küçük görmemeli, insanca davranmalıyız(herkese)
9-
-onu severim her konuda iyi anlaşırız
-bu güçlüklere nasıl göğüs gerdi, nasıl başa çıktı
10-birçok kişiler onu övüyordu
11-bana bir zararı olmuyor aksine hep koruyordu
SAYFA 155
ÜNİTE SONU **ÇME VE DEĞERLENDİRME:
1-B
2-E
3-D
4-D
5-E
6-A
SAYFA 156:
7-A
8-D
9-B
10-C
11-C
**ÇME VE DEĞERLENDİRME(145-146-147) :
1.)……tanım…..
……….öznel…..
…..benzetme….
……ihtimal…
…….tasarı…….
…öneri……
…ön yargı……..
2.) ……tanımlama….
…..üslup…..
……karşılaştırma…
….benzetme…..
……nesnel…
….eleştri…..
…varsayım…..
………öneri….
……tasarı…..
…..ihtimal….
…..ön yargı…..
…neden-sonuç….
….amaç-sonuç….
…..şart…..
3.)
y
d
y
y
d
d
d
4-A, 5-D, 6-B, 7-E, 8-D,9-B
sayfa 136 ölçme ve değerlendirme
1- yalnış, doğru
2- D
3- C
4- B
5- E
6- E
132:
1- d,y
2-A
3-A
4-D
5-mişli ve dili
136:
1- y,d
2-D
3-C
4-B
5-E
6-E
S.161
1-C
2-C
3-C
4-C
5-B
6-D
7-C
8-A
S.171
boşluk:boyut
1d
2y
3d
4d
5y
6d
3.soru
etkiler okumada kolaylık bakımından sağlar
S.172-173
1)güven duygusu olmadığını ortaya koyar
2)ana düşünce gerçek dostluk.ana düşünceyle bütünlük sağlıyo
3)mesaj gerçek dostlukla ilgili mesaj verilirken bunlara gerek yok
4)dil öğeleri birleşerek kelime kelime grupları cümlelerle ifade edilir.
5)gerçek dostların birbirine güven duyması .gerçek dostları olmayanların birbirine güven duymaması
6)kısa ve acık olması net daha etkiler okuyucuyu
7) parcanın ulaşmasını sağlar önemlidir.
8)yardımcı düşünce düşünceyi çeşitli yönlerden destekliyor tamamlıyor.
etkinllik2:
a)bazılarında ilk son cümlelerde bazılarında ise ortalarında bulunur
b)anadüşünmceler
A.insanlar kendinden önceki yapıtlarada bakar
C:süs yapayım derken şiirde anlatılanı yok etmesi
c)anlatılanlardanyola çıkarak
d)ya parağrafın başında sonundaki cmlelerde verilir
S.174
paragrafta yer alan yardımcı düşünceler:
1)duyguların hatıraların ve sevgileri çiçeklerle ifade etmek güzeldir.
2)çiçekler temiz duyguları ifadeb eder.
3)çiçeklere dünyamızın güzellikleriyle bakmalıyız.
paragrafın ana düşüncesi:
1)çiçeklerin dilinden konuşmak,renkli ve güzel konuşmaktır.
ana düşünce ile yardımcı düşünceler arasındaki ilişki bağlam eşitliğinde:
paragrafın her düşüncesi çiçek kelimesiyle biririne sağlanmış
çünkü konu çiçektir.anadüşünce paragrafın ilk cümlesidir.
yazar sonraki yardımcı düşüncelerle bu ilk cümledeki duyguları görüşü desteklemiştir.
SAYFA 175 **ÇME VE DEGERLENDİRME:
1.b
2.e
3.a
4.c
5.a
6.c
7.d
8.c
9.c
10.d
11.d
179.nun 3.sorusu;aksam,polisler,kaçanlar ve ara sokaklar.4.fııl cumlelerının 6.olay paragrafı oldugu ıcın zaman sırasına gore kısı mekan ilişkisine gore sekıllenmıstır.
180.sayfadakı ılk soru;nasıl sorusuyla sorulur.2.tasfır paragrafı 3.gorme 5.bu bır tasfır paragrafıdır.yer ve gorunus sıfatlarla belırtılmıstır.sankı kelımelerle resım cızılmıstır.181.sayfadakı ılk soru;ınsanların haklarını aramak ıcın genellıkle mucadeleler sectıgı ancak konusulup anlasarak bır yol bulunabılınecegı anlatılıyor 2.dusunceyı cesıtlı yonlerden acıklamak tanımlamak ıcın bellı bır duzen ıcınde verılmıstır 3.oznellıktır cunku yazar kendı dusuncelerını verıyor 4.bır durumun nedenlerın ınandırıcı bır nıtelıkte anlatıp ortaya koymak amacıyle yazılmıstır.
182.sayfadakı ılk soru kısının bulundugu ruh halıcozumlenmeye calısmıs yasadıgı bır olay karsısındakı halı verılmeye calısılmıstır 2.ısyan pıskolojısı var 3.nesnel olanları anlattıgı ıcın 4.tahlıl oldugu ıcın konu olan kısının davranıslarından gorunusden konusmasından soz eden cumlelere yer verılmıstır.kahramanın ruh halı cozumlenmeye calısılmıstır

Alıntı.

9.Sınıf Edebiyat Kitabı Cevapları 2009-2010

SAYFA 4:ANLAMA YORUMLAMA

resimler-1- tiyatro 2-mimari 3- müzik 4- resim

SAYFA 5 ÖLÇME DEĞERLENDİRME

1-) *D

*Y

2-) DİL

3-)E

4-)B

SAYFA 8ÖLÇME DEĞERLENDİRME

1-)*Y

*D

2-) PSİKOLOJİ-TIP

3-)D

SAYFA 11 ÖLÇME DEĞERLENDİRME

1-)-D

-D

2-)NESNE YA DA CANLI VARLIKTIR.

3-)D

sayfa 12-13

1)kazak için ip,tığ veya şişe ihtiyacımız vardır.tabi en önemlisi bir matif örneğine ihtiyaç duyarız

3)balık tutmak en mantıklısı olur.diğerleriyle mantıksal yönden uyuşmaz

4)şiirde herşey anlatılmış fakat gerçek anlamlarıyla değil.başka bir anlamla anlatılmıştır

sf 14

anlama yorumlama

2-yarın batıdan yağışlı bir hava gelecek—yağışlı hava yarın batıdan gelecek—batıdan yarın yağışlı hava gelecek

ahmet annesine hediye aldı—hediyeyi annesine ahmet aldı.

3-bazı kelımelerın cıkartılması verılmek isteen mesajın verılememesine neden olur.bu durum metnın yapısıyla ilgilidir.cumleler anlam bırımlerı olarak bırleserek metnın ana dusuncesını yada temasını olusturur .bunlardan yada cumleyı olusturan anlamlı dıl bırlıklerınden bazılarının cıkarılması temnaın ana dusuncenın yada verılmek istenen mesajın verılememesıne neden olur.

4-erle avuca gelır seymı :ulasılmaz yakalanamaz anlamında

yanına kar kalır :karsılıksız kalmak tek kazancı o olmak

olmayacak duaya amın demek :gerceklesemeyecek bır seyle uğrasmak

kırk yılda bır merhaba etmek : çok az seyrek gorusmek

ÖLÇME DEĞERLENDIRME

1- D-Y

2-insanların iletişim kurmak kendılerını ifade etmek amacıyla bır araya getırdıklerı sozlu veya yazılı cumleler topluluğuna metın denır.

3- cevap: A

4- öğpretıcı metınler var olan grceklıgın bır ifadesıdır .sadece öğretmek bılgı vermek amaclandıgı için dil ,gondegesel işleviyel kullanılır yan anlam değerı tasıyan sozcuklere ,okuyucunun sezgısıne ve duygusuna hıtap eden ifadelere yer verilmez.bu anlatım bıcmıde öğretici metınlerde gercek’in işlendığını gosterır

sayfa-16

1 ve 2.soru:

1_birinci metin bilgi verme amaçlı yazılmıştır herkes aynı şeyi anlar

ikinci metinde yani şiirde ise o anda yaşanılanlar okuyucunun ruhuna yansıtılarak süslü bir biçimde imgelerle anlatılmıştır daha etkileyici bir anlatım vardır ve de herkes aynı şeyi anlayamayabilir.

2_Birinci metin söylediğimiz gibi bilgi verme amaçlı yani zaten bilinen bir konuyu anlattığı için gerçek olma olasılığı daha fazladır.Şiirde ise şair kendi duygu ve düşüncelerini de olaya kattığı için sanki hayali olarak da yazılabilirmiş gibi geliyor ve daha az gerçeklik payı veriyor.

sayfa 19

1)ilki doğru 2.si yanlış

2)……………………metnin dili imgesel bir dildir.

3)b

sayfa29 ölçme degerlendirme

1)d ,,y

2)milli sanat anlayısını

3)e

4)b

5)bilmiyorum

ÖLÇME DEĞERLENDİRME SAYFA:34

1-) Y, D

2-)â ve d^

3-)alitarasyon

4-)C

5-)Aruz, hece ölçüsü, redif, uyak…

ÖLÇME DEĞERLENDİRME SAYFA: 39

1-)D,Y

2-)A

3-)C

4-)*……Kişileştirme

*…..teşbih.

5-) bulamadım

*** 28 inceleme

– ilahi:dili sade ve anlaşılır ve ulukle yazılmış 2-gazel:beyit halinde ve yabancı sözcüklerle yazılmış 3-karanfil 1. bent halinde vebireysel yazılmış 4-karanfil 2. bent halinde 2 .dünya savaşının insanlar üzerindeki etkisini konu edinmiş

2-bu dönemde ahiret hayatını bilerek düşünerek hayata ona göre işler yapılması gerektiğine dualar edip halka inanmak gerktiğini söylüyor

4-aynı anlamda kullanılmıştır. fakat her dönemin özelliklerine göre farklı kelimelerle ifade edilmiştir

5-ilahi: tasavvuf var gazelde:divan edebiyatı karafil 1 de bireysel konular karanfil 2 de 2 . dünya savaşının insanlar üzerindeki etkisi

29 anlama ve yorumlama

1- her şair aşk ile ilgili düşüncelerini tasvirlerini farklı kelimelerle ifade etmiştir

1.şiir aşk ilahi Allah tan bir ışşıktır ben de pervane gibi döner dururum demek istiyo 2.şiir hedef olarak 3.şiir zihniyetin getirdiği anlatım var herkes zihniyetlerinden dolayı aşkı farklı anlatmıştır

31 hazırlık

1- ahenkli ritimli ve uyumlu olması

2-eger düz yazı şiir gibi şiiri de düz yazı gibi okursak anlam olmaz

3-serbest şiir zor ezberlenebilen düz şiir de çook cabuk ezberlenebilir. düz yazıda ritim ve ahenk yoktur. oldugu gibi okunur bu yüzden akılda pek kalmaz ama şiirde kafiye ritim,ahenk oldugu için daha kolay akılda kalır.

4- sadece yüklene programa göre hareket eder bu yüzden vurgu tonlama yapmaz robot ezberlediklerini söyler sesleri uyyduramaz biri yapay biri dogaldır.

SAYFA:44-45-49-50-51-52-54-55-56-57-60-61-64-67-68-70-71-78-79-81-84 CEVAPLAR ŞARKI =NAZIM BİRİMİ DÖRTLÜKTÜR.DİVAN EDEBİYATI,NAZIM ŞEKLİDİR.HALK EDEBİYATINDAKİ TÜRKÜYE BENZER.EZGİYLE SÖYLENİR.ŞARKI TÜRLERİNİN DİVAN EDEBİYATINA KAZANDIRDIĞI BİR TÜRDÜR.KAFİYE DÜZENİ aaaaa,bbba,ccca ŞEKLİNDEDİR.ARUZ ÖLÇÜSÜYLE YAZILIR.DÖRTLÜKLERİN SON DİZELERİ NAKARATTIR.

ARKADAŞLAR DAHA YAZACAM BEKLEYİN

TÜRKÜ=BENTLERDEN OLUŞAN NAZIM ŞEKLİDİR.8Lİ VE 11Lİ HECE **ÇÜSÜYLE YAZILIR.ŞARKI GİBİ EZGİYLE SÖYLENİR.

ARKADAŞLAR DAHA YAZACAM BEKLEYİN

SONE=2 DÖRTLÜK 2 3’LÜKTEN OLUŞAN 14 DİZELİK BATI EDEBİYATI NAZIM ŞEKLİDİR.EDEBİYATIMIZDA EN ÇOK SERVET-İ FÜNÜNCULAR TARAFINDAN KULLANILMIŞTIR.KAFİYE ŞEMASI abba,ccd,eed ŞEKLİNDEDİR.

SAYFA 45 TEKİ 6. SORUNUN CEVAOLARI ARKADAŞLAR YAZARIN İSMİNİ VERDİĞİM YERİN ÜSTÜNE YAZIN ARKADAŞLAR : ENDERUNLU VASIF=ŞARKI dörtlüklerden olşur.Divan edebiyatıdır. ANONİM=TÜRKÜ 8’li ve 11’li hece ölçüsüyle yazılmıştır.ezgiyle söylenir. FUZULİ=KASİDE beyit sayısı 33-99 arasında değişir.kendini övdüğünü görüyoruz. NECİP FAZIL KISAKÜREK=SONE BAKİ=GAZEL aruz ölçüsüyle yazılıştır.

50. ssayfada şiirin adı yavrum 51 1.d 1.y boşlukta aşk 3. cvp da e bu kadar daha bulan vrsa banada yazsn

SORU 1: farklı düşünceleresahip olma,farklı duygular hissetme,farklı ortamlarda bulunma,farklı bir hayat sürme,farklı genelliklere baglı b**lı kalma vs.

SORU 2 : Çok iyi okumak . kafiye,ahenk,ölçü gibi ölçütler göz önünde bulundurulmalıdır. düşünce üretmek.

SoRu 3 :NeciP fazıl kısaKürek şiirde yagmuru,konu edinmiş ve ondan bahsedilmiştir.Necip fazıl bu şiiri yazdıgında karadenizdeymiş

sayfa 51 1.ikiside yanlış.2.boşluk doldurmada tema aşktır.3.cevap A’dır.4.tema ölümdür.

2:TEMANIN GERÇEKLİKLE İLİŞKİSİ VARDIR.ŞİİRİN TEMASI BAYRAK SEVGİSİ

3:BAYRAKBİR SÜSE,KIZ KARDEŞİNİN GELİNLİĞİNE,ŞEHİDİN SON ÖRTÜSÜNE,SAVAŞIN KARTALINA VEÇİÇEGE BENZETİLİYOR

sayfa 51:

ölçme ve değerlendirme:

1-Y,Y

2-karşılıksız aşk

3-E

4-ölümden sonra doğaya dönme isteği

sayfa 54:

ölçme ve değerlendirme:

1-Y,D

2-1.boşluk:yan

2.boşluk:zengin

3-C

4-anlatıma zenginlik katmak için,farklı anlamlar oluşturmak için

5-üstte mecaz anlam alttakinde gerçek anlam kullanılmıştır.

sayfa 56:

ŞİİR GELENEĞİNİN ÖZELLİKLERİ:

-belirli bir nazım birimi yok

-serbest ölçü kullanılmıştır.

-belirli bir uyak düzeni yok

-konusu herşey olabilir.

-yabancı kelimeler yoktur

-imgeler olduğundan anlaşılması zor

-dil bakımından zengindir

sayfa 57:

ölçme ve değerlendirme:

1-D,Y

2-C

3-halk edebiyatı

4-mahlas kullanılmıştır.ikisinin de teması aşktır.11li hece ölçüsü kullanılmıştır.nazım birimi dörtlüktür.halk edebiyatı

sayfa 42:

koşma:-halk edebiyatı nazım şeklidir.

-11li hece ölçüsü kullanılmıştır.

-redif,yarım uyak vardır.

-sade anlaşılır bir dil vardır.

-nazım birimi dörtlüktür.

gazel:-divan edebiyatı

-ölçüsü aruz ölçüsüdür.

-nazım birimi beyittir.

-mahlas vardır.

-anlaşılması zordur

-en az 5 beyit, en çok 15 beyitten oluşur.

-ilk beyit matla

geçen seneki kitaptan yaptım kontrol edin

sayfa 67:

2)-çocuğun ateşlenmesi

-doktorun gelmesi

-annenin telaşlanması

-çocuğun iyileşmesi

-annenin korkusu

sayfa 60:1)dört birimden luşmuştur

3)akşam yine akşam yine akşam

göllerde bu dem bir kamış olsam

64)=1.=>”D” ”y”

67)=1.=>hikaye metnin de anlam kaybı daha az olurdu çünkü redif ve kafi

ye kullanılmamıştır

68)=3.gerçek hayatta yaşanılır niteliktedir yani yaşanılabilir

71)=1.”D” ”Y”

71)=2.=>çaban ve kır yaşamını,doğa güzelliklerini anlatan şiir ”PASTORAL ŞİİRDİR”

=>amacı bilgi ve öğüt vermek,yol göstermek olan şiir ”DİDAKTİK ŞİİR”

=>bir kişiyi,bir durumu veya olayı yermeye,toplumun aksayan yönlerini iğnelemeye yönelik şiir ”SATİRİK ŞİİRDİR”

71)=3.manzumelerin sanatsal özellik taşıyanlarına MENSUR denir

71)=4.cevap A)her iki şiirde de kafiye kullanılmıştır

olcme degerlendırme;1.soru,Y D

2.soru;anlam ıfade eder tema etrafında toplanır.

3.soru;E

4.soru;C

5.soru;askı yorumlamıs bırbırlerıne kavusamadıgını anlatmıs

78= ok şiiri nazım biri 4 lüktür 11 hece ölçüsüyle yazılmıştır

79= 7 li hece ölçüsüyle yazılmış şiiirde hayatı agır yaşam koşullarından sıkılan daplar başbaşa bırakmak istemesini anlatır pastoral şiirdir içinde dogal olayları anlatır

81 = davet şiiri birim sayısı 4 lüktür serbesr nazım şekli serbest hece ölçüsü

84= 1 d=y

2=fenasüp

3=c

4= d

5= tevriye sanatı

sayfa 84:

ölçme ve değerlendirme:

1-D,Y

2-uygunluk(tenasüp)

3-C

4-D

5-hüsn-ü tahlil sanatı ile açık istiare vardır.

sayf86:

2.ünite ölçme değerlendirme:

1-Y,D

2-didaktik

3-modern şiir

4-D

5-telmih

6-E

7-D

8-E

9-E

10-A

sayfa 87:bulmaca:

1-zihniyet

2-yöntem

3-türkü

4-manzume

5-didaktik

6-koşma

7-kafiye

8-ahenk

9-aruz

10-beyit

11-aliterasyon

12-epik

sayfa 80;1.sorusu;dıdaktık bıır sıırdır.

7 lık hece olcusuyle yazılmısıtr.

3.soru;1.konuda;

kendı ıcınden ne hıssederse onu yaptıgını soyluyor.

2.konuda

evlerın bınaların olusaumunu bınaların ve evlerın yok olusmunu anlatıyor.

3.konuda;

velvelerın oldugu gun tukenmesını(bıtmesını)soyluyor.

81.9.soru;;

tezat sanatı:zıt kavramlarınnın bır arada kullanılması cennet =cehennem gıbı

tesbıh sanatı;benzeyen benzetme sanatı edatlı sanat tek unsuru ıstıare

sayfa 82;1.soru;;

nazım bırımı beyıttır.

kafıye kullanılmıstır.

hece olcusu vardır.

mubalaga sanatı kullanılmısıttr.

3.soru::

camı avlusundan bahsedıyor. bu camınınde eskı oldugunu soyluyor..

sayfa 83;;1.soru;nazım seklı 2 lı dızelerden olusmustur.

hece olcusu yoktur.

kafıye duzenlı degıldır.

duygusal lırık bır sıırdır.

3.soru;;

benzetme

4.soru;;

sevgılıye duyulan özlem onu hatırlamak.sevgıluye dyulan ozlem var.saırın sevdıgıne olan özlemm

6.soru;;

hasret konus vardır.ışık=somuttur.

7.soru;;kısılestırme sanataı kullanıolmısıtç

8.soru;;ask ve hasret bakımından lırık bır sıır.

olcme degerlendırme;;1.soru;;

D Y

2.soru,;kısılestırme yanı teshıs sanatı nvardır.

3.soru;;E

4.soru;,D

SAYFA 100-101-102-103-104-105-109 CEVAPLAR bız gecen sene bole yaptık arkadasım doru yanı suphen olmasın…

olcme ve degerlendırme sayfa 96;;

1.soru bosluk doldurma;sosyal hayatını yansıtmıstır.

2.soru;d..y

3.soru;c4.soru;osmanlı donemı=sen devamını getırırsın

100.1.soru;olaylar ve olay orgusu

6.soru;;

kara memıs nasıl bır ınsandır=vatanını cok seven olmeyı goze alan ıyı bır ınsandır.

duragan dınamık=dınamıktır.cenge cıkmak ıcın elınden gelenı yapıyor.

hıkayenın hangı kısmı….=6.olayda.cunku oglunu gormustur.onunla bırlıkte cenge cıkmak ıstemektedır.

kara memısın sızın sosyal ve toplumsal….=yok

kara memısın dıger karakterler ….=yok

kara memıs kendı kısılıgının farkında mı….=farkında .cunku vatanı için herseyı goze alıyor.sızce gercek hayatta….=olabılır.

KIRK YALAN MASALI

Teması:Büyüklerin vasiyetlerini dinleyip israftan kaçınmak.

üzengi:Ata binmek için ayağımızı bastığımız yer

cevahir:Mücevher,elmas,yakut gibi değerli taş

yular:Atın dizginleri

Temayla ilişkili cümleler

-Şehzade de bakar ki soytarının biri,babasının vasiyetini bunu yedirir.içirir.sarayına yerleştirir.

-Hazıra dağ dayanamayacağı için bu üç adam böyle har vurup harman savurarak kısa zamanda büyük şehzadenin bir sandık altınını tüketirler.

-Tam pazara giderken sarı tüylü adam yanına gelip Şehzadem nereye gidiyorsun? diye sorar.

-Şehzade de Nereye gideceğim ? Bir sandık altını yedik bitirdik,kaldık parasızElimize Birkaç altın geçirebilmek için atı satmaya gidiyorum diye cevap verir.

Olay Örgüsü

-padişahın oğullarına vasiyet etmesi

-padişahın ölmesi

-padişahın vasiyetinde söylediği kişilerin gelmesi

-ellerindeki servetin bitmesi eşyaları satmaları

-yalan söylemesini istemesi iki şehzadenin söyleyememesi son şehzdadenin söylemesi ve bütün her şeyi alması

Miş’li geçmiş geniiş zaman kullanılmıştır.

BAY KORBES

Olay zamanı:Masallarda olya zamanı yoktur.

Temayla ilgili cümleler

-ocağın başına gelip ateş yakmak istemiş ama kedi hemen oracıktan kül olup yüzüne savurmuş.

-Bay Korbes kızgınlıkla yatağın üzerine itmiş kendini

-Oda acıdan ah vah etmeye,cığlıklar atmaya başlamış.

-Öfkesinden kudurarak evden kaçıp gitmeye davranmış.

-cansız yere serilip kalmış.Anlaşılan pek kötü yürekli biriymiş

Bay Korbes:Kötü birisi

Masalın kahrama sadece insanlar değildir.Her türden varlık masalın kahramanlarıdır.

Teması:Kötüler hak ettiği cezayı bulur.

İyilikle kötülüğün karşılaştırılması yapılıyor.

sayfa 109;

anlama yorumlama;1.soru;;

gonderıcılık işlevınde yazılmıstır.

2.soru;;

yazılan olayları dısarıdan izlemıs ızlenımlerı yazmıs ılahı bakıs acısı vardır.

3.soru;;

ıstanbuluhn ozellıklerınden bahsetmıs.cosku verıcı bır metındır.surukleyıcıdır…

4.soru;;

ılahı bakıs acısı vardır.

5.soru;;

evet.anlatıcı olayları kendı ınandırıcılıgı ıle anlatır.bu sorudan fazla emın degılım gecen senekı konularım ama eksık yazmısım …

olcme degerlendırme;;1.soru;Y D

2.soru;;

ılahı bakıs acısıyla yazılmıstır.

3.soru;;E

4.soru;,C

5.soruyu yapamadım…

ya arkadaşım bizde işlemedik o konuyu geçti ama istersen 96 var

1= boşluk doldurma sosyal hayatı yansıtmış

2=d=y

3=c

4= Osmanlı dönemi

sayfa 105 cevabı etkinlik=tema,verilmek istenen mesaj,olay örgüsü vede metnin tam***** bakılır.

2,soru=iyi kötü çatışması.

3,soru=israfla yukarıdaki cümlelerin arasında ilişki vardır.

4,soru=padişahlık,saray,şehzade,soyrarı

5,soru=kendi hayayımızla ilişkilendirebilir çünkü kötü insanlar her zaman cezasını bulur

ölçme değerlendirme

1, d y

2,vatan sevgisi

3,c

4,e

yardımcı olduysam sevinirim

SAYFA:107-109 Cevaplar hazırlık:

1:ilk resme baktığımızda dıştan bir görünüm war ikinci resimde sepetçiler kasrının içinden bi görünüm war üçüncüde ise arkadan bir görünüm war buu resimlerin farklı olmasının sebebide resmin değişik yerlerden çekilmişş olmasıdır.

inceleme

1:kafa kağıdı:kahraman anlatıcının bakış açısı

suç:gözlemci figürünün bakış açısı

eşek:kahraman anlatıcının bakış açısı

2:değildir.

4:betimlemeyi kullanarak dile yüklediği değerler.

6:göndergesel.

8:kullanmayızz.dil:edebi dil

ölçme değerlendirme:

1: y,d

2:kahraman anlatıcının bakış açısıyla

3:d

4:d

5:ilahi bakış açısı

SAYFA 113-115-116-117-118-119-120-121-122-123 CEVAPLAR 117.sayfa cevapları

1.y d

2.çocuklarının olmaması

3.d

113.sayfa

1.d y

2.hikaye

3.d

SAYFA 123

TABLO

karakter/tip nasıl bir insandı?(bunlar tiptir)

-kız: iyi,sabırlı/ şehzade: iyi, sabırlı

tip durağan mıdır dinamik midir?

-ikiside dinamiktir

masalın hangi kısmı sizin tip hakkında böyle düşünmenize neden oldu?

-kız: sürekli hareketkli/ şehzade: kızı ipten kurtarması

sosyal ortam ve çevre bu tipi nasıl etkilemiştir?

-kız: zengin-fakir hayatı yaşaması olumsuz/ şehzade: yanlış kişiyle evlenmesi olumsuz

bu tipin sizin sizin sosyal ve toplumsal yapıdan darkkı var mı?

-kız: var/ şehzade: var

bu tipin diğer tipler üzerinde etkisi var mıdır?

-kız: var/ şehzade: var

tip kendi kişiliğinin farkında mı..

-kız: farkında/ şehzade: farkında

sizce gerçek hayatta bu masaldaki…..

-kız: olmaz/ şehzade: olmaz

6.soru:

temel çatışma:iyi ile kötü arasındaki çatışmadır

tema:gerçeklerden, kaderden kaçılmaz. iyiler herzaman kazanır.

7.soru:ilahi bakış açısı 3.tekil şahıs anlatım vardır.

119.SAYFADAKİ SORULARIN CEVAPLARI:

1.soru:edebiyatı Mümtaz’a ihsan sevdirmiştir.Batu edebiyatınıçılarını örnek almasını sağlamış divan edebiyatını iyi öğrenmesini sağlamıştır.

2.soru:eski divanları okumuş,tari zevkini almış.fransız şairlerinden etkilenmiş.

3.soru:Edebiyata olan ilgi,tarih,ıtrı(müzik),resim Mümtaz’ın ilgi duyduğu alanlardır.

4.soru:Ahmet Hamdi Tanpınar’ın hayatıyla romanın kahramanı Mümtaz arasındaki benzerlikler:antalya,tarih,edebiyat

5.soru:fransız edebiyatına ilgi duymuş,yahya kemal onun hocası ve dostu olmuş,yahya kemal’in yolundan gitmiş,sanata,edebiyata,tarihe ve müziğe ilgi duymuş,fransız şairlerinden etkilenmiş,batı edebiyatını örnek aldığı gibi divan edebiyatını iyi öğrenmiş,eserlerinde tarih sevgisi zaman,biliçaltı ve aşk konularını işlemiş,edebiyatı müzik ve resimle birleştirmiş…

huzur sayfa 118 119 120 soru 1) cevap: cümlelerinden yola çıkarak roman kahramanlarından insanın ve mümtazın kültürel sanatsal ve felsefi yönden etkiledğini söylüyebilirz soru3) mümtaz rarih güzel sanatlar müzikfelsefe estetik mimari vb. alanlarına ilgi duymaktadır .onun zevkleri ve fikirleri kültürel bir bütünlük göstermektedir.onun ilgi alanına giren bütün sanatlar akımlar fikirler kendi kültüründen bir araya gelerek, bir potada eriyerek kaynaşmaktadır

soru 4) cevap: tanpınarın anılarında aldığımız bölüm bu soruya cevaplayabilir soru 5)cevap: metinden tanpınarın antalyada yaşadığı onun bu şehrin bazı yerlerinden etkilendiğini çıkarabiliriz. tanpınarın metnindeki ihsan karakteri hocası yahya kemnal beyatlıdır edebiyat fakültesinde başlayan hoca-öğrenci ilişkisi tanpınarı çok fena ektlimiştir.

116)ölçme değerlendirme:

1. sorunun cevabı y) (D)

2. çocuklarının olmaması

3.d

4.kendi anladığını yaz işete.

166. 5. soru ilk ikisi soyut.

son ikisi somut

115.sayfa

1)anlamladırılmaz

2)bitmemiş senfoni ve moby dick metinlerinden alınan cümlelerden yazının edebi metin olduğu anlaşılmaktadır.ama diğer verilen cümleler bilgi vermek amacıyla yazılmış bir düzyazıdır.edebi bir metin değildir

117. sayfa 1. etkinlik:

Ahmet Hamdi Tanpınar (23 Haziran 1901 İstanbul-24 Ocak 1962 İstanbul) Türk romancı ve şairdir.

Lise öğrenimini Antalya Lisesi’nde tamamladıktan sonra 1923 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ni bitirdi. Liselerde, yüksek okullarda çeşitli dersler okuttu. 1939 yılında İstanbul Üniversitesi’nde Yeni Türk Edebiyatı profesörlüğüne atandı. 1942-1946 yılları arasında Maraş Milletvekili olarak görev yaptı. Bir süre Milli Eğitim müfettişliği yaptıktan sonra 1949 yılında Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’ndeki görevine döndü.

Gençlik yıllarında Yahya Kemal ve Ahmet Haşim’in talebesi ve dostu olmuş, Batı edebiyatından Paul Valery ile Marcel Proust’u kendisine üstad olarak seçmiştir. Bu yazarlar edebiyatta güzellik ve mükemmeliyete ön planda yer verirler. Onlara göre edebiyat, tıpkı resim ve musiki gibi “güzel sanat”tır. Onlardan farkı, boya ve ses yerine, insanı ve hayatı anlatmada bu iki vasıtadan çok daha zengin olan dili kullanmasıdır.

Tanpınar şiiri hayatının en büyük ihtirası haline getirmiş, fakat asıl kabiliyetini şiir estetiğine göre yazdığı mensur eserlerde göstermiştir. İlk şiiri 1920’ de yayımlanmıştı. Geniş okuyucu kitlesi onu umumiyetle lise kitaplarına ve antolojilere giren “Bursa’da Zaman” şiiri ile tanır. Altmış kadar şiirinden ancak otuz yedisi ile, tek şiir kitabını ölümüne yakın çıkardı: Şiirler (1961; Bütün Şiirleri adıyla genişletilmiş olarak 1976). Şiirlerinde bir imaj ve müzik kaygısı taşıdığı, hikaye ve romanlarında da, başta zaman tema’sı olmak üzere, psikolojik anları, bilinçaltını aradığı, yansıttığı görülür. (Geniş bilgi Prof. Mehmet Kaplan’ ın Tanpınar’ ın Şiir Dünyası;1964 kitabında).

Çeşitli baskıları olan eserleri Dergah Yayınları’ nda toplanmaktadır. Enis Batur, 1992 yılında Ahmet Hamdi Tanpınar’ dan “Seçmeler” adlı bir kitap hazırladı. Yazar ile ilgili yayınlanmış en son eser 2007 yılının sonunda çıkan “Günlüklerin Işığında Tanpınar’la Başbaşa”dır. Eser Tanpınar’ın 1953 yılında yazmaya başladığı ve 1962 yılında vefatına kadar tuttuğu notlardan oluşmaktadır.

1 soru=hanedarlık yönetimi vardır.dini inanç vardır.

2 soru=

3 soru= olaganüstü özellikler vardır.gerçekçilige aykırıdır.

4 soru=

5 soru=

6 soru=iyilik ve kötülüktür temel çatışması.

teması ise=kötüler cezasız kalmaz

7 soru=ilahi bakış açısı vardır.anlatıcı herşeyi bilir.

8 soru=metnin anlamı ile ilişkilidir cümleler.yanlız yan anlam degerleri zayıftır. dil göndergesel işlevde kullanılmıştır.

9 soru=

10 soru=

11 soru=olamaz çnkü masallar anonimdir.

SAYFA 128-129-130-136-137-138-139-140-143-146 CEVAPLAR OĞUZ KAĞAN DESTANI

-Hun dönemi destanlarındandır.

-M.Ö 174-209

-İslamiyet öncesi Türk Destanıdır.

-Kahraman bakış acısıyla yazılmıştır.

Zihniyet

Sosyal,siyasi,ekonomik ve dinidir.

Oğuz Kağan’ın kişiliği

-cesur

-kahraman

-adaletli

-yiğit

Kurgu zamanı

Oğuz Kağan’ın doğumundan yaşlılığına kadar olan zamandır.

-Kılıç,ok,yay,kargı,bakır,gümüş,demir madenleri kullanılmıştır.

Olay örgüsü

-Oğuz Kağan’ın doğması

-Kırk günlükken konuşması

-Halkı gergedandan kurtarması

-Hükümdar olması

-Evlenmesi ve üç çocuğu olması

-ikinciye evlenmesi ve üç çocoğunun olması

-Ziyafet vermesi

-Kendisine tabi olanlarla iyi geçinmesi

-Siyasi birliği sağlaması

-Oğullarına devleti bırakması

Teması:Mete Han’ın Orta Asya’da Türk Birliğini kurması

Kişiler

-Altun Kağan

-Ay Kağan

-Oğuz Kağan

-Urum Kağan

-Uruz Kağan

-Dağ,Deniz,Gök

-Gün,Ay,Yıldız

NOTLAR

-Destanlarda ki kahramanlar olağanüstü özelliklere sahiptir.

-Destanda ki olaylar olağan ve olağanüstüdür.

-Destanlar genelde mazmundur.

-Anonimdir.

Olağanüstü olaylar

-Anasını sütünü bir kere emer

-Çiğ et,çorba ve şarap ister

-Dile gelir.

-Kırk gün sonra büyür yürür ve oynar

-at sürüleri güder,ata biner av avlar

Oğuz Kağan’a hanlık ünvanı verilmesi:Hiç kimseinni yaklaşamadığı gergedanı Oğuz Kağan’ın öldürmesi ona hanlıkünvanı verilmesini sağlamıştır.

Oğuz Kağan’da

-Yönetim şekli

-Göçebe hayat

-Din anlayışı

-Kullandıkları madenler

-Cihangirlik anlayışı

-Eğlence anlayışı

-Çok eşlilik

-Belgelik anlayışı

gibi anlayışlara rastlanır.

OĞUZ KAĞAN (TABLO)

Tip nasıl bir insandır? Oğuz Kağan fiziksel özellikleri ve karakteriyle bir kahramanın bütün özelliklerini taşıdığı için bir tiptir.Cesur,kahraman,adaletli,yiğittir.

Karakter/tip durağan mıdır ,dinamik midir? Tip kesinlikle dinamiktir.Destan boyunca ön plandadır hiç durmaz hep savaşır.

Destanın hangi kısmı szin karakter/tip hakkında böyle düşünmenize neden oldu? Oğuz Kağan’ın kahramanlığını ilan ettiğii bölüm

Sosyal ortam ve çevre bu karakteri nasıl etkilemiştir? Oğuz Kağan’ın olağanüstü özellikler taşıması toplumun ondan beklentilerinin fazla olmasına yol açmıştır.O da bu sorumluluklarını başarılı bir şekilde yerin getirmiştir.

Bu karakterin /tipin sizin sosyal vetoplumsal yapınızla farkı var mıdır? Yoktur.Bugünkü toplumsal yapıda kendi millei için feda edecek kişilere rastlamak oldukça zordur.Ama yinede toplumumuz kendini kurtaracak kahramanlar beklemektedir.

Bu karakterin diğer karakterler üzerinde etkisi var mıdır? Vardır.Boylara isimler ve oğullarına hanlık verilmesi

Karakter kendi kiiliğinin farkında mıdır? Farkındadır.Dünya kağanı ilan etmes itaat edenlere dost etmeyenlere düşman kesilmes

Sizce gerçek hayatta bu destandaki karakter gibi davranan biri var mıdır? Hayır.Olağanüstü özellikler taşıması ve değişen yaşam koşulları gerçek hayatta böyle kahraman olmasını imkansızlaştırır.

SAYFA:140 Cevaplar 1-harname deki olay ve olay örgüsü şunlardır;

*eşeği tanıtılması

*eşeğin sahibinin onu serebest bırakması

*eşeğin otlağa gitmesi,orada otlayan öküzleri görmesi

*eşeği pir eşeğe gitmesi

*eşeğin buğday tarlasına gitmesi

*tarla sahibinin eşeği görmesi

*eşeğin pir eşekle karşılaşması

2-harnamede belirli bir zaman ve mekan ifadesi yoktur.Mesevide ”birgün” şeklinde bir zaman ve ”otlak buğday tarlası” şeklinde de mekan ifadeleri vardır.bu durumda mesnevideki zamanın ve mekanın belirsiz olduğunu göstermektedir

3-harnamedeki kahraman eşek,eşek sahibi,pir eşek ve tarla sahibidir.bu kahraman ve bunların etrafında şekillenen olay örgüsü doğal gerçeklikle ilişkilidir.şair yaşadığı olaylarla ilişkilendirilirse,kendisi yerine eşeği hükümdaryerine eşeğin sahibini,pir eşeği mürşidi,tarla sahibini ise köylüler veya eşkiyalar için sembol olarak kullanmıştır.

4-harnamedeki temel çatışma ”adalet-adaletsizlik”çatışmasıdır.metnin teması ise”elindeki ile yetinmek”tir.

5-metindeki tema ve tema etrafında şekillenen olaylar,sosyal hayattaki bireylerin ellerindekilerle yerinme,onlara rıza gösterme,daha fazlasını elde etmekiçin birtakım yollara sapma ilkeleriyle örtüşmektedir.

6-mesnevi nazım şeklinin özellikleri şunlardır:

*nazım birimi beyittir

*aruz ölçüsü kullanılır.aruzu kısa kalıpları kullaılır.

*her beyit kendi arasında kafiyelidir

*sembolik tarzda yazılır

*olay örgüsü,kişiler,zaman, ve mekan unsurlaı bulunur.

7-harnamenin yazılış amacı yaşanan bazı olayları edebi bir biçimde ifade etmektedir.bu nedenle eserde,şiir dilinin ifade biçimleri kullanılmıştır.mesnevinin şiirle benzer yönleri,ritim,ahenk ve yapı unsurlarıdır.mesnevinin şiirden farklı yönleri ise olay örgüsü ve bu olay örgüsüne bağlı kişiler,zaman ve mekan unsurlarının bulunmasıdır.

8-harnemede kahraman olarak eşek ve öküzün seçilmesi birbiriyle kıyaslanabilecek farklarının olmasındandır.bu farklılık etkenlerle yetinme teması ve onun etrafında gelişen olay örgüsüyle,elindekilere rıza göstermeyen eşek ve eşekten üstün olan öküzün eksiklik ve fazlalıkları üzerine kurulmuştur.

9-verilen beyitlerin ilki kahramanların halini ve ruh durumunu bilen”ilahi bakış açısına sahip bir anlatıcıya;ikinci beyit ise kahraman ağzından yazıldığı için ”kahraman anlatıcının bakış açısı”na sahiptir.

10-anlatıcı olay örgüsünü oluşturmada ve kahramanların ruh hallerini yansıtmada etkilidir.

12-beyitlerdeki ”ılduz” sözcüğü günümüzde yıldız şeklini almıştır.yıldız sözcüğü baht talih anlamındadır. şairde beyitte bizim acaba bahtımız talihimiz yokmudur anlamında kullanmıştır.

13-harnamede şeyhi’nin yaşadığı bir olay sembolik olarak anltılmıştır.şair döneminin mesnevi nazım şeklini kullanan şirlerin en ustasındandır.mutasavvuf olmasına karşın tasavvufi unsur kullnmamıştır.rahat ve lirik bir söyleyişi vardır.şiirlerinin nükte dolu olduğunu ”şeyhi uzatma nalevüahün nüktedandır bilür şahan-şahün”beyitiyle ifade edilmiştir.

14-şeyhi’nin sembolik anlatımı tercih etmesi hem durumnu hem de sosyal eşitlik konusunu daha rahat ve etkili,aynı zamanda edebi ve dikkat çekici bir tarzda ifade etmek istemesindendir…

sayfa 135:

1- devleti bir kişi yönetiyormuş,

ölümlü olduklarına inanıyorlarmış

Allah’a inandıkları sonuçlarına ulaşabiliriz

sayfa 136:

5- tema: aşk için herşey yapılır

6- a) ilahi bakış açısı

b) herkes kendi dininden kişiyle evlenir

TABLO:

sırasıyla yazıyorum

kerem: tiptir. iyi biri, dinamik, keremin sürekli aslıyı araması, var, var, farkında, olmaz

aslı: tiptir. iyi, güzel biri, dinamik, aslının anne ve babasıyla kaçması,

var, var, farkında, olmaz

135-136 cewapları 1-birinci cümle: halk hikayelerinin gerçekliğe bakışını ** dilini anlatan sosyal bir gerçekliği anlatır.

2.3. cümle: dönemin dini değerlere kutsal kişilere nasıl bakıldğını gösterir.

2- birnci cümle:cümle hikayenin hangi zamanda anlatıldığını net bir şekilde göstermez.

3- kerem ile aslı metindeki mekanlar hikayedeki olayların mekanla birlikte değişebileceğini göstermektedir.

4- ” yorgun argın dünyasından geçti öyle bir aleme göçtü ki rüya alemi mi desem mana alemi mi desem,ne desem;ak saçlı bir pir yamacına dikilip eğitti.

5- metindeki temel çatışma iyi kötü arasındadır.metnin teması aşıkların kawuşmasını hiçbir gücün engelleyemeyeceğidir.bu tema yani aşk ** aşıkların kawuşmaları türk edebiyatında çok kullanılmştır.

6-a: verilen örneklerden hareketle anlatıcının olaylar ** kahramanlarla ilgili her türlü bilgiye sahip olduğunu anlatıcı kendine göre hızlandırıp yawaşlattığını söleyebiliriz.

b: bu ifadelerden hareketle halk hikayelerinin kuşaktan kuşağa sözlü olarak aktarılmasını göstermesidir

7- iki metinde de olağanüstü olaylara yer **rilir.

* iki metinde de döneme ait özellikler tespit edilmektedir.

* iki metinde de ilahi bakış açısı kullanılmıştır.

* iki metinde sözlü bir geleneğin mahsülüdür.

8- halk hikayelerinde şiirsel halkın anlayacağı bir dil kullanılmıştır.

9- bu ifadeler metindeki anlamın oluşmasını sağlamaktadır.

10- her iki tipte aşkı için herşeyi göze alan gerçek aşık tipleridir.

*kerem dinamik aslı durağandır.

*hikayenin her bölümü

*kerem olumsuz aslı olumsuz

*farklıdır

*kerem ailesinin etkisi wardır

*kerem farkındadır aslı farkındadır

*hayır olamz

11- türk edebiyatı bu özelliğe sahip ilk “Dede Korkut” hikayeleridr.genellikle aşk dini konular işlenir.özellikle koşma şeklinde olur.

1-harname deki olay ve olay örgüsü şunlardır;

*eşeği tanıtılması

*eşeğin sahibinin onu serebest bırakması

*eşeğin otlağa gitmesi,orada otlayan öküzleri görmesi

*eşeği pir eşeğe gitmesi

*eşeğin buğday tarlasına gitmesi

*tarla sahibinin eşeği görmesi

*eşeğin pir eşekle karşılaşması

2-harnamede belirli bir zaman ve mekan ifadesi yoktur.Mesevide ”birgün” şeklinde bir zaman ve ”otlak buğday tarlası” şeklinde de mekan ifadeleri vardır.bu durumda mesnevideki zamanın ve mekanın belirsiz olduğunu göstermektedir

3-harnamedeki kahraman eşek,eşek sahibi,pir eşek ve tarla sahibidir.bu kahraman ve bunların etrafında şekillenen olay örgüsü doğal gerçeklikle ilişkilidir.şair yaşadığı olaylarla ilişkilendirilirse,kendisi yerine eşeği hükümdaryerine eşeğin sahibini,pir eşeği mürşidi,tarla sahibini ise köylüler veya eşkiyalar için sembol olarak kullanmıştır.

4-harnamedeki temel çatışma ”adalet-adaletsizlik”çatışmasıdır.metnin teması ise”elindeki ile yetinmek”tir.

5-metindeki tema ve tema etrafında şekillenen olaylar,sosyal hayattaki bireylerin ellerindekilerle yerinme,onlara rıza gösterme,daha fazlasını elde etmekiçin birtakım yollara sapma ilkeleriyle örtüşmektedir.

6-mesnevi nazım şeklinin özellikleri şunlardır:

*nazım birimi beyittir

*aruz ölçüsü kullanılır.aruzu kısa kalıpları kullaılır.

*her beyit kendi arasında kafiyelidir

*sembolik tarzda yazılır

*olay örgüsü,kişiler,zaman, ve mekan unsurlaı bulunur.

7-harnamenin yazılış amacı yaşanan bazı olayları edebi bir biçimde ifade etmektedir.bu nedenle eserde,şiir dilinin ifade biçimleri kullanılmıştır.mesnevinin şiirle benzer yönleri,ritim,ahenk ve yapı unsurlarıdır.mesnevinin şiirden farklı yönleri ise olay örgüsü ve bu olay örgüsüne bağlı kişiler,zaman ve mekan unsurlarının bulunmasıdır.

8-harnemede kahraman olarak eşek ve öküzün seçilmesi birbiriyle kıyaslanabilecek farklarının olmasındandır.bu farklılık etkenlerle yetinme teması ve onun etrafında gelişen olay örgüsüyle,elindekilere rıza göstermeyen eşek ve eşekten üstün olan öküzün eksiklik ve fazlalıkları üzerine kurulmuştur.

9-verilen beyitlerin ilki kahramanların halini ve ruh durumunu bilen”ilahi bakış açısına sahip bir anlatıcıya;ikinci beyit ise kahraman ağzından yazıldığı için ”kahraman anlatıcının bakış açısı”na sahiptir.

10-anlatıcı olay örgüsünü oluşturmada ve kahramanların ruh hallerini yansıtmada etkilidir.

12-beyitlerdeki ”ılduz” sözcüğü günümüzde yıldız şeklini almıştır.yıldız sözcüğü baht talih anlamındadır. şairde beyitte bizim acaba bahtımız talihimiz yokmudur anlamında kullanmıştır.

13-harnamede şeyhi’nin yaşadığı bir olay sembolik olarak anltılmıştır.şair döneminin mesnevi nazım şeklini kullanan şirlerin en ustasındandır.mutasavvuf olmasına karşın tasavvufi unsur kullnmamıştır.rahat ve lirik bir söyleyişi vardır.şiirlerinin nükte dolu olduğunu ”şeyhi uzatma nalevüahün nüktedandır bilür şahan-şahün”beyitiyle ifade edilmiştir.

14-şeyhi’nin sembolik anlatımı tercih etmesi hem durumnu hem de sosyal eşitlik konusunu daha rahat ve etkili,aynı zamanda edebi ve dikkat çekici bir tarzda ifade etmek istemesindendir…

140 cewaplar 1- harname deki olaylar ** olay örgüsü şunlardır:

*eşeğin tanıtılması

*eşeğin sahibinin onu serbest bırakması

*eşeğin pir eşeğe gitmesi

2- harname de belirli bir zaman ** mekan ifadesi yoktur.mesnewi de birgün şeklinde bir zaman ** otlak buğday tarlası şeklinde de mekan ifadeleri wardır.bu durum mesnewideki zamanın ** mekanın belirsiz olduğunu göstermektedir.

3- harname deki kahramanlar eşek eşeğin sahibi pir eşek ** tarla sahibidir.bu kahramanlar ** bunların etrafında şekillenen olay örgüsü doğal gerçeklikle değil kurmaca gerçeklikle ilişkilidir.

4- harname deki temel çatışma adale-adaletsizlik çatışmasıdır.metnin teması ise elindekilerle yetnmektir

5- metindeki tema ** tema etrafında şekllenen olaylar sosyal hayattaki bireylerin ellerindekilerle yetinme onlara rıza gönderme daha fazlasını elde etmek için birtakım yollara sapmama ilkeleriyle örtüşmektedir.

6- harname nin ritmi aruz ölçüsüyle sağlamıştır.metin aruzun feilatünmefailün kalıbıyla yazılmıştır.nazım birimi beyit olan harname nin her beyti kendi arasında kafiyelidir.

7- harname nin yazılış amacı yaşanan bazı olayları edebi bir biçimde ifade etmektedir.bu nedenle eser şiir dilinin ifade biçimleri kullanılmıştır.mesnewinin şiirle benzer yönleri ritim ahenk ** söyleşi yapı unsurlarıdır.

8- harname de kahraman olarak eşek ** öküzün seçlmesi birbirleriyle kıyaslanabilecek farklılıklarının olmasıdır.bu farklılık elindekilerle yetinme teması ** onun etrafında gelişen olay örgüsüyle elindekilere rıza göstermeyen eşek ** eşekten üstün olan öküzün eksiklik ** fazlalıkları üzerine kurulmuştur.

9- **rilen beyitlerden ilki kahramanların halini ** ruh duumunu bilen ilahi bakış açısına sahip bir anlatıcıya ikinci beyit ise kahramanın ağzından yazıldığı için kahraman anlatıcının bakış açısına sahiptir.

sayfa 146:

sırasıyla yazıyorum

köy hocası: karakterdir. iyi, yardımsever, çalışkan

dinamik

yakalamaya çalışması

olumsuz

var

var

farkında

olabilir

sığırtmaç: karakterdir. ürkek, meraklı, yabani

dinamik

kaçmaya çalışması

olumsuz

var

var

farkında

olabilir

SAYFA 152-153-154-155-156-157-158-159-160-161-162-166 CEVAPLAR HAZIRLIK

1-bilmiyom valla??

2-bütünüyle yazıya aktaramayız çünkü bazı olayları seyircinin bizzat kendisi görmesi gerekmekterdir bunun için bütünüyle aktaramayız.örneğin bir filmi izleyip eğer birde kitabı varsa onuda okuduğumuzda aralarında bazı sahnelerin olmadığını bazı yerlerin farklı olduğunu görebiliriz.

Sayfa 156,157,158

ELEKTRA

-Trajedidir.

Trajedinin Özellikleri

-Konularını tarihten ya da mitolojiden alır.Eskİ Yunan ve Latin tarihi

-Kişiler soylu kimseler olur.(kral,kraliçe,vs..)

-Baştan sona ciddi bir hava içinde geçer

-Trajediler mazmundur.

-Trajediler aynı mekanda geçer yaşanalar 24 saat içinde anlatılır.

-Üç birlik kuralı uygulanır.(olay,yer,zaman akla gelir.)

-Vurma,kırma ,öldürme gibi olaylara seyircinin gözü önünde yer verilmez.Bunlar dışarıda gerçekleştirilir sahne haberi ulaşır.

-Diyalog vekorudan oluşur.

-Koro kadınlar ve ihtiyarlardan oluşur.

-Erdem ve ahlak önemlidir.

-Beş bölümden oluşur.Perde yoktur.Kesintisiz oynanır.Perdenin yerini koro tutar.

CİMRİ

-Komedidir.

Komedinin Özellikleri

-Konularını çağdaş toplumdan ve günlük hayattan alır.

-Argo kelimeler kullanılabilir.

-Vurma,yaralanma gibi olaylara sahnede yer verilir.

-Diyalog ve koro bölümlerinden oluşur.

-Mazmundur.

-Kesintisiz oynanır.

-Üç birlik kuralı uygulanır.

-Beş bölümden oluşur.

Trajedi ve komedinin ortak yönleri

-Mazmundur.

-Kesintisiz oynanır.

-Üç birlik kuralı uygulanır.

-Beş bölümden oluşur.

Trajedi ve komedinin farklı yönleri

-Komedide vurma kırma gibi olaylar sahne içinde canlandırılır.

-Trajedide canlandırılmaz.

HAMLET

-Dramdır.

Dramın Özellikleri

-Konularını günlük hayattan alır.

-Oyunda acıklı ve gülünç olaylar bir arada verilir.

-Nazım ya da nesir biçimde yazılır.

-Kahramanlar her tabakadan seçilebilir.

-Üç birlik kuralına uyma zorumluluğu yoktur.

-Perde sınırlaması yoktur yazarın isteğine bağlıdır.

BAZI TİYOTRO TERİMLERİ

****SAHNE:Oyunun oynandığı yere verilen isim

****AKTÖR:Erkek oyuncu

****AKTRİST:Bayan oyuncu

****DUBLÖR:Tehlikeli sahnelerde gerçek oyuncunun yerine bir başkasının rolü oynaması

****DEKOR:Sahnenin konuya uygun düzenlenmesi

****KOSTÜM:Oyuncuların rollerine uygun giyinmesi

****AKSESUAR:Oyuncuların tiyatro boyunca kullandıkları eşyalar

****Efekt:konuya uygun verilen ses

****Suflör:Sahne arkasından oyuncular rollerini unuttukları zaman rollerini fısıldayan kişi

****Kulis:Sahne arkasında oyuncuların hazırlandığı yer

sayfa 154

1)Halk edebiyatıdır

2)ilgisi vardır.bulunduğu toplumdan etkilenir

3)çok karışıktı yapamadım

ÖLÇME DEĞERLENDİRME

1)d d

2)kahraman

3)a

4)e

SAYFA:166 Cevaplar 1-harname deki olay ve olay örgüsü şunlardır;

*eşeği tanıtılması

*eşeğin sahibinin onu serebest bırakması

*eşeğin otlağa gitmesi,orada otlayan öküzleri görmesi

*eşeği pir eşeğe gitmesi

*eşeğin buğday tarlasına gitmesi

*tarla sahibinin eşeği görmesi

*eşeğin pir eşekle karşılaşması

2-harnamede belirli bir zaman ve mekan ifadesi yoktur.Mesevide ”birgün” şeklinde bir zaman ve ”otlak buğday tarlası” şeklinde de mekan ifadeleri vardır.bu durumda mesnevideki zamanın ve mekanın belirsiz olduğunu göstermektedir

3-harnamedeki kahraman eşek,eşek sahibi,pir eşek ve tarla sahibidir.bu kahraman ve bunların etrafında şekillenen olay örgüsü doğal gerçeklikle ilişkilidir.şair yaşadığı olaylarla ilişkilendirilirse,kendisi yerine eşeği hükümdaryerine eşeğin sahibini,pir eşeği mürşidi,tarla sahibini ise köylüler veya eşkiyalar için sembol olarak kullanmıştır.

4-harnamedeki temel çatışma ”adalet-adaletsizlik”çatışmasıdır.metnin teması ise”elindeki ile yetinmek”tir.

5-metindeki tema ve tema etrafında şekillenen olaylar,sosyal hayattaki bireylerin ellerindekilerle yerinme,onlara rıza gösterme,daha fazlasını elde etmekiçin birtakım yollara sapma ilkeleriyle örtüşmektedir.

6-mesnevi nazım şeklinin özellikleri şunlardır:

*nazım birimi beyittir

*aruz ölçüsü kullanılır.aruzu kısa kalıpları kullaılır.

*her beyit kendi arasında kafiyelidir

*sembolik tarzda yazılır

*olay örgüsü,kişiler,zaman, ve mekan unsurlaı bulunur.

7-harnamenin yazılış amacı yaşanan bazı olayları edebi bir biçimde ifade etmektedir.bu nedenle eserde,şiir dilinin ifade biçimleri kullanılmıştır.mesnevinin şiirle benzer yönleri,ritim,ahenk ve yapı unsurlarıdır.mesnevinin şiirden farklı yönleri ise olay örgüsü ve bu olay örgüsüne bağlı kişiler,zaman ve mekan unsurlarının bulunmasıdır.

8-harnemede kahraman olarak eşek ve öküzün seçilmesi birbiriyle kıyaslanabilecek farklarının olmasındandır.bu farklılık etkenlerle yetinme teması ve onun etrafında gelişen olay örgüsüyle,elindekilere rıza göstermeyen eşek ve eşekten üstün olan öküzün eksiklik ve fazlalıkları üzerine kurulmuştur.

9-verilen beyitlerin ilki kahramanların halini ve ruh durumunu bilen”ilahi bakış açısına sahip bir anlatıcıya;ikinci beyit ise kahraman ağzından yazıldığı için ”kahraman anlatıcının bakış açısı”na sahiptir.

10-anlatıcı olay örgüsünü oluşturmada ve kahramanların ruh hallerini yansıtmada etkilidir.

12-beyitlerdeki ”ılduz” sözcüğü günümüzde yıldız şeklini almıştır.yıldız sözcüğü baht talih anlamındadır. şairde beyitte bizim acaba bahtımız talihimiz yokmudur anlamında kullanmıştır.

13-harnamede şeyhi’nin yaşadığı bir olay sembolik olarak anltılmıştır.şair döneminin mesnevi nazım şeklini kullanan şirlerin en ustasındandır.mutasavvuf olmasına karşın tasavvufi unsur kullnmamıştır.rahat ve lirik bir söyleyişi vardır.şiirlerinin nükte dolu olduğunu ”şeyhi uzatma nalevüahün nüktedandır bilür şahan-şahün”beyitiyle ifade edilmiştir.

14-şeyhi’nin sembolik anlatımı tercih etmesi hem durumnu hem de sosyal eşitlik konusunu daha rahat ve etkili,aynı zamanda edebi ve dikkat çekici bir tarzda ifade etmek istemesindendir…

sayfa 163 deki ölçme ve degerlendirme sorularının cevapları: 1 d.2y. 2.soru:karagöz,orta oyunu,meddah,köy seyirlik oyunu.3.soru: e4.soru:ilkiyle=trajedi,ikincisiyle=dram,üçüncüsüy le=komedi

ben yaptım 166 yı

tabloyu sölüorum…

karagöz tipcahil,…..hacivat tipbilgili

ikiside dinamiktir…

olumsuz…

sosyal ve toplumsal yapımızdan farkları var…

birbirleri üzerinde etkileri var

karagöz farkında değil,…hacivat farkında

evet olabilir….

5.soru…

temel çatışma…cahil okumuş çatışmasıdır,tema…yanlış anlama

6.soru…

sade dil ve halk söylemleri vardır…

7.soru…

ifadelerde yanlış anlaşılma var…metnin temasıda yanlış anlaşılmadır…

8.soru..

doğaçlama ve karşılıklı konuşmalardan meydana gelmiştir…bu nedenle yazarı yoktur…geleneksel türk tiyatroları anonimdir…sözlü edebiyat ürünleridir…

9.soru…

bellli sözlerle başlar,gölge oyunudur…halk söylemleri vardır…yanlış anlaşılmayla birlikte izleyenleri güldürme amaçlıdır…

umarım bunlar sana yardımcı olur…
SAYFA 170-171-172-173-176-177 CEVAPLAR SAYFA 170

ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME:

1-Y, D

2-trajedi

3-B

4-A

SAYFA 171:

5- cahil ve okumuş insan arasındaki çatışma anlatılıyor.

SAYFA 172

3.ÜNİTE ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME:

1-Y, D

2-D, D

3-

1.boşluk: geleneksel

2.boşluk:modern

4-masal

5-ilahi

6-D

7-A

8-C

9-B

SAYFA 173:

10-D

11-BULMACANIN CEVAPLARI

1-tiyatro

2-ileti

3-sahne

4-zaman

5-çatışma

6-anlatıcı

7-mekan

8-kurgu

9-karakter

10-tip

11-olay

12-bakışaçısı

SAYFA 181-182-184-185-188-189-191-192-193-194-195 CEVAPLAR 1-

aynı anda düşünceden hareketle birden fazla öğretici metin yazılamaz :yanlış

öğretici metinler genellikle güncel araştırmaları ve sorunları işler: doğru

2-

parçanın ana düşüncesi: Türk dilinin en güzel şekilde kullanılmasıdır..

184 fil dişinden kule adlı parçanın ana düşüncesinin sorulduğu sorunun cevabı:

her sanatçı yaşadığı ülkesi ve çevresi ne şartlarda olursa olsun fikirlerini açıkca söylemelidirler.

biz böyle yatık umarım yardımcı olur..

SAYFA:188-189-191-192-193-194-195 Cevaplar ölçme değerlendirme soruları

1::

ilk yanlış sonraki doğru

2:: A

3:: E

4:: her öğretici metinlerdeki ortak yönler;bilgi vermesi, okuyucuyu düşündürür, ikna eder, yönlendirir, fikirlerimizin değişmesini farklı açılardan bakmamızı sağlar ve hepsi insanı anlatır….

184 ve 185 sayfa 184ve 185.sayfa

1.soru

sanat ve sanatçının hür olması

2.soru

soyut bir kavram ifade etmektedir

anadüşünce:sanat ve sanatçıya baskıların olduğu

4.soru

gelir.yazarın duygu ve düşünceleri farklılık gösterir.

anlama yorumlama

1.soru

amacı olduğu için bir yazıyla aktarma gereği duyar

ölçme değerlendirme

d

d

boşluk:yunus emrenin türk dilini en güzel şekilde kullanması

3.soru:d

4.soru:metnin okuyucuya aktarmak istediğii ileti düşünce bildiri

SAYFA 192 ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME:

1.Y

D

2.A

3.E

4.bilgi verir, farklı açıdan bakmamızı sağlar,okuyucuyu düşündürür…

Konu: Bayragımız

1-) Bu metin ülkenin işgale ugradıgı bir zamanda kurtulus savası yıllarında yazılmıstır.KazanıLan zaferleri anLatmaktadır.Ülknenin sanlı tarihine ısık tutar.

2-) Bayragımız metni yazıldıgı donemin vatan,milliyet,hürriyet vb. konuları işlemistir.Hem duygu hemde düsünceler verilmis hende tarihi ve kültürü yansıtmıstıR.

Bayragımız ögretici metin gelenegine baglıdıR.

195

**ÇME DEĞERLENDİRME:

1: D Y

2: zaman mekan

3:mektup

188İN CEVAPLARI

1:bir kavramı açıklamak

2:soyut olduğu için anlaşılması çok zor edebiyatla ilgilenenlere daha çok hitap ediyoR.

3labilir.farklı anlşatım biçimleri oluşabilir

5:cvapları kitabın arkasındaki sözlük kısmında var bi gezi yok.gezi:gezilen yerlerin anlatılması

6:felsefi metin

7.günlük gözlemlere yer verilmiş

anlama yorumlama

1:kişiden kişiy egöre değişir

4:anlatım türü ve konusunu belirler

ölçme değerlendirme

1:1y

2d

2:c

3:deneme

4:türü mektuptur.benzetmeler vardır188İN CEVAPLARI

1:bir kavramı açıklamak

2:soyut olduğu için anlaşılması çok zor edebiyatla ilgilenenlere daha çok hitap ediyoR.

3labilir.farklı anlşatım biçimleri oluşabilir

5:cvapları kitabın arkasındaki sözlük kısmında var bi gezi yok.gezi:gezilen yerlerin anlatılması

6:felsefi metin

7.günlük gözlemlere yer verilmiş

anlama yorumlama

1:kişiden kişiy egöre değişir

4:anlatım türü ve konusunu belirler

ölçme değerlendirme

1:1y

2d

2:c

3:deneme

4:türü mektuptur.benzetmeler vardır

189

ölçme değerlendirme soruları:

1-

ikiside doğru

2-c

sayfa 190 da=

3.soru: söyleyişi(sohbet)

4-anlaşılır bir biçimde yazılmıştır.günümüz Türkçesiyle

S.181-182

1,bilgi vermek tanıtmak

2,ıtrı hakkında bilgi sahibi olmak isteyen herkesi

3,olur çünkü haytı kişiliğinede etki eder

4,verilen bilgi eksik olur.metin içinde belirli bir anlam vardır

5,4 birim

6, bilgi vermek tanıtmak yaşantısı,kişiliği,şahsiyeti

ÖLÇME DEĞERLENDİRME

1,tanıtmak

2,b

3,b ve e

4,d

5,bilgi vermek tanıtmak

SAYFA 202-204-215 CEVAPLAR 202. sayfanın hazırlık soruları;

1)yaşadığımız ilin tarihi özellikleri,nüfusu,coğrafi özelliklerini konu alan bir metin yazarak bu özelliklere dikkat ederiz

2)bu soruda bir yazarın veya santçının özelliklerin istiyor ben Ahmet Hamdi Tanpınar’ı örnek verdim ve ve bir metin yazarken dikkat edeceğimiz özellikler yaşadığı zaman,edebiyata katkıları,çevresi zihniyeti,öğrenim hayatı dikkate alınır.

ÜSTÜN SAYILAR

İrrasyonel sayılar arasında, cebirsel sayıların yanında, üstün sayılar adı verilen daha farklı sayılar da vardır. Sözü edilen bu sayılar, rasyonel katsayılı hiçbir cebirsel denklemin çözümü değildir; yani cebirsel işlemlerle elde edilemezler. İlk karşılaştırılan üstün sayı, çemberin çevresini veya alanını hesaplamak için kullanılan pi sayısıdır. Bu sayı matematikçileri, uzun süre büyük bir şaşkınlığa düşürdü. Geometride kaçınılmaz olan böyle bir sayı, kesin bir şekilde nasıl tanımlanır? Problem özellikle, iyi bilinen daireyi kareleştirme şeklini alır. Nitekim pi sayısını tanımlamak, alanı kesin olarak bir dairenin alanına eşit olan bir karenin çizimine dönüşür. Bu problem tarih boyunca çok sayıda ararştırmaya konu oldu. Böyle bir çizimin imkansızlığını, ancak 1882 yılında Ferdinand von Lindemann (1852 – 1939) kanıtladı.Lindemann, herşeyden önce pi sayısının, bir denklemin cebirsel çözümü olamayacağını ortaya koydu; böylece, daireyi kareleştirmeye dayanan geometrik çözümün temel koşulu çürütülüyordu. Lindemann’ın çalışması, Fransız matematikçi Charles Hermite’nin (1822-1901) elde etmiş olduğu benzer sonuçların devamıydı. Charles Hermite, Napier logaritmasının tabanı olan “e” sayısının da aynı özelliği taşıdığını gösterdi.

Sadece sonsuz dizilerin veya limiti olarak elde edilebilen üstün sayılar nasıl tanımlanabilir? Herşeyden önce bu sayılardan çok azının tanındığını bilmek gerekir. Cantor kendisini de şaşırtan çalışmasında, cebirsel sayılar kümesinin sayılabildiğini, yani tamsayılar kümesiyle arasında birebir ve örten bir uygulama bulunduğunu, ama üstün sayıların kümesinin sayılamayacağını kanıtladı ve kümeler kuramında bu sayıların kümesinin cebirsel sayıların kümesinden daha büyük olduğunu ortaya koydu.

Bugün biraz tebessümle karşılanan yanına rağmen, daireyi kareleştirme problemi, sayıları tanımamıza ve yeni sayılar yaratılmasına öncülük etti.

ELEMENTLERİN SİMGELERİ


SİMGELERİ

Çok az sayıda elementin bilindiği zamanlarda, elementler, Plato´nun Eski Yunanlıların kullandığı toprak-hava-su ve ateş sembollerinden yaptığı uyarlamalarla simgeleniyordu. Daha sonra yeni elementler keşfedildikçe, tüm elementlerin eninde sonunda “altın”a dönüşeceği düşüncesinden yola çıkan simyacılar tarafından, güneş (altın) merkezli sistemdeki her gezegenin adı, bir elemente verildi. O dönemde bilinen elementlerin bazılarının “simya” sembolleri şöyle:

Altın Cıva Kükürt Sodyum

Atom kuramıyla tanıdığımız John Dalton, elementlerin simgelenmesi konusunda, çemberlerden oluşan sembollerin kullanılmasını önerdi. Bu yönteme göre, bazı elementlerin simgeleri şöyleydi:

Karbon Cıva Kükürt Sodyum

En sonunda, 1813 yılında, Jon Jakob Berzelius isimli araştırmacı, elementlerin adları temel alınarak simgelenmesi fikrini ortaya attı. Hâlâ kullanılmakta olan bu yönteme göre:
1. Her element, 1 ya da 2 harften oluşan bir simgeyle ifade ediliyor ve bu simgenin ilk harfi her zaman büyük yazılıyor.

2. Simgelerde sıklıkla, elementin İngilizce adının ilk harfi kullanılıyor.
Örneğin: H (Hidrojen: Hydrogen), C (Karbon: Carbon), N (Azot: Nitrogen)

3. Eğer elementin baş harfiyle simgelenen başka bir element varsa, bu elementin simgesinde baş harfin yanına, İngilizce adının ikinci harfi de ekleniyor.
Örneğin: He (Helyum, Helium), Ca (Kalsiyum: Calcium), Ne (Neon: Neon)

4. Eğer elementin İngilizce adının ilk 2 harfi, bir diğer elementle aynıysa, simgesinde baş harfin yanına, bu kez baş harften sonraki ilk ortak olmayan sessiz harf getiriliyor.
Örneğin: Cl (Klor: Chlorine) ve Cr (Krom: Chromium)

5. Bazı elementlerin simgelerinde de, bu elementlerin Latince ya da eski dillerdeki adları temel alınmış. Bu 11 elementin simgeleri ve adları şöyle:
Na (Sodyum: Natrium)
K (Potasyum: Kalium)
Fe (Demir: Ferrum)
Cu (Bakır: Cuprum)
Ag (Gümüş: Argentum)
Sn (Kalay: Stannum)
Sb (Antimon: Stibium)
W (Tungsten: Wolfram)
Au (Altın: Aurum)
Hg (Cıva: Hydrargyrum)
Pb (Kurşun: Plumbum)

6. Çoğu yapay olarak sentezlenen yeni elementlerin simgeleriyse, atom numaralarına karşılık gelen Latince rakamlar esas alınarak veriliyor.
Örneğin: atom numarası 116 olan Ununheksiyum elementinin simgesi olan “Uuh”,
1: uni – 1: uni – 6: hexa kelimelerinin baş harflerinden oluşuyor.

Genleşme

GENLEŞME Bir cisim ısıtıldığında sıcaklığı artıyorsa, genelde cismin (L) boyunda, (S) yüzeyinde , (V) hacminde artış gözlenir. Buna denir. Genleşmenin nedeni, ısıtılan cismin moleküllerinin kinetik enerjilerinin artması sonucu moleküller arası ortalama uzaklığın artmasıdır. Katıların Genleşmesi : Katı bir madde ısıtıldığında , genleşmeyi etkileyecek bir dış kuvvet yoksa, maddenin her boyutu (varsa içindeki boşluklar dahil) , aynı oranda genleşir. Bu nedenle , ısıtılan bir katı maddenin genleştikten sonraki durumu , çekilen bir fotoğrafın büyütülmesi durumuna benzer. Örneğin , üzerinde delikler bulunan metal bir levha ısıtıldığında , levhanın her boyutu (üzerindeki delikler dahil) aynı oranda büyür. Isıtılan katı bir maddenin boyutlarının artması , katı maddenin yüzeyinde ve hacminde artış meydana getirir. Bu nedenle katı maddelerde genleşmeyi boyut, yüzey ve hacim olarak ayrı ayrı incelemek kolaylık sağlar. a) Boyca : Sıcaklığı artan bir katı cismin genleşmesi her doğrultuda olur. Önce boyca genleşmeyi inceleyelim. L = Lo••t bağıntısı ile verilir. Lo = ilk boy L = son boy L= boyca uzama  = Boyca uzama katsayısı t = sıcaklık değişimi ( C) Boyca uzama katsayısı : Birim uzunluktaki bir katı maddenin sıcaklığı 1C arttırıldığında oluşan uzama miktarıdır. Maddenin ayırt edici özelliklerinden biridir. Birimi 1/C ‘dir. L = Lo + L bağıntısı ile de son boy bulunur. Lo L L b) Yüzeyce : Bir metal levha ısıtılırsa hem enine hem boyuna uzar, yani boyutları değişir. Yüzeyi So olan bir levhanın sıcaklığı t C değiştirildiğinde levhanın yüzeyindeki artış S ise , S = So • • t dir. S = yüzeyce miktarı So = ilk yüzey alanı  = yüzeyce katsayısı t = sıcaklık artışı S = son yüzey alanı Burada  , levhanın yüzeyce katsayısıdır. Yüzeyce katsayısı , bir katı maddenin sıcaklığını 1C değiştirdiğimizde levha yüzeyindeki değişme miktarıdır. Yüzeyce katsayısı , boyca uzama katsayısı  nın yaklaşık 2 katıdır.   2 şeklinde gösterilir. Ayrıca ; S = So + S ile de son yüzey bulunur. c) Hacimce : Hacmi Vo olan katı bir cismin sıcaklığı tC değiştirildiğinde , cismin hacmindeki artış V ise, V = Vo •  • t dir. V = hacimce miktarı Vo = ilk hacim V = son hacim  = hacimce katsayısı t = sıcaklık artışı Burada  , cismin yapıldığı maddenin hacimce katsayısıdır. Hacimce katsayısı, birim hacimdeki bir cismin sıcaklığını 1C değiştirdiğimizde , cismin hacmindeki değişme miktarıdır. Hacimce katsayısı  , boyca uzama katsayısı  ‘nın yaklaşık 3 katıdır.   3  olarak gösterilir. V = V0 + V ile de son hacim hesaplanır. Sıvıların Genleşmesi : Sıvıların uzunluklarından ve yüzeylerinden söz edilemeyeceği için ancak hacimce değişmeleri incelenebilir. Hacmi Vo olan bir sıvının sıcaklığı t C değiştiğinde sıvının hacmindeki artış : V = Vo •  • t olur. V = hacimdeki miktarı Vo = ilk hacim V = son hacim  = sıvının katsayısı t = sıcaklık artışı V = Vo + V ile de son hacim bulunur. Vo V Suyun Genleşmesi : 0 C ‘deki bir miktar suyun sıcaklığı arttırıldığında +4 C değerine kadar hacim azalır. Bu sıcaklıktan sonra hacim artar

Hidroliz nedir…

idroliz işlemi suyu oluşturan hidrojen ve oksijen elementlerinin birbirinden ayrılması ile sonuçlanan bir işlemdir. Hidroliz işleminin olabilmesi için su ile bir etkileşimde bulunan kimyasalın bir şekilde suyun içine geçmesi gerekir. Yoksa elektroliz işlemi gibi bir işlem olmayan hidrolizde, suyun parçalanması gibi bir durum mevcut olmayıp, daha çok sıvı fazda oluşan çoğu zaman da dinamik olan bir denge mevcuttur. Bazı zamanlarda hizdoriliz işlemi suda çözünme ile tam olarak örtüşür.
Uygulama oldukça basittir, lisede okuyan her fen ögrencisi bilir ve rahatlıkla yapabilir…

« Older entries